İçindeki yaratıcı coşkuyu yansıtan 13 yaşındaki April Deniz Picasso’nun eğlenceli, rengahenk resimlerine bakarken kendi içsel yaratıcı doğanızla tekrar bağlantı kurabilirsiniz. Onu tanımak, size içinizdeki çocuksu yaratıcılığı hatırlatacaktır eminim. İsminin sonuna Picasso’yu ekledim, gerçekten de yakıştı …
Her çocuğun içinde keşfedilmek için haykıran yaratıcı bir ses vardır. Bazı çocuklarda bu çığlık oldukça yüksek sesli, bazılarında yumuşak bir mırıltı halindedir. Ebeveynlerin ve eğitimcilerin, alev almayı bekleyen bu küçük yaratıcı kıvılcımlara karşı tetikte olmaları gerekir. Yaratıcı fırsatlar, çocuğun zihnini, üst düzey düşünme bölgesine geçmede özgürleştirir. — Mel Levine
Röportaj: Aziza La’Ra Kuğu
Merhaba April Deniz, yaratıcı çocuklarla çalıştım, bu yüzden ilgimi çektin, kendini nasıl tanıtmak istersin?
Ben April Deniz. Dünyanın dostuyum. 5 yaşımdan bu yana resim yapıyorum. 13 yaşındayım.
İnsanın ilk yetenekleri 5-6 yaşında ortaya çıkıyor gerçekten, 5 yaşındaki halini hatırlıyor musun? nasıl bir çocuktun?
Biraz hatırlıyorum. İlk resimlerimi sulu boyalarla yapmaya başladım. Daha sonra teyzemin aldığı pastel boyalarla resim yapmak beni heyecanlandırdı. Her boya değişikliği bana resim yapma coşkusu ve heyecanı veriyordu. Hayalimde geçen olayları resmetmeye başladım. Ailem bu resimleri çok beğendi. O kadar büyük bir zevkle resim yapıyordum ki annem bana kağıt yetiştiremiyordu. Çevremde gördüğüm karmaşık ve renkli şeyleri görünce hayal dünyam coşardı…
Ben ilkokul yıllarımda hatırlıyorum resim yapmaktan zevk alırdım. Bir gün ağaçları mor yaptım, o gün bir resim öğretmeni ağaçlar hiç mor olur mu dedi, ben de hayalimdeki ağaçlar mor dedim. Öğretmenlerin yaklaşımı gerçekten önemli, senin resim yapmanla ilgili ilginç bir anın var mı böyle?
Yarışmaya göndermek için başladığım bir resmi, öğretmenim hiç istemediğim bir biçimde bir yerini boyadı. Eve geldiğimde, o boyayı çıkarıncaya kadar canım çıktı. Yaptığım hiçbir çalışmaya müdahale edilmesini istemem, bir resim yapmışsam o her şeyi ile bana ait olmalı.
O resmi bitirmek için sabaha kadar uğraşmıştım ve ben henüz 7 yaşındaydım. Annem boş ver kızım yat artık, önemli değil, bitmezse bitmez, yarışmaya da katılmazsın diyordu. O resim uluslararası yarışmaya ertesi gün gitti ve 245 bin resim arasından 2’inci seçildi.
Resim konusunda tutkun olduğunu ve yetenekli olduğunu ilk nasıl anladın?
Henüz 2 yaşımdayken renkleri tonlarına kadar ayırıyormuşum. Ayrıca geometrik şekilleri biliyormuşum. Renklerin içindeki mutluluğumu gören ailem boyaları elime vermişler ve yüreklendirmişler. Örneğin bana ‘küçük Picasso’ diyorlardı ve ben o zamanlar bununla övünür gibi ‘ailem bana küçük pikasu diyor’ diyormuşum.
Resimlerinde Picasso’nun renklerini ve kompozisyonunu gördüm ben de. Hangi ressamları seviyorsun?
Picasso, Dali, Miro, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Adnan Turani, Botero, Selçuk Demirel, Piet Pedersen ilk aklıma gelenler.
Nasıl malzemeler kullanmayı tercih ediyorsun?
