Türkiye’nin psikolojisi ve ruh sağlığı nasıl?

Türkiye, Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyadaki mutluluk düzeyi oranının oldukça gerisinde… Pozitif psikoloji kişinin ruh sağlığı’nın bozulmaması için çalışan bir alan. Mutluluk bilimi olarak da tanımlanıyor. Kişinin nasıl mutlu olmasını, psikolojik sağlamlık durumunun nasıl olduğunun üzerinde duruyor. Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen 1. Avrasya Pozitif Psikoloji Kongresi’nde pozitif psikoloji tüm yönleriyle masaya yatırıldı.

 

Pozitif psikoloji, Polyannacılık mı?  

Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen 1. Avrasya Pozitif Psikoloji Kongresi’nin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, pozitif psikolojinin Polyannacılık olmadığını belirterek “Eksiyi sıfıra getiren psikolojinin ihmal edilmiş bir ayağı var, kişiyi sıfırın üzerine çıkarmak. Pozitif psikoloji, kişinin ‘ruh sağlığı’nın bozulmaması için çalışan bir alan” dedi. Doğunun bilgeliği ve Hz. Mevlana öğretilerinin Pozitif Psikoloji olarak bugün bize sunulduğunu vurgulayan Prof.Dr. Tarhan hasta olmakla değil, olmamakla ilgilenmek gerektiğinin altını çizdi.


Normal yaşamı daha doyumlu hale getirmeyi amaçlayan pozitif psikoloji, Üsküdar Üniversitesi tarafından düzenlenen 1. Avrasya Pozitif Psikoloji Kongresi’nde her yönüyle tartışılıyor. Psikoloji Bölümü tarafından 28-29-30 Nisan 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilen kongreye katılan ulusal ve uluslararası düzeyde önemli isimler, pozitif psikolojiyi tüm yönleriyle ele alıyor.

Onursal başkanlığını Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın yaptığı kongrenin başkanlığını ise Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tayfun Doğan yürütüyor. Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda düzenlenen kongrenin teması “Daha İyi Bir Yaşam İçin Pozitif Psikoloji” olarak belirlendi.

Kongrenin açılış konuşmasını Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Bacanlı ve Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Nevzat Tarhan yaptı.

Pozitif Psikoloji akademik hayatla gündelik hayatı kaynaştırıyor

Prof. Dr. Hasan Bacanlı, pozitif psikolojinin çok önemli bir alan olduğunu söyledi. Psikolojiyle akademik olarak uğraşan kişilerin fildişi kulelerinden kolay kolay inemediklerini belirten Bacanlı, “Yaptığımız araştırmaların gündelik hayata ne kadar yansıdığı ile ilgili çok detaylı bilgi sahibi değiliz. Akademik hayatla gündelik hayatı birbirine kaynaştırmak yakın zamana kadar pek mümkün olmamıştı. Pozitif psikoloji bu aradaki mesafeyi kapatmak üzere önemli bir girişimdir. Böyle bir kongreye ev sahipliği yapmak çok önemli ve sevindirici” diye konuştu.

Pozitif Psikoloji Polyannacılık değildir

Prof. Dr. Nevzat Tarhan da pozitif psikolojiye önem verilmesinin aslında psikolojinin geleceğini yakalamak anlamına geldiğini belirterek “Psikoloji denildiği zaman hep patolojiyle uğraşan bir alan olarak görülüyor, insanda depresyon varsa normal hale getirmek, psikotik tablo varsa onu normal hale getirmek yani eksiyi sıfıra getirmek olarak anlaşılıyordu. Pozitif Psikoloji denildiğinde şuna rastlıyorum;  genellikle Polyannacılık gibi anlaşılıyor halbuki pozitif psikoloji Polyannacılık değil. Eksiyi sıfıra getiren psikolojinin ihmal edilmiş bir ayağı var, kişiyi sıfırın üzerine çıkarmak. Kişiyi güçlendirmek, bunun fiziksel tanımlamasını yapmak, metodolojisini yapmak olarak gecikmiş ihmal edilmiş ve hümanistik psikoloji bunu doldurmaya çalışmış” dedi.

Hasta olmakla değil, olmamakla da ilgilenmek gerekiyor!

