Koleksiyonerliğe ışık tutan bir sergi: Anı ve Süreklilik

Pera Müzesi, koleksiyonerliği ele alan “Anı ve Süreklilik: Huma Kabakcı Koleksiyonu’ndan Bir Seçki” sergisine ev sahipliği yapıyor. Türkiye’de az sayıda bulunan, belli bir bilinç ve süreklilikle oluşturulan koleksiyonların önde gelenlerinden birini kapsamlı bir biçimde gözler önüne seren ve tematik bir seçkiyle hazırlanan sergi, farklı kuşakların koleksiyonerliğe bakışına da ışık tutuyor.

Koleksiyonerliğe ışık tutan bir sergi: Anı ve Süreklilik Huma Kabakcı koleksiyonu

“Anı ve Süreklilik: Huma Kabakcı Koleksiyonu’ndan Bir Seçki” sergisi iki kuşak tarafından sürdürülen, modern ve çağdaş sanat eserlerini içeren nitelikli bir özel koleksiyonu ele alıyor. Sergi için oluşturulan seçki, Türkiye’de özel koleksiyonerlik anlamında az bulunan, belli bir bilinç ve sürekliliğe sahip Huma Kabakcı Koleksiyonu‘na eğiliyor. Sergi ile koleksiyonun bütüne ait iç tutarlılığına, farklı kuşaklardan aldığı katkılara, dönem dönem tarihsel bir nesnellikle yaşadığı dönüşümlerine dikkat çekilmesi hedefleniyor.

Küratörlüğünü Huma Kabakcı ve Esra Aliçavuşoğlu‘nun yaptığı sergi, Türkiye’den ve dünyadan 45 sanatçının 70’e yakın yapıtını bir araya getiriyor. Bu sanatçılar arasında Aliye Berger, Sabri Berkel, Mübin Orhon, Sarkis, Canan Tolon, Fahrelnissa Zeid, Ferruh Başağa, Canan Dağdelen gibi dikkat çekici pek çok isimin yanı sıra Joseph Beuys, Damien Hirst, David Hockney, Max Ernst gibi çağdaş sanatın önde gelen imzaları da öne çıkıyor.


“Anı ve Süreklilik: Huma Kabakcı Koleksiyonu’ndan Bir Seçki” sergisi beş bölümden oluşuyor. Serginin ilk adımını oluşturan “Hafıza” bölümü koleksiyonun odağında yer alan geçmişten beslenerek geleceğe yansıtmalar yapıyor. “Formları Şekillendirmek” yoğun ve belirgin bir biçimde forma odaklanan işleri biraraya getiriyor. “Akışkan Kimlikler” bölümünde, son yüzyılda sanatçıları belki de en fazla meşgul eden kimlik konusuna odaklanmış işler sergileniyor. “Modernite” bölümünde yer alan eserler Moderni İnşa Etmek, Moderni İfşa Etmek alt başlıklarıyla çerçeveleniyor. “Yüz Yüze” ise serginin son bölümünü oluşturuyor.

Foto Galeri: Anı ve Süreklilik: Huma Kabakcı Koleksiyonu’ndan Bir Seçki

Serginin eş küratörü Esra Aliçavuşoğlu, koleksiyonu şekillendiren ve birbirini tamamlayan iki ayrı kişiliği şöyle ifade ediyor: “Bu sergide, imgelerini görmediğimiz iki “kişilik” var; Nahit ve Huma Kabakcı… Bu iki karakter, bu koleksiyon aracılığıyla sürekli bir yüzyüzelik yaşıyorlar aslında. İki farklı bakışın, deneyimin, karakterleri olmalarına karşın bir koleksiyon aracılığıyla tek bir imgeye dönüşüyorlar.”

Sergiye eşlik eden kitapta, Esra Aliçavuşoğlu‘nun dünyada ve Türkiye’de koleksiyonerlik olgusunun ortaya çıkışını ve çağlar içinde geçirdiği evreleri ele alan, çeşitli örneklerle zenginleştirilmiş, kapsamlı bir yazısı yer alıyor.

Aliçavuşoğlu yazısında, Nahit Kabakcı’nın koleksiyonculuk macerasının nasıl başladığına ve zamanla hangi aşamalarda geçip nereye doğru evrildiğine, bir koleksiyoncu olarak kendini inşa ettiği sürece de değiniyor.

Nahit Kabakçı verdiği bir röportajda, koleksiyoncu kimliğini kendi ağzından şöyle aktarıyor: “İlkleri gerçekleştirmek, dünyada mevcut olan on binlerce koleksiyoncudan ayırt edilmek, benim en büyük tutkumdur. İkinci özelliğim, koleksiyonumu oluştururken birçok ülkenin literatüründen ve değerli resim eksperlerinden fikir almam ve onların fikirlerini göz ardı etmeden kendi estetik anlayışıma göre eser seçmemdir. ‘Bu konuyu en iyi ben bilirim’ diyen bir koleksiyoncu hiçbir zaman olmadım. Üçüncü özelliğim, koleksiyonumun benden sonra en az üç nesil devam etmesi için çalışmamdır. Kızım Huma’nın benden daha iyi bir koleksiyoncu olarak yetişmesi ve motive edilmesi en büyük görevimdir. Benim dönemimde yapılabilecek hataların düzeltilmesi ancak bu şekilde olur. Ben gelecek nesile bırakıyor ve içimi rahatlatıyorum. Onun için de ‘koleksiyonculuk ömür boyu maraton, fakat nesiller arası bayrak yarışıdır’ diyorum. Dördüncü özelliğim, ‘tam zamanlı koleksiyoncu’ olmamdır…”


24 Şubat Çarşamba gününden itibaren görülebilecek olan sergi 1 Mayıs 2016 tarihine kadar gezilebilir.

Pera Müzesi Salı’dan Cumartesi’ye 10:00-19:00 saatleri arasında, Pazar günleri ise 12:00- 18:00 saatleri arasında gezilebilir. Müzede Cuma günleri hem uzun hem de ücretsiz! “Uzun Cuma”larda müze 18:00 – 22:00 saatleri arasında ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.

İlgili yazılar

Metafizik resmin öncüsü Chirico Pera Müzesi’nde

Gençlerin objektifinden: Şehre Bak sergisi

Cihan Harbi’nde Gelibolu ve Mirası sergisi


Mehmet Güreli: Film Noir Sergisi


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.