Aslında her türlü malzemeyi kullanmayı seviyorum Doğadan gelen her türlü malzemeyi, rengi, hatta olmayan renkleri seviyorum. En sevdiğim renkler: şarap kırmızısı, kızıl, mor ve tonları, ateşin rengi, doğanın rengi, beyaz, hepsi benim için özel ve canlı. Ancak, en sevdiğim renk siyah!
İlginç bir cevap oldu, siyah neden?
Siyah çoğu insan için karanlığı temsil ediyor. Bense renkler arasında ayırım yapmam. Bu nedenle siyah benim rengim. Siyah dışlanmamalı. Resimlerimde de siyah rengini çok kullanırım.
Güzel bir yanıttı bu, tüm renklerin ahengi diyebiliriz, insan da zaten öyle değil mi rengahenk bir yaratılışı var. Ailenin seni desteklemesi ve eğitmenlerinin de yeteneğini farketmiş olması ne güzel. Yaşadığımız toplumda sanat eğitimi veren nitelikli okulların bulunmaması söz konusu. Sen bu konuda ne düşünüyorsun?
Yeteneğimi eğitmenler değil annem keşfetti. Ailemin eğitimli olması ve bana yaklaşım biçimi, resim yaparken beni özgür bırakmaları, hiçbir etki altında kalmamamı sağlamaları, yalnız resim değil, düşüncelerimi de özgür bırakmam için ortam hazırlamaları. Bu resimleri ben hiç ders almadan kendi kendime yaptım. Resim eğitimi verilmemesi gerektiğini de düşünüyorum. 14 yaşından sonra yalnızca teknik öğrenmek gerekir. Nitelikli okullar konusunu çok bilmiyorum.
Ailende peki sanatçı kişiler var mı? Genetik olarak atalarından gelen özelliklerin de olabilir, ne dersin?
Bizim aile sanatçı ruhlu, sanatın hemen hemen her dalıyla ilgilenirler ama sanatçı değiller…
April Deniz, katıldığın yarışmalar, sergilerin oldu. Onları anlatmak ister misin?
Evet, yarışmalara resim gönderdim. Biri Türkiye birinciliği aldı, diğeri Dünya ikinciliği. Daha sonra gönderdiğim resimler ise yollarda kayboldu, yarışmaya ulaşamadı. Bu nedenle artık yarışmalara resim göndermiyorum.
Bugüne kadar 9, 11 ve 12 yaşımda adı geçen sanat galerilerinde üç kişisel sergi açtım.
Kişisel Sergiler:
- 2012 – Resim ve Heykel Müzesi, Sedat Simavi Sergi Salonu Ankara
- 2011 – Altınoluk Tarihi Abdullah Efendi Konağı Edremit – Balıkesir
- 2009 – Çağdaş Sanatlar Merkezi Ankara
April Deniz, resim dışında neler yapmaktan hoşlanırsın?
Kitap okumak, duvar resmi yapmak, taşları boyamak, yüzmek, buz pateni yapmak, doğa ve kültür gezilerine gitmek, müzik dinlemek (çok severim), mum ışığında yoga yapmak, masanın altında düşünmek, ip atlamak (süper ip atlarım), top oynamak, safarilere bayılırım, dalmayı seviyorum (biraz daha büyüdüğümde derine dalmak istiyorum). Farklı yemekler keşfetmek ve yapmak.
Misket oynamak, buhar makinasına yüzümü dayayıp yüzümdeki damlacıkları aynada izlemek… Sinema ve tiyatroya da bayılırım. Hep bir şeyleri keşfetmek…
April Deniz Picasso’cuğum, tekrar resim yapmaya başlamayı düşünüyordum, seninle bu söyleşimiz eşzamanlı oldu. Benimle bu güzel söyleşiyi yaptığın için teşekkür ederim.
Ben ve ailem teşekkür ediyoruz.
Daha fazla bilgi için aşağıdaki linklere bakılabilir:
Blog: aprildeniz.blogspot.com
Facebook: fb.com/AprilDeniz.1
Twitter: twitter.com/AprilDeniz
Web: thebeautifulpeopleproject.com