Psikiyatristlerin ve çocuk hekimlerinin diplomalarında ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı ve çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı yazar diyen Prof.Dr. Tarhan, şunları söyledi:

“Sadece bu iki branşta sağlıkla ilgilenmeyle ilgili bir standart getirilmiş, bu demektir ki kişinin hasta olmasıyla değil hasta olmamasıyla da ilgilenmek gerekiyor. Bu hekimlikte tedavi edici hekimlik ön plana çıkar, kişi hasta olduktan sonra tedavi etmek bunda başarı göstermek güzel bir şey ama bundan daha önemlisi önleyici hekimlik var. Bu kişinin hasta olmaması için çalışmak yani koruyucu hekimlik. Pozitif psikoloji de kişinin ‘ruh sağlığı’nın bozulmaması için çalışan bir alan bu. Bunun için mutluluk bilimi olarak da tanımlanıyor. Kişinin nasıl mutlu olmasını sağlayacağız, psikolojik sağlamlık olarak da tanımlanıyor”

Kişilik değiştirilerek mutlu olunmaz!

Duchenne gülümsemesine sahip olan kişilerin daha uzun yaşadıkları, daha sağlıklı oldukları ve mutlu evlilikleri olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “Olaylara daha pozitif bakabilen bu kişiler pozitif psikolojinin tanımlaması içerisindeki kişilerdir. Pozitif psikoloji kişinin depresyona girmemesi için neler yapılabilir üzerinde çalışır. Kişinin hasta olmaması için bilimsel standartlar geliştirmek için çalışır. Psikolojiyi duygu, düşünce ve davranış olarak tanımlarız. Pozitif psikolojide buna dördüncü D yani değerler eklendi. Burada kültürler önemli, yerel olmadan evrensel olamıyorsunuz. Bir insanın kişiliğini değiştirerek mutlu edemezsiniz. O kişinin kimliğini ve kişiliğini olduğu gibi kabul edeceksiniz. Ondan sonra onun nasıl mutlu olacağına bakacaksınız. ” dedi.

Doğunun bilgeliği, Hz. Mevlana öğretileri Pozitif Psikoloji olarak bize sunuluyor!

Martin Seligman’ın pozitif psikolojiyi tanımladığı zaman otantik mutluluktan bahsettiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, “Otantik mutluluktan kastettiği kişinin her şartta mutlu olması, bunu kişiye öğretmemiz gerekiyor. Dış nedene bağlı mutluluk mutluluk değildir, iç nedene bağlı olan mutluluktur” diye konuştu. Seligman’ın Doğunun bilgeliğini, Hz. Mevlana öğretilerini alıp bize pozitif psikoloji olarak sunduğunun altını çizen Tarhan ruh sağlığı profesyonellerinin pozitif psikolojiyi bilmeleri gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Tarhan, pozitif psikolojinin ‘ruh sağlığı’nı korumadaki önemine de dikkat çekti. Prof. Dr. Tarhan, pozitif psikolojinin bilimsel standartlarının belirlenmesi gerektiğini de kaydetti.

İyi yaşam, mutluluk, iyilik hali ve ruh sağlığı, pozitif psikolojinin amacıdır

Açılış konuşmalarının ardından kongreye geçildi. Kongre Başkanı ve Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi, kongre başkanı Doç. Dr. Tayfun Doğan, “Daha İyi Bir Yaşam İçin Pozitif Psikoloji” başlıklı konuşma yaptı.


Pozitif psikolojinin amacının iyi yaşam, mutluluk, iyilik hali ve ‘ruh sağlığı’nın yerinde olması gibi kişinin gündelik hayatında daha verimli ve üretken olmasını sağlamayı hedeflediğini belirten Doğan, “Pozitif psikoloji dünyada da yeni yeni çalışmaların yapıldığı bir alan. Kadim kültürlerin bu alana katkısı çok. Bu katkıya Türk İslam kültürünün de önemli katkıları olacağına inanıyoruz” dedi.

Mutlulukta ülke olarak 78. sıradayız!

Türkiye’de çok yeni bir alan olan pozitif psikolojinin insanların mutluluğu aramalarına yardımcı olduğunu belirten Doç. Dr. Tayfun Doğan, Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyadaki mutluluk düzeyi oranının 5,4/10 ölçeğinde tespit edildiğini kaydetti. Dünyada 158 ülkede yapılan araştırma sonuçlarına göre Türkiye’nin 78’inci sırada olduğunu belirten Doç. Dr. Doğan, Türkiye ortalamasının da 5,3 olduğunu söyledi.

