Libidonuz düşük, cinsel isteksizliğiniz var, orgazma ulaşmada sorunlar mı yaşıyorsunuz? Kendinizi eşinize karşı tamamen isteksiz mi hissediyorsunuz? Artık çok geç olmadan bu konuda bir şeyler yapmanın zamanı geldi. Fiziksel bir rahatsızlığınız yoksa sorun bilinçaltınızda olabilir.
Kadınların cinsel isteksizliğini tetikleyebilecek 12 sorun
Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, kadınlarda libidoyu düşüren ve orgazma ulaşmayı engelleyen en temel problemleri şöyle sıralıyor:
- Orgazm olamama, orgazm bozuklukları
- Vajinismus, cinsel ilişkiye girme korkusu ya da ilişkiye dair diğer korkular
- Vajinada ağrı olması, ağrılı ilişki
- Cinsel arzunun travmatik bir geçmişle bilinçaltında baskılanması
- Çiftler arasındaki cinsel ilişkiye dair utangaçlık, hoşlandığı ya da hoşlanmadığı şeyleri söyleyememe, iletişimsizlik
- Cinsellik konusunda eğitimsiz olma…
- Çiftler arasında yıllar içerisinde biriken kırgınlık ve öfkelere bağlı olarak soğukluğun oluşması
- Stres, birtakım psikolojik sorunlar, sağlık sorunları
- Yorgunluk, aşırı iş yükü, ağır ekonomik sorunlar
- İlişkinin monotonlaşması, eşlerin birbirlerine karşı erotik referansı kaybetmeleri
- İlaçların yan etkileri, alkol sorunları
- Vücudunu beğenmeme, eşi tarafından beğenilmediğini düşünme
Libidonuzu düşüren şey ne olabilir?
Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, “Bir kadında cinsel istek; mahremiyeti etkileyen fiziksel sağlık, duygusal olarak iyi hissetme, deneyimler, inançlar, yaşam tarzı ve mevcut ilişkiler gibi pek çok etkenin karmaşık etkileşimine bağlıdır. Tüm bunların birinde bile sorun varsa cinsel arzuda azalma hatta sıfırlanma görülebilir” diyor. Bu yüzden, öncelikle düşük libidonuzun ve orgazma ulaşma sorununuzun altında yatan nedenleri ortaya çıkarmak gerek.
Kadınların arzularını etkileyen 12 temel problem bulunduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, bunların en yaygın olanları hakkında şu bilgileri veriyor.
Kendinizi stresli mi hissediyorsunuz?
Gergin olduğunuzda cinsel ilişkiye giremiyorsanız, merak edecek bir şey yok. Stres seviyenizi daha iyi yönettikçe, tüm şikayetleriniz giderek azalacak hatta sihirli bir şekilde ortadan kaybolacaktır. Stresi azaltma yöntemi olarak dahi cinselliği yaşamak mümkün… Hipnozla rahatlamayı öğrendikçe libidonuz da artacaktır.
Basit bir yorgunluk mu yoksa tamamen tükendiniz mi?
Yapacak çok mu işiniz var? Sürekli yoğunluk ve koşuşturma içinde bitkin mi düşüyorsunuz? Sıkıntılar üst üste mi geliyor? Çocukların derdinden akşam uzanır uzanmaz uyuyor musunuz? Bütün bunlar kadınların ruhen çökkün ve yorgun hissetmelerine yol açar ve hazza dayalı gündem bilinçaltında derinlerde kaybolur gider.
Kadınlardaki isteksizlik, düşük lbido, genellikle Tükenmişlik Sendromu ile ilişkilidir. Bütün bu tükenmişlik duygularıyla hazza kendini tamamen kapatmış olma sıkıntısı hipnotik terapi sürecinde düzenlenerek, dişil enerjinizi canlandırabilir ve yaşama sevincinizi hipnoterapi ile artırabilirsiniz.
Cinsel tacize uğradınız mı?
Çocukken ya da yetişkin olarak hiç tacize uğradınız mı? Ya da hala üstesinden gelemediğiniz başka bir travma yaşadınız mı?
Kafanızın içindeki travma ile yaşamak zorunda değilsiniz. Size onu hatırlatan şeyleri uzaklaştırmaya çalışmak zorundasınız. Hipnoz, travmayı geçmişte bırakarak hayatınızı ileri doğru taşıma konusunda size gerçekten yardımcı olunabilir.
Utangaç mısınız?
Sadece utangaçlığınızı yenmekle bile, daha fazla kadın libidosu güçlendiriciye ihtiyaç duymadan libidonuzu artırabilirsiniz.
Kendinizi beğenmiyorsanız, Kendine Güveni Artırmak konulu hipnoz desteği alabilir ve bedeninizin fark etmediğiniz güzel özeliklerini keşfedebilirsiniz.
Mutsuzsanız zevk almazsınız
İlişkinizde mutsuzsanız, eşinizle devam eden sorunlar varsa, cinsel ilişkide bulunmaktan zevk almanız çok da mümkün olmayacaktır. Bu durumda kadın libidosunu güçlendirmek için gösterilen her tür çaba enerji kaybı olacaktır.
Partnerinize ilişki danışmanlığı almalısınız. Eğer sizi istismar eden bir ilişkiniz varsa, buna bir dur demelisiniz. Bu adımları profesyonel destek alarak atmalısınız. Hipnoterapi çiftler arasındaki sorunlar için de hızlı bir uyum süreci sağlar.
Hipnozla orgazma ulaşan kadınlar anlatıyor
Artık çok geç olmadan bu konuda bir şeyler yapma zamanı geldi. İçine sıkıştığınız bu çıkmaz için danışmanlık almayı düşünebilirsiniz. Hem cinslerinizin hikayeleri de size cesaret verebilir, yol gösterici olabilir. Psikolog Mehmet Başkak, hipnozla dişil enerjisini keşfeden; libidosonu yükselten ve orgazm sorunlarını çözen kadınlar hakkında şu bilgileri verdi.
Yedi yıl ilişkiye giremeyen üst düzey yönetici
“38 yaşında, finans sektöründe üst düzey yönetici bir kadın. 7 yıldır evli. Hiçbir şekilde eşine karşı arzu hissetmediğini belirten danışan, birçok yöntem denediklerini, önerilen çeşitli egzersizlerle çözüm bulma arayışlarının boşa gittiğini anlatıyordu. Eşi şaşkın olduğunu belirtiyor, harekete geçirmek için elinden geleni yaptığını ve yorulup vazgeçtiğini anlatıyordu.
Yapılan bilinçaltı temizlik sürecinde, kadın danışanda çok ciddi bir suçluluk ve korku duygusu ortaya çıktı. Kendisindeki bir hastalığı evlenirken eşinden gizlemiş ve eşine karşı kendisini ağır bir suçluluk içinde hissediyordu. Üstelik hastalığının çok sevdiği eşine cinsel ilişki yoluyla bulaşabileceğinden korkuyordu. Bu güçlü olumsuz duygular cinsel ilişkiye karşı arzuyu sıfırlama şeklinde bir bilinçaltı tepkisi oluşturmuştu.
Bu korkularla seanslar boyunca yüzleşmesi ve bilinçaltı düzeyde temizlenmesiyle libido kendiliğinden ortaya çıktı. Eşine bunu anlatacak yeterliliğe ulaşarak, onunla paylaştı. Hastalığın eşine geçme riski de yoktu aslında… Gizlemesinin ağır duygusuyla eş zamanlı gelişen bir korkuydu bulaşma korkusu ve yedi yıllık evliliği kaosa çevirmişti. Yedi seansta mutlu bir sonuca ulaştılar.”
“Kadım ceset gibi uzanıyor”
“İstanbul dışından gelen 32 yaşındaki kadın öğretmen danışanın 35 yaşındaki kocası tahammülü tükenmişçesine nefes almadan anlatıyordu: “O kadar anlatıyorum o kadar uğraşıyorum ama bir kabus gibi hocam, ceset gibi uzanıyor. İnsan en ufak bir tepki vermez mi? Yok!”
Danışanla baş başa kaldığımızda, eşinin nişanlı oldukları zamandan itibaren hep kendisini hayal kırıklığına uğrattığını, insanların arasında aşağıladığını, en önemli konuları bile arkadaşlarının eşlerinden duyduğunu ve çok kırgın olduğunu söylüyordu. Evlendikten sonra kayınvalidesiyle birlikte yaşamaya mecbur bırakıldığını, en küçük bir şeyde azarlandığını anlatıyordu. Trans altında ciddi bir kırgınlık ve eşine karşı öfke ortaya çıktı. Kendisine dokunmasından rahatsız oluyor, gece kendisine yaklaştığında kendisini aşağılaması, küçük düşürmesi ve ona karşı ifade edemediği öfke adeta tüm tenine doluyor ve kaskatı kesiliyordu.
Böylesine derin hissedilen olumsuz duygular varken söz konuysa cinsel arzu asla ortaya çıkmaz. Buradaki en büyük avantaj danışanın arzu duymayı ve her şeye rağmen cinselliği zevkle yaşamak istemesiydi. Kocasıyla da çalışmak gerekiyordu elbette ama Türk erkeklerinin genelinde olduğu gibi kendisini yeterli görüyordu ve terapi sürecine katılmayı reddetti. Buna rağmen kadın danışan altı yıllık evlilik hayatında ilk kez arzulamayı, libidonun bedenine yaşattığı duyguları hissedebilmeyi başarmıştı.10 seanslık bir süreçte sorun çözüldü.”
Gerdek gecesi eski ilişkilerini anlatınca…
“29 yaşında bir ev hanımı. Eşi evlendikleri gece dürüst olmak adına önceki ilişkilerini, birlikte olduğu kadınları anlatmış ve “Artık sadece sen varsın” demiş. “Çok zoruma gitti, kaldırmadım ve ağlama nöbetine girdim, sonraki günlerde de belli etmemeye çalışsam da tadı tuzu kaçtı sanki her şeyin” diyordu. Kocasını seviyordu ama kendisine dokunmasını istemiyordu. Eşinin gerdek gecesi dürüstlük adına yaptığı gereksiz ayrıntılarla dolu eski ilişkileri danışanda travma etkisi yaratmıştı. Hayal kırıklığı, öfke, kırgınlık duygularından çok daha güçlü bir şekilde giderek belirginleşen bir “kirlenme” korkusu yaşıyordu.
“Ben kendimi ona saklarken o gidip başka kadınlarla kendini kirletmiş” diyerek o kadınlara dokunan bir bedenin kendisine dokunmasının kabus gibi geldiğini ve kendisini kirletmesi düşüncesini kafasından atamadığını, bunu her ilişkide yaşadığını anlatıyordu. Cinsel ilişki olmasın diye türlü bahaneler uydurduğunu ve zamanla da zaten seyrekleştiğini anlatıyordu. Eşi seyahate çıktığında dünyanın en mutlu kadını olduğunu çünkü ilişki yaşamak zorunda kalmayacağını düşünüyordu. Yatakta en uçta yatıyor, kendisine dokunduğunda uykuları kaçıyormuş. Eşiyle görev duygusuyla birlikte olduğunda “Onun işini bitirmesini bekleyip doğruca banyoya koşuyorum” diyordu.
Terapiye güvendiği bir büyüğünün nasihati üzerine gelmişti. Büyüğü: “Kızım kocana sahip çık; ya boşan ya da bir yol bul, böyle karı-kocalık olmaz” demesi üzerine referansla gelmişti. Kocasının haberi yoktu geldiğinden. Sonunda beşinci seansta söyleyebildi. Kirlenme duyguları başta olmak üzere diğer olumsuz duyguları aşması sağlandı. İlk başta ve devam eden süreçte yaşamayı hak ettiği özel duygularını da hissedebiliyordu. Danışanla sekiz seans çalışıldı ve bir seans eşiyle görüşüldü. Süreç böylece başarıyla tamamlandı.”