Doğmamış çocuğuma manifesto

Kapitalizmi sev. İktidarı daha çok sev. Sevemiyorsan seviyor gibi yap. Evinde kaplan besleyen görgüsüz Arap şeyhlerini bile sev, fakat ayağının dibinde mırıldayan kediyi üzme. Nazik ol. Nazikçe sömür.

Doğmamış çocuğuma manifesto

Doğmamış çocuğuma manifesto

Sıradan ve normal bir insanım. Elbette yeteneklerim var ama düşünülmeyeni düşünemiyor ya da yapılmayanı yapamıyorum. Berbat bir eğitim sisteminden çıktım çünkü. Birçoğunuz gibi. Öte yandan yaratıcılık boş zaman meyvesidir, tavana saatlerce bakarsın ve aklına muhteşem bir fikir gelir. Lakin mezun olduğum günden beri çalışmadığım hiçbir dönem olmadı. Haliyle ne zaman tavana baksam yorgunluktan uyuyakalıyorum. Hayat da böyle geçip gidecek, bununla ilgili bir derdim yok.

Bari gelecekteki çocuğumu kurtarayım diyorum ama nasıl? “Facebook kullanma” mı diyeyim? Ya da “kullanıyorsan entelektüel içerikli sayfaları takip et” diye nasihat mı edeyim? “Çok fazla oyun oynama” mı diyeyim? Öyle oyunlar sürüyorlar ki piyasaya, ben bile güç karşı koyabiliyorum. “Amerikan dizilerinin bağımlısı olma” mı diyeyim? İyi de haftalarca Jon Snow dirilecek mi diye kafa patlatan benim. “Popüler kültürden acilen kurtulmalısın” desem, çocuk bana demeyecek mi “sen boş zamanlarında Moğol dağlarına çıkıp meditasyon mu yapıyorsun baba?”


kapitalizmi-sev-dogmamis-cocuguma-manifesto

Oğlum veya kızım tip olarak bana benzeyecek, kişilik olarak ise hepimize. Çünkü hepimiz aynıyız. Onu ülkenin en iyi üniversitesine de göndersem, yetenek kurslarına da yazdırsam; odasına çekilince Onedio’da “Hangi ünlü kişi senin sevgilin olmalı?” testini çözecek.

O yüzden pes ediyorum. Korkma gelecekteki çocuğum, bunlar senin hatan değil. Malumatın olsun ki bizler “tarihin ortanca çocuklarıyız.” Ne okuduğun yüksek lisans ne de yerel turnuvada kazandığın tenis şampiyonlukları seni itibar sahibi yapacak. Sırf içtiğin içkinin (içmesen daha iyi olur tabii) vergisiyle bile zengin ettiğin devlet, basiretsiz adamlar aracılığıyla tüm başarılarının içini adım adım boşaltacak. Emeğinin mumu yatsıya kadar yanacak.

Devletsiz yaşamak isteyeceksin, komünist diyecekler. “Komünistim, ne olmuş?” diyeceksin, gülecekler.

Haklılar!

Kapitalizmi eleştiren masumane bir yazımı, “çok arkaik bir bakış açısı” diye eleştirmişti ünlü bir yazar. Ne kadar da haklıydı. Öncelikle beynini yere bırak ve teslim ol oğlum, kapitalizmi yenemezsin. Yahudilerle de uğraşayım deme sakın, onlar dünyanın efendileridir, Kennedy’nin beynini nasıl patlattıklarını izlemek istemezsin. Lakin, bizim de İsrail’e ayar veren bir liderimiz var, onun izinden gönül rahatlığıyla git, Türkiye’nin en zeki adamı o.

Kapitalizmi sev. İktidarı daha çok sev. Sevemiyorsan seviyor gibi yap.

Evinde kaplan besleyen görgüsüz Arap şeyhlerini bile sev, fakat ayağının dibinde mırıldayan kediyi üzme. Nazik ol. Nazikçe sömür.


kapitalizmi-sev-dogmamis-cocuguma-manifesto

“Baba ben Steve Jobs olacağım” deyip okulu bırakırsan ağzına sıçarım, bunu unutma sevgili oğlum.

Bakma sen Steve’in ölümsüz bir kahraman gibi algılandığına. Gerçek manada bir üst teknolojiye geçildiğinde, sifonu bile çekebilen dahi telefonlar icat edildiğinde, insanlar sadece Graham Bell’i anımsayacaklar eskiden olduğu gibi. O, tarihin ilk çocuklarındandı çünkü. Velhasıl, sen ve ben fazlasıyla geciktik. 

Çok sıradan bir hayatın olacak. Anlatacak destansı öykülerin olmayacak. Gerçi büyükbaban askerde Zeki Müren’in koğuş arkadaşıymış, ortamlarda belki bununla dikkat çekebilirsin.

Seni her halinle seveceğimi bilmeni isterim. Onedio’da “Hangi ünlüyle sevişmek isterdin?” testini çözerken yakalasam bile, salak olduğun için harçlığını kesmeyeceğim. Bu noktada sana seslenişimi sonlandırıyorum, zira dünyaya geldiğinde, hızlandırılmış emekli gibi sızlanıp durduğumu bolca işiteceksin zaten.

Kıssadan hisseye, ne zaman tavana baktıysam, yorgunluktan uyuyakaldım. İşçiler ne zaman yastığa başlarını koysalar, hemen uyudular. Marx, onlardan ve benden devrim bekleyecek kadar aptaldı.

Çocuklarımız Marx’ı okumayacaklar bile.

Belki Onedio’daki testte, sevişmek istedikleri ünlü Marx çıkacak, o zaman sima olarak bilecekler.

Kapitalizm her zaman kazanacak.


Ve ben tavana her bakışımda, hiçbir şey yapamamanın verdiği tarifsiz huzurla uyuyakalacağım.

Sadece Genç Manifesto!


İsmail Pişer
İzmir’de doğdum, Denizli ve Eskişehir’de büyüdüm, Mersin ve Ankara’da