Kreş ve Çalışan Anne

Bu sabahta duraktayım. Sabahın erken vakti ve servisim geldi, yerime yerleştim ve birkaç durak sonra gülücükleriyle bazı sabahlar da feryat figan ağlamalarıyla şirketin en küçük çalışanları da yerlerini alıyorlar serviste.

kreş

Şirkete geliyoruz ve bu küçük personeller Dagi ile (Şirketimizin maskotu köpeğimiz Dagi) kovalamacalar başlıyor. Sonra gelen her servisle sayıları artıyor. Dagi ile oynama kavgaları başlıyor. Mesai başlamadan kreşte yerlerini almalılar! Bir telaş bir telaş ki sormayın…

Sonra anne ve babaları için çalışma zili çalıyor. Bazıları için ayrılık en korkutucu an. Aman yarabbi kreş önünde yangın var… Neyse ki kreş öğretmeni ve ablalar işlerini iyi biliyorlar ve bu kriz çok büyümeden sonlandırılıyor. Onlar uykuya ve oyuna dalarken, biz doğru çalışmaya ve anneleriyle karşılaştığımız her noktada konu aynı oluyor, çabucak büyüseler de…


Nedeni; ister aile bütçesine katkıda bulunmak olsun, ister ekonomik özgürlüklerini kazanmak olsun, ister kariyer yapmak olsun, ister eğitim aldığı alanda meslek sahibi olmak olsun, sonucun anne olduktan sonra oldukça yıpratıcı olduğu kesin.

İşe tekrar başlamanın öncesinde; anne ve bebek arasında sağlıklı bir ilişkinin, güvenli bir bağın oluşması için ilk bir kaç ay annenin bebeği ile birlikte olması, onu emzirmesi, aralarında fiziksel temasın olması bebeğin duygusal ve fiziksel gelişimi açısından çok önemli olduğunu vurguluyor uzmanlar. Sonrasında anneler için iş başı başlıyor.

Kreş ve Çalışan Anne

En başta suçluluk hissi diye ekliyor her bir anne tek tek;

— Sıcacık yataktan çıkarıyorum gözler yumuk yumuk diyor birisi,

— Bir diğeri kapıdan çıktığımı görünce bastı çığlığı, arkama bile dönüp bakamadım diyor,

— Akşam benle küstü ne yaptıysam bakmadı yüzüme diyor yanı başımdaki anne,

— Bana değil bakıcısına anne diyor, derken başlıyor ağlamaya bir diğeri,

Bu gibi örneklerle uzayıp giden annece bir karartı başlıyor… “Neyse ki her şey onlar için” cümlesi ile tekrar gülüyor yüzleri…

“Yaşanılan sıkıntılara ve paylaşılamayan zamana karşın, durum o kadarda vahim değil!” cümlesi ile ayrılıyorum yanlarından ve Uçan Balonlar Ana sınıfını ziyarete geçiyorum.


Kreşe girer girmez, hoş geldiniz nidaları ile karşılanıyorum ve dahası öpülmek için sıraya giriyorlar önümde, memnuniyetle tanışıp öpüşüyoruz her biri ile.

Gözüme takılan önemli bir ayrıntı, ya da son zamanların haberlerinden olsa gerek, ne mutlu ki Atatürk Köşeleri var. Her biri Atatürk’ü tanıyor ve seviyor. 23 Nisan Ulusal Gençlik ve Çocuk Bayramından da haberleri var. Şu an anlamını çok bilmeseler de önemi var onlar için… Rengarenk gösterileri ile üzerilerine düşeni yapıyorlar her bayram çocuklar.

kreş

Onlar akşam menülerini afiyetle yerken, bende kreş ablaları Demet ve Didem ile aktiviteleri, resimleri ve gelişimleri ile ilgili bilgiler alıyorum. Kreş ortamında öğrendiklerinin zamane şartlarındaki yarışta onlara neler katacağını konuşuyoruz bir bir.

Kreş Ortamı

— Çocuklar kendi yaş grupları ile iletişim kurma becerisi ediniyorlar. Diğer çocuklara istinaden daha sosyal oluyorlar ve günlük diyaloglarda en az ebeveynleri kadar başarılı olduklarında hem fikir Demet ve Didem, benimde tanık olduğum üzere…

— Kreş çocukları daha disiplinli ve daha düzenli bir hayat yaşıyorlar, beslenme saati, oyun saati. Mesela uyku saati uyku düzenlerini sağlıyor, çünkü çocukların gelişimi için önemli olan büyüme hormonlarının devreye girmesi bu düzenle sağlanıyor,

— Yapılan aktivitelerle el becerileri ve kabiliyetleri artarken, yeteneklerinin daha çabuk keşfedilmesi de bir avantaj haline geliyor,

— Düzenlenen aktivitelerle öz güven kazanıyorlar, toplum içinde şarkı ya da şiir okumak gibi pek çoğumuzun hala hazırda yaşamamış olduğu tecrübelerle öz güven ediniyorlar,

— Okul öncesi bilgileri ile zorunlu eğitim hayatlarına daha yumuşak ve bir sıfır önde başlıyorlar, öğrenmeyi öğrenerek başlıyorlar,

— Yaşamlarının her anında toplumsal düzeni sağlamak için uygulanan kurallara küçük yaşta adapte oluyorlar.

Uzun lafın kısası; çocuklarımızla aramıza giren çalışma şartları, kısa vadede sıkıntı yaşatıyor gibi görünse de uzun vadede avantajlar sağlıyor. Annelerin duyguları ağır bassa da en az öğretmenleri kadar onlar da biliyorlar ki günümüz yaşam şartları ve eğitim sürecindeki kalite onlar için önemli ve ‘yarışı en iyi olanın kazanacağının önce onlar farkında. Anneler kendilerini geliştirmek ve yenilemek zamana yetişmek ve ayak uydurmak doğru olanı bilmek, bulmak, o minicik yaşamlara yön vermek, ışık olmak, örnek olmak zorunluluğundadır. Gelecek nesillerin paylaşımcı, sevgi dolu, üretken ve çalışkan birer birey olarak önümüzde koşacaklarını biliyor.


Mustafa Kemal Atatürk’ün de söylediği gibi; “Çocuklar geleceğimizin güvencesi yaşama sevincimizdir, bu günün çocuğunu yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.” sözü ile bitiriyorum.


Nihal Çalışkan
1980 Nisan doğumlu. Kendini ve hayatı keşif sürecinde, hayatına giren her bir ruhta kendini buluyor. Dünün dünde kaldığını hatırlatıyor bazen kendine, bugünü, anı yaşamanın keyfini sürmek en büyük derdi. Bilinmeyen on yüz bin ihtimalli yarına umutla ve keyifle ve neşeyle ve merakla gözlerini dikmiş durumda. Bilinmeyeni öğrenmek, görünmeyeni görmek, duyulmayanı duymak çabasında. Farkındalıklarını artırıyor ve şifa ve şefkat ile bazen hırçın, bazen deli dolu, bazen sakin, bazen çocuk gibi bazen çok keyifli ve bazen de uzun uzun susarak sadece sevmeyi bilen kalbi ile yaşıyor…