Yiyecek üretiminin üçte biri nasıl israf ediliyor?

Toplam yiyecek üretiminin üçte biri, yani dünya üzerindeki 795 milyon yetersiz beslenen insanı beslemek için gerekli miktarın 4 katı, israf ediliyor.

Toplam yiyecek üretiminin üçte biri, yani dünya üzerindeki 795 milyon yetersiz beslenen insanı beslemek için gerekli miktarın 4 katı, israf ediliyor.

Dünyada israf inanılmaz boyuta ulaştı!

Küresel manada da işler iyiye gitmiyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Tarım Görünüm Raporunda şu tespitleri yapıyor:

•• Üretilen 3 gıdadan 1’i çöpe gidiyor.


•• Her yıl 1,3 milyar ton gıda israf ediliyor.

•• Dünyada kullanılan suyun dörtte biri hiç tüketilmeyen bu gıdaların üretiminde kullanılarak israf ediliyor.

•• Küresel israf, dünyaya yıllık 750 milyar Dolar’a mal oluyor.

• •ABD’de üretilen gıdaların yüzde 40’ı yenilmeden çöpe atılarak israf ediliyor.

• Avrupa’da her yıl 100 milyon ton yemek çöpe atılarak israf ediliyor.

• •Her gün 20 bin çocuk açlıktan ölüyor. Oysa verilere göre tüm insanlığa yetecek kadar gıda kaynağına sahibiz.

•• Sürdürülebilir kalkınma için yoksulluğun azaltılması, gıda güvenliği ve israf etmeden tasarruf edilmesi gerekiyor.

• •Bitki sulamada harcanan fazla su, 9 milyon insanın günlük su ihtiyacına denk.

•• 2050 yılında dünya 9 milyar nüfusa ulaşacak. Bu artış gıda üretiminin de yüzde 60 artırılması gerektiği anlamına geliyor.

• Dünya çapındaki israf, küresel gıda güvenliğini tehdit eden bir risk olarak karşımızda duruyor.


Tüketim Zombiliği

Toplam yiyecek üretiminin üçte biri, yani dünya üzerindeki 795 milyon yetersiz beslenen insanı beslemek için gerekli miktarın 4 katı, israf ediliyor.

Yiyecekten ekonomiye, sağlıktan sürdürülebilirlik ve geleneklere kadar hayatın tüm yönlerini etkileyen unsurların kaleme alındığı Eating Planet’in ikinci baskısında öne çıkan bulgular ise şöyle:

• İklim değişikliğine en fazla etki eden faktör % 31 ile gıdalar. Bu rakamı %23.6 ile ısınma, %18.5 ile ulaştırma, %12 ile et ve % 5 ile süt tüketimi emisyonu izliyor.

• Toplam yiyecek üretiminin üçte biri, yani dünya üzerindeki 795 milyon yetersiz beslenen insanı beslemek için gerekli miktarın 4 katı, israf ediliyor.

• FAO (Gıda ve Tarım Örgütü) verilerine göre, dünyada toprağın %25’i ciddi şekilde zarar gördü. Sadece % 10’u iyileşmeye dair işaretler veriyor. Son 40 yılda tarım arazilerinin %30’u çorak hale geldi.

• 10 yıldan kısa bir süre içinde, 2025 yılına gelindiğinde, 3 milyar kişinin içme suyuna erişimi olmayacak. Bugün kaynak sularının % 70’i ise tarıma ve besin üretimine ayrılıyor. Bunlar toplam sera gazı emisyonunun %23’ünden de sorumlu.

• 2050 yılına kadar dünya nüfusu yaklaşık 9.5 milyara ulaşacak. Bu doğrultuda tarımsal üretimin %70 artması gerekecek.

• Her gün yemek yerine, hayvansal protein tüketimini haftada 2 kez ile sınırlandırarak günlük 2,300 gr. CO₂ azaltılabilir. Bu, CO₂ emisyonunda kişi başı yıllık 750 kg. azalma demek olup; bu miktar ortalama bir otomobil ile 5,600 km. seyahatin (Ankara – Londra arası gidiş dönüş) oluşturduğu emisyona eşit.

• ABD nüfusunun üçte birinin kronik veya tedavi edilemeyecek hastalıklara yakalanacağı tahmin ediliyor. Kronik hastalıklar dünyadaki ölümlerin en büyük sebebi ve her yıl 35 milyon ölüme yol açıyorlar (Küresel ölçekte ölümlerin %60’ı; bu oranın %80’i ise düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerde görülüyor).

• Obezite ve metabolik sendrom, bugün dünyada 392 milyonu aşkın kişinin çektiği, her yıl 7 milyondan fazla, her 5 saniyede ise 1 yeni vakanın teşhis edildiği diyabet hastalığının belirgin artışının nedeni.

• 2015 yılında, yaklaşık 20 milyon ölüm, kalp ve damar hastalıkları ile ilgili olarak meydana geldi. Sadece Avrupa kıtasında, kardiyovasküler hastalıklar her yıl 4 milyondan fazla ölüme ve ekonomik kayıplara (hastane hizmetleri, ilaçlar, evde bakım, kayıp iş günleri) yol açmakta. (2009 yılında 196 milyar Euro; yılık kişi başı 200 Euro’dan fazla).

• İtalya’da her gün % 24’ü ev dışında olmak üzere, yaklaşık 105 milyon öğün yiyecek tüketiliyor. Dışarıda tüketilen yemeklerin %53’ü öğle, %47’si akşam yemeği. Hayatın hızı yemeklere de yansıdı. Ankete katılanlardan %9’u öğle yemeklerini “çok hızlı”, 10 dakikadan az bir sürede yediklerini; %14’ü de ayakta yediklerini belirtti.


• Avrupa vatandaşları her ne kadar sağlıklı bir diyet takip ettiklerini söyleseler de sağlıklı yemek yemenin zor olduğunu ifade eden insanların oranı Macaristan’da % 54, Slovakya’da % 52 ve Polonya’da % 49 olarak belirlendi.

Tüketim Çılgınlığını Durduralım!

Komün toplumunda yaşamak ister miydiniz?

Süpermarketten hayvan barınaklarına örnek proje

Paylaşım ekonomisi pazarı ve paylaşımın gücü


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.