Ülkemizde seçim hazırlığı sayılan günler genelde şaşılacak derecede garip olaylarla dolu olur ancak seçim sonuçları çoğunlukla tahmin edilebilir. Bu seçimde de muhakkak tahmini bazı bantlar olmasına rağmen milletvekili sayıları açısından bir belirsizlik ve tedirginlik mevcut.
Bu belirsizlik genel olarak HDP’nin seçime bağımsız milletvekilleri yerine parti olarak girmesinden kaynaklanıyor. Eğer HDP mevcut seçim barajını aşarsa yani mevcut oyların %10’unu almayı başarırsa 50-60 arası bir milletvekili sayısı ile meclise girecek. Bu durum, en çok mevcut hükümeti etkileyecek. Yani eğer HDP barajı aşarsa nereden baksanız AKP’nin 35-40 milletvekilini eksiltmiş olacak. Bu sebeple HDP’nin barajı aşıp aşmaması sadece kendisini değil hükümeti de epey bir ilgilendiriyor. Mevcut iktidar partisinin son birkaç yıldır çözüm sürecini birlikte yürüttüğü partiyi seçim sürecinde yıpratmaya çalışmasının esas sebebi de bu hesaptır.
Peki HDP barajı aşabilir mi?
Bence HDP, özellikle de Selahattin Demirtaş, geliştirmiş olduğu muhalefet anlayışı ile Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci dâhil olmak üzere o günden bu yana (kendilerinin deyimiyle) Kürt siyasal hareketine, en azından 2-4 puan oy kazandırdı. Bu muhalefet anlayışını, basını güçlü kullanmak suretiyle geliştirdi ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde aldığı sonuç, %6-7’lik oy potansiyelinin %9’lara ulaşmasına neden oldu. Bunu çoğunlukla sol kesime oynayan politikalarıyla yaptı ve çoğunlukla da başarılı oldu diyebilirim. Eğer doğru orantı kullanırsak HDP’nin oyu %10’u çoktan geçti.
MHP’de büyük hareketlilik yok
MHP’ye baktığımızda ise pek bir hareketlilik yaşanmadığını söylemek zorundayım. Devlet Bahçeli’nin mitingleri her ne kadar kalabalık olsa da işin açığı Sayın Bahçeli prompter denen alet olmasa rüzgar yağmur çamur demeden hala A4 kağıda muhtaç olacak gibi duruyor. Televizyon programlarına kendisi yerine yöneticiler çıkıyor. Kötü mü konuşuyorlar? Genellikle hayır, ancak MHP gibi “Lider, Doktrin, Teşkilat” anlayışının katı hâkim olduğu bir partinin lideri bence kesinlikle bu yönü eksik biri olmamalı. Ayrıca yanlış anlaşılabilir ancak şunu da söylemeden edemeyeceğim; Demirtaş’ın yaptığı muhalefeti, strateji ve üslup bakımından MHP yapsa, oylarını neredeyse ikiye katlar. Tabii ki bu benim şahsi fikrim. Hülasa MHP’nin oyları arttı söylentileri mevcut olmasına karşın konuşulduğu kadar olmadığını düşünüyorum.
CHP altın çağında ama…
CHP’ye gelirsek… Kemal Kılıçdaroğlu ile gerçekten altın çağını yaşıyor diyebilirim. CHP’nin klasik söylem ve eylemlerinden tamamen farklı bir politika izleyen Kılıçdaroğlu bence bazılarına “olabilir mi?” dedirtmeyi başardı. Muhafazakâr olarak tanınan partilerden daha çok dine saygılı olduğunu her fırsatta milletin gözüne sokuyor Kılıçdaroğlu. Ezan okunduğunda cümlesini bitirmeden konuşmayı bırakması, dini imgelerin siyasete alet edilmesini sert dille eleştirmesi vs. Seçim beyannamesinde sunduğu ekonomi politikaları da gayet makul ve bazılarının iddiasının aksine, kaynak basit bir şekilde bulunabilir. Ancak CHP’nin muhafazakârlara karşı olan tarihi ayrışmalarını ve geçmişteki bazı kara sayfalarını Türkiye’nin sağ kesimi diyebileceğimiz kesim halen unutmamış görünüyor. Bu sebeple Kemal Kılıçdaroğlu ne kadar çabalamış olsa da bu algıyı değiştirmesi için daha zamana ihtiyacı var. Bu sebeple ben CHP %30’u göremez diyenlerdenim.
