İklim Politikaları 2 Dünyadan Önlemler

ABD, Japonya ve Çin atmosfere en çok sera gazı salınım değerlerine sahip üç ülke ve gelecek yıllarda bu oranları aşağıya çekecekleri ve yenilebilir enerji sistemlerinin ülke ve dünya genelinde yaygınlaşması için ortak hareket etme konusunda anlaşma sağlamış durumdalar.

İşte yine başlıyoruz birbiri içine geçmiş sorunlar sarmalının ucunu bulmak için kaybolmaya…

iklim politikaları

IPCC – iklim değişikliği ile ilgili hükumetler arası paneli

Panel çerçevesinde dünya devleri yöntem konusunda ortak bir noktada buluşamasalar dahi yönetim olarak kendi içlerinde en başta taahhüt ettikleri sera gazı salınım önlemlerini almaya başlayarak karbondioksitsiz bir ülke yaratmak peşindeler ve bunun için doğal enerji kaynaklarını öne çıkartan yönetim önlemlerini çoktan almaya başladılar bile.


Öyle ki ABD, Japonya ve Çin atmosfere en çok sera gazı salınım değerlerine sahip üç ülke ve gelecek yıllarda bu oranları aşağıya çekecekleri ve yenilebilir enerji sistemlerinin ülke ve dünya genelinde yaygınlaşması için ortak hareket etme konusunda anlaşma sağlamış durumdalar.

Avrupa ülkeleri ise önlemler konusunda en hızlı ilerleme kaydeden ülkelerin başında ‘Doğayla beraber uyum içinde yaşam‘ sloganı ile tüm yaşam alanlarında yeni tedbirler alma yollunu izleyerek ilerleme kaydediyorlar dünya için. Özellikle Norveç’e bir göz gezdirmenizi şiddetle öneririm…

Pek çok teknolojik pisliğin, dolaylı tahribatın, sapıtan genetik bilimin, toprakla hormon oyunlarının, para kazanma hırsının, kapitalist sistemin vs. gibi pek çok olumsuz örneklerin başyapıtı olsalar da bahsettiğimiz dünya devleri, bir o kadarda bu önlemleri almak için seferber olmuş durumdalar.

Zaten neden ve niçin sorularının ve suçlu aramanın ne sırası ne yeri ne de sorunun  çözümünü.

EarthHands.hlarge

ABD ve AB’ nin iklim politikaları 

AB ve ABD ‘nin bu konudaki önlem ve çalışmalarına çok ayrıntılı yer vermek istemedim, ballandırmaya bile gerek kalmadan bal gibi görüntü ve gelişmeleri paylaşmak umut verici olurdu ama onlar açısından. Tercihimi kendi ülkemden yana kullanmak istedim, yaptıklarımız ve yapamadıklarımız konusunda.

Başlıklar halinde olabildiğince özetledim ABD’nin ve AB’nin İklim politikalarını.

Geliştirilen projeler dört ana başlık altında toplanmış durumda;

  •  Karbon için istikrarlı fiyat bulmak,
  •  Yakıt sübvansiyonlarını kaldırmak,
  •  Temiz kentlere yatırım yapmak,
  •  Akıllı tarımı geliştirmek

Karbon için istikrarlı fiyat bulmak neden önemli?

Önemli çünkü Karbon maddesi endüstriyel anlamda kullanım alanı çok geniş ve önemli olduğu kadar tehlikeli bir madde ve bu maddenin kullanılmadığı ekolojik ürünlerin piyasaya sürülmesi ve Pazar oluşturulması için teşvik ve destek görmesi gerekiyor. Geliştirme ve uyarlama noktası bir süreç gerektiriyor ve bu bir süreç maddi kayıp demek ve bu zararın karşılanması için güçlü bir ekonomi ve dünya ülkeleri arasında bir eşitlik sağlanmalı politikası ile düşük karbon ekonomisine hayat verme çalışmaları sürüyor.

Yani mevcut karbonlu üretimle rekabet yapabilmesi için Teknoloji- Finans ve tedarik zinciri oluşması sağlanıyor.

Yakıt sübvansiyonlarını kaldırmak ne demek?

Yine ekolojik sistemin ilerlemesi için alınan bir önlem!

En basit anlatımla ülkelerin mevcut fosil yakıt (petrol, gaz, kömür) kullanımı için sağlamış olduğu destek ödenek anlamına gelmektedir sübvansiyon.