Doç. Dr. Doğan, Üsküdar Üniversitesi çatısı altında Pozitif Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin kurulacağını da belirterek bu alanda önemli çalışmaları yapılacağını kaydetti.

Dünyanın pek çok sorununu gelecekte pozitif psikoloji çözecek!

Yeni Zelanda Pozitif Psikoloji Birliği Başkanı,  Auckland Teknoloji Üniversitesi’nden Dr. Aaron Jarden ise “Pozitif Psikolojinin Tarihi/Geleceği” başlıklı sunumunu yaptı. Günümüzde çocuk ve ergen psikolojisinden aileye ve çevreye kadar pek çok alanda çözüm üretmeye yardımcı olan pozitif psikolojinin gelecekte dünyanın pek çok sorununu çözmede yardımcı olacağını söyledi.

Psikolojik Sağlamlık: Kendini Toparlama Gücü

Kongre kapsamında paneller de yapıldı. Gazi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Şerife Işık’ın oturum başkanı olduğu “Psikolojik Sağlamlık: Kendini Toparlama Gücü” başlıklı panelde Doç. Dr. Işık, “Akademik Kendini Toparlama Gücü”,  Bahçeşehir Üniversitesi’nden Doç. Dr. Özlem Karaırmak, “Travmatik olay karşısında sihirli toparlanma gücü: Psikolojik sağlamlık”, Adnan Menderes Üniversitesi’nden Yrd. Doç.Dr. Didem Aydoğan, “Çiftlerde ve ailelerde ilişkisel yılmazlık”, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Berna Güloğlu ise “Psikolojik Sağlamlık ve Dişlileri” başlıklı konuşma yaptı.

Duygusal Zeka Gelişimini Destekleyici Pozitif Psikoloji Uygulamaları

Kongre kapsamında gerçekleştirilen panellerden birinde de çocuk ve ergenlerde duygusal zeka gelişimini destekleyici pozitif psikoloji ele alındı. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi’nden psikiyatrist Yrd. Doç. Dr. Nüket İşiten, uzman klinik psikolog Hande Sinirlioğlu Ertaş ve uzman klinik psikolog Nazende Ceren Öksüz çocuk ve gençlerde duygusal zeka gelişimi ile ilgili önemli paylaşımlarda bulundu.

Kongre kapsamında “başarı”, “psikolojik sağlamlık”, “positive interventions”, “yaşamın anlamı”, “prososyal davranışlar”, “öznel iyi oluş”, “psikolojik iyi oluş”, “minnettarlık”, “psikolojik sermaye”, “empati”, “mutluluk”, “ergenlik ve pozitif psikoloji”, “iyimserlik”, “umut” başlıkları altında paneller gerçekleştirildi.

Ege Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Oytun Erbaş da “Mutluluğun Nörobiyolojisi” başlıklı bir konferans verdi.

Prof. Dr. Sinan Canan’dan “Yaratıcı Beyin”

Üç gün sürecek kongrede Prof. Dr. Erol Göka “Hayatın Anlamı Var mı?”, Prof. Dr. Sinan Canan ise “Olağanüstü Zihin Halleri: Yaratıcı Beyin”, Dr. Itai Ivtzan “İkinci Dalga Pozitif Psikoloji: Hayatın Karanlık Yönlerini de Kucaklamak”, Dr. Fredrike Bannink “Pozitif Bilişsel Davranışçı Terapi”, Doç. Dr. Ali Eryılmaz “Pozitif Psikolojinin Psikolojik Danışma ve Rehberlik Alanında Kullanılması” ve Fatmanur Erdoğan “Toplumsal Projeler İçin Yeni Bir Model: Yaşam Kalitesi” başlıklı sunumlar yapılacak.

Kongrede pozitif psikoloji ile ilgili konferanslar, panel, çalışma grupları, bildiri ve poster sunumları da gerçekleştirilecek.


Kongre 3 gün boyunca Üsküdar Üniversitesi Televizyonu tarafından da canlı olarak verilecek.

Steve Irwin kimdir? Vatoz saldırısıyla nasıl hayatını kaybetti?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.