İnsanın içindeki en derin noktada bilinç vardır. Gözle görülemez ama o yine de oradadır. Tamamen soyuttur, maddeye indirgenemez. Beden, akıl ve ruh enerjidir. Birbirlerinden sadece dalga boyları olarak ayrılırlar, biz maddeyi görürüz.
Beden görünür bir madde olarak ortadadır, akıl, beden gibi görülemese de düşünceler yoluyla kendini gösterir. Bilinç ise en derinlerde varlığımızı sarar. Bu üç enerji uyum içinde çalışırsa sağlıklıyızdır. Üçünün uyumsuzluğunda yaşamımızda tıkanıklıklar, hastalıklar kendini gösterir. Çünkü o bütünlüğü kaybetmişizdir. Beden, akıl ve bilinç, hep birlikte uyum içinde dans edebilirse, o uyumda kutsallığı yaratmış oluruz.
Meditasyon yaparken düşünceler gelir gider, mantralarla konsantre oluruz, bedeni hareketli veya hareketsiz bırakırız. Bilincin eşsiz güzellikte dansı vardır. Bu dansı dışarıdan bir göz gibi izleriz.
Namaz kılarken, beyin çalışır, düşünceler gelir ve gider. Sürekli bir hareket mevcuttur. Dua ederken bilincimiz uyanıktır ve o anda tam olarak oradadır. Üçlü bir uyum vardır, bir ritm… Varlığımız tamamen oradadır. Bu muhteşemdir…
Dans ederken de benzer şekilde bir uyumu yakalar, müziğin ritmine kendini kaptırır kişi, bedenin, beynin ve bilincin eşsiz uyumu vardır. İçindeki enerjiyi göstermenin en iyi yoludur dans etmek. Ve tamamen dans eden ve müziğin ritmi arasındaki duygu/hissiyat yoğunludur dans etmek. Ritmleri yorumlamaktır. Bir insanı düşünmezsin, sadece müziğe uyumlanmak istersin. Şayet bir partnerin varsa ve bu uyumu sağlayamıyorsanız dansı bırakmak istersin.
Çünkü dans, sadece müzik ile senin arandaki bağdır. Bedenin, ruhunun ve bilincin uyumunu müzikle yakalarsın.
Bu üçünün uyumunda dördüncü ortaya çıkar. Güzelliği, müziği, dansı, doyumu hissetmek… Bunu fark etmek sevinç ve coşku vericidir. Bütünlük, birlik ortaya çıkmıştır. Buna çeşitli isimler takılabilir. Tanrı, Nirvana, Tao vs… Bu bütünlüğü yaşamlarımızda ne kadar çok yaşarsak kutsallık da o denli yaşamlarımıza akacaktır. Bütünlüğün yaşanmadığı hal, uyumsuzluktur. Uyumsuzluk, zehirleyicidir ve orada kendiniz olan yoktur. O yüzden şimdi anında tümünüzle orada olmak çok değerlidir.
Tanrı’yla birliği en doğal yaşayabileceğimiz yollardan biri olan dansı daha çok küçükken çocuklarımıza örnek göstermek, onların en baştan itibaren bu uyum ve bütünlük içinde yol almalarına vesile olacaktır. Tanrı bilinciyle, birlik enerjisi içinde büyüyen bireyler, sevinç, memnuniyet, neşeyle yaşarlar. Çünkü, tüm enerjiler birlikte dans ederken, insan bir orkestraya dönüşürken, bedenin, bilincin, beynin tüm katmanlarına tanrısallık hakim olur. Tanrı, üç enerji tam bir uyum halindeyken, dördüncünün ortaya çıkmasıyla kendini gösterendir. Bu üç enerjiyi ustalıkla çalmayı öğrenen kişi muhteşem bir orkestraya dönüşmüştür. Tanrı’yı görmenin ötesinde O’na şahit olmaktır bu! Tüm bunları yaşayan bilinçlerde kaos, kargaşa, savaş olmayacaktır. Tümü kucaklayarak büyüyen bir bilinç için diğerleri değil, her şey ‘Biz’ olacaktır ve onlar sevgiyi yaşayacaktır.
Görebilen gözlerden olabilmek ve sağlıklı, sevgi dolu nesiller yetiştirmek dileğiyle…
İlgili yazılar
Tango Uslu Çocukların Dansı Değildir