İklim değişikliği tehlikesi nedeniyle Temiz Enerjiye (yeşil enerji)  geçiş noktasında gerekli olan yatırımların projelerin desteklenmesi de gerekmektedir. Ve bu aşırı Fosil yakıt sübvansiyonları nedeniyle ülke ekonomileri temiz enerji proje ve yatırımları hayata geçirme noktasında desteklenemiyor.

En son alınan kararlar doğrultusunda Fosil enerji sübvansiyonları kademeli olarak kaldırılıp mevcut desteği temiz enerji projeleri için kullanılması politikası izlenmeye başlanıldı.

Temiz kentlere yatırım yapmak nasıl olacak?

İnsanlar toplu taşıma araçlarını kullanması konusunda teşvik ediliyor, tüketicilere bilinçli tüketici olmaları konusunda uyarılar yapılıyor, geri dönüşüm malzemelerinin tercih edilmesi sağlanıyor, plastik olan ambalaj türlerinin kullanılması asgariye indiriliyor, Mevcut kaynakların gereksiz ve aşırı kullanımları konusunda tasarrufa yönlendiriliyor, okullarda yere çöp atma konusundan, bir ağacı sevmek vs. konularına  kadar vb. örnek ve eğitimler, seminer ve konferanslarla destekleyici toplumsal çevreyi oluşturmayı hedefleyerek, ulusal ve uluslararası önlemler zincirinin birer parçası oluyorlar.


Onlara görev gelen bize angarya gelen pek çok ayrıntıda gizli önlemler.

Akıllı tarımı geliştirmek başa mı dönüyoruz?

Bir nebze başa dönüyoruz diyebiliriz!

Toprağı yoran ve  zehirleyen  zirai  gübre ve tohumlardan uzak, doğal tohum ve pratik yollarla, toprağı doğru işlemeye yardımcı olacak ekolojik teknoloji sistemleri ile tarım direkt ve dolaylı yollardan devlet tarafından destekleniyor. Halka toprağını işlemesi konusunda teşvik veriliyor ve toprağının başına çağrılıyor.

Burada bahsedilen tohum ‘yerli tohum’. Hani bizim sahip çıkamadığımız, bir dönem ‘Ziraat Odaları’ tarafından toplatılan ve gizli saklı kullanmak zorunda kaldığımız  yerli tohumlarımız.

Ve bu yerli tohum konusu  yazının içinde kaybolmayacak kadar önemli öyle ki  başlı başına  yazı ve araştırma konusu olabilecek kadar. O nedenle bu konuya ayrıca yer vermeliyiz. 

***

iklim değişikliği ile mücadele sadece gelişmiş ülkeleri ilgilendiren bir konu değil, gelişmekte olan ülkeleri de yakından ilgilendiren bir konu ve gerekli hazırlık ve önlemleri almayan ülkeleri zor günler bekliyor ve bu ülkelerden biri de Türkiye.

Küresel önlemlere beklenildiği üzere sadece kağıt üzerinde destek vermiş durumda olan ülkem icraat konusunda sınıfta kalmış durumda.

iklim

İlk sıradayız!

Ülke olarak bu olumsuz oluşuma katkımızın döngüsüne ve aldığımız önlemlere bir bakalım istedim ve öğrendim ki ülke olarak dünyaya sera gazı salınım konusunda en hızlı ilerleme kaydeden ülkelerin en başındayız.

Bu ilerleme ekonomik büyümeyi gösterdiği kadar yaşamsal gidişatımızın karanlığına da ilerleyişimizin hızını belirlemekte şüphesiz.

Neden mi?

Kömürü zeytine yeğleyen bir enerji -çevre politikasının içinde cevabı…

Ayrıntılar ise bir sonraki yazımızda…

İlgili yazılar

İklim Politikaları (1) Ekolojik Denge


İklim Politikaları (3) Türkiye’den Önlemler


 

Nihal Çalışkan
1980 Nisan doğumlu. Kendini ve hayatı keşif sürecinde, hayatına giren her bir ruhta kendini buluyor. Dünün dünde kaldığını hatırlatıyor bazen kendine, bugünü, anı yaşamanın keyfini sürmek en büyük derdi. Bilinmeyen on yüz bin ihtimalli yarına umutla ve keyifle ve neşeyle ve merakla gözlerini dikmiş durumda. Bilinmeyeni öğrenmek, görünmeyeni görmek, duyulmayanı duymak çabasında. Farkındalıklarını artırıyor ve şifa ve şefkat ile bazen hırçın, bazen deli dolu, bazen sakin, bazen çocuk gibi bazen çok keyifli ve bazen de uzun uzun susarak sadece sevmeyi bilen kalbi ile yaşıyor…