Milli İttifak %5’i geçmez
“Diğer” kısmında ise öne çıkan “Milli İttifak” yani Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi ittifakı, kanaatimce bu seçimden umduğunu alamayacak. Eski BBP Genel Başkanı Mustafa Destici partisinin anket şirketlerine yaptırdığı anketlere göre konuşuyor ve barajı geçeceğinden kesin emin görüntüsü veriyor ancak buna kendisinin de tam imanı olduğunu zannetmiyorum. BBP defalarca MHP’ye ittifak teklifi götürmesine rağmen herhangi bir geri dönüş sağlamayan MHP bana göre büyük şans kaçırdı bu seçim. Eğer kabul etmiş olsaydı oluşması muhtemel bir sinerji ile %19-20’leri zorlayabilirdi.
Milli İttifak’ın son seçim sonuçlarına göre reelde oyu %3-3.5 bandında. Bunu rahatlıkla 5-6 bandına çekebilecek potansiyele sahipler ancak taban ne kadar çalışsa da özellikle genel merkez yöneticilerinin ve milletvekili adaylarının tabana ve halka hitap edememesi sonucu bunu başaramıyorlar. Tabii ki Sayın Destici’yi hitabet konusunda tenzih ederek söylüyorum… Sinerji oluşturduklarını varsaysak bile alabilecekleri maksimum oyu %4.5 olarak görüyorum…
AKP’nin oyları düşecek mi?
Bu durumda mevcut iktidar partisine gelecek olursak, hakkında türlü yolsuzluk iddiaları olan mevcut hükümet, özellikle 17-25 Aralık büyük yolsuzluk operasyonları sonrasında oy kaybetmeye hatta halkın gözünde bitmeye çok yakınken, uyguladığı kutuplaştırma yoluyla oylarını kemikleştirme taktiğini, Sn. Erdoğan Cumhurbaşkanı olduğundan bu yana pek sürdüremiyor. Ahmet Davutoğlu meydanlarda ve verdiği demeçlerde, bu taktiği Sn. Cumhurbaşkanı gibi uygulayamıyor. Bu sebeple benim gördüğüm, bu seçim sürecinde toplu açılış törenlerine rağmen AKP’de bir düşüş gözlemleniyor. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımızın şu sözleri de doğruluyor; “Anadolu’da birçok yerlerde arkadaşlarımdan aldığım bilgi şu; Diyorlar ki ‘bir sükûnet, bir rehavet var, bunu çözemiyoruz’ diyorlar. ‘Rehavet partilerin örgütlerinde de var, vatandaşta da ilgisizlik var’. Bu ilgisizlik nasıl bir netice doğuracak onu bilemiyoruz.”
Ayrıca bana ve birkaç tanıdığıma göre de AKP’yi en çok vuracak kesim, önceki seçimlerde oy aldığı Kürt kökenli vatandaşlar olacak. Ciddi manada HDP’ye kayma var ve bu mitinglerden de bariz şekilde görünüyor. Diğer yandan mali israf bakımından hükümetin fütursuzca davranış ve açıklamaları da kanaatimce AKP oylarını etkileyecektir. Bunu anket şirketleri de açıkça doğruluyor. Zamanında AKP’ye %58 oy biçmiş bir anket şirketi olan KONDA’nın anketi bence her şeyi açıklıyor. KONDA anket sonuçlarına göre AKP %40,5, CHP %28,7, MHP %14,4 ve HDP %11,5 oy alıyor. AKP bakımından son olarak son günlerde birçok dış basında yer bulan “Türkiye’de hükümet değişiyor” başlıklı haberleri de iyi okumak lazım. Bana göre mevcut iktidarın muhtemel oyu %39,5-40,5 bandında.
Velhasıl değerli okuyucu, bu yazdıklarım tamamen kendi görüşümden ibarettir. Siyasetten uzun dönemde pek iç açıcı şeyler beklemeyen birisi olarak benim de oy vereceğim bir parti illaki olacaktır lakin burada objektif bir analiz yapmaya çalıştığımı belirtmek isterim. Seçimlerin Türkiye’ye hayırlar getirmesi dileklerimle…
