Söyleyin nerede o güzelim parmaklarınız?

Çalanı duydunuz, inanmadınız. Hakkını arayanı, doğru söyleyeni hapse atarlarken seyrettiniz. İsyan edeni dövdünüz, öldürdünüz. Ama bu da size yetmedi. Kendinizi tecavüzcüleri korur, vurguncuları savunur, dün tükürdüklerinizi bugün yalarken buldunuz. İyi de sizin yüzünüz hiç kızarmaz mı? Söyleyin nerede o güzelim parmaklarınız?

Ne için yapıldığını bilmediğiniz 4 parmak rabia işaretini simge edindiniz. Yerli yersiz kullandınız. Söyleyin şimdi nerede o güzelim parmaklarınız?

Vakıfta erkek çocuklarına tecavüz edildiğini öğrendiniz. Ki oradaki erkek çocukları sizin gibilerin çocuklarıydı. Öğrenince hiç sesiniz çıkmadı. Birileri bir kereden bir şey olmaz diye konuştuğunda ise acıdır ki sustunuz.

Yandaş inşaatçı ortanca (!) karısıyla ölülere tutulan yasa dahi görgüsüzlük yaptı. Bırakın ölüye yapılan saygısızlığı, en az 3 karısı olduğunu ayan beyan itiraf eden bir adama, “Burası Arabistan mı?” diyemediniz. Diyenler oldu ama siz her zamanki gibi onları duymadınız.


Kara para aklayıcı, rüşvetçi şahısları ülkenizde aklayıp baş tacı ettiniz, adalet kırıntıları olan yerde tutuklandıklarında ise görmemiş gibi yaptınız. Ya da yandaş kanalda dizi ve yarışma izlemek ile o kadar meşguldünüz ki, gerçekten görmediniz.


Ne için yapıldığını bile bilmediğiniz 4 parmak işaretini simge edindiniz. Yerli yersiz kullandınız. Anlamını öğrenince, kahrolsun Mısır’ın diktatör, darbeci Cumhurbaşkanı Sisi dediniz. Bozuk saat bile günde 2 kere doğruyu gösterir misali, sanki ilk kez yanlış gibi görünen bir şeye yanlış diyordunuz. Her ne kadar ülkenizde yaşanan zulümlere göz yumarken, başka bir ülkedeki zulmü, askeri darbeyi eleştiriyor olsanız da…

Söyleyin nerede o güzelim parmaklarınız?

Cumhurbaşkanı’nın İslam Zirvesi’nde sizin diktatör dediğiniz Sisi’ye teşekkür etmesinden sonra, siz de ne yapacağınızı şaşırdınız. Yıllardır yere inmeyen o 4 parmaklar birden ortadan kayboldu. Hatta hadi itiraf edin. Sisi’ye diktatör falan demiştiniz ama şimdi ne hikmetse birden kanınız ısınıverdi…


Biz, yani sizin gibi olmayanlar ise meraka boğulduk. Bir değil, iki değil, üç değil, tam dört parmak. Hadi bizi daha fazla meraklandırmayın. Lütfen söyleyin. Bakın Allah aşkına söyleyin diyoruz. Allah adı verdik. Artık söylersiniz herhalde. O kadar parmağı ne yaptınız? Size ne demeyin. Fikirlerimiz ve yaşam tarzlarımız farklı olsa da, en nihayetinde vatandaşız. O yüzden merak etmek hakkımız. Söyleyin nerede o güzelim parmaklarınız?

Bağımlı İmamlar Cumhuriyeti: Türkiye

Köy Enstitüleri: Işıktan korkanlar ışığı söndürdüler


Çağrı Gırlangıç
14.03.1985 tarihinde Kadıköy'de dünyaya geldim. Kadıköy'de doğdum, Kadıköy'de büyüdüm. Yazma sevdası içime düşünce önce 2 roman yazdım, sonra da sinemaya dair yazılar yazmaya başladım. 2011'in başından beri bloğum cagrigirlangic.blogspot.com da 500'ü aşkın filme dair yazdım. Hala da devam ediyorum. Sonra metin yazarlığı yapmaya başladım ve yazarlık mesleğim haline geldi. Yazımına devam ettiğim Türk Sinema Tarihi Ansiklopedisi, emek ve zaman isteyen bir proje. Sabırla yazımına devam ediyorum. Bir sinema yazarı olarak yazmaya başladığım, sonrasında ise deneme, gündem, kritik, yaşam ve kişisel gelişim yazıları yazmaya başladığım İndigo Dergisi ise hem beni geliştiren, hem de bir parçası olmaktan haz aldığım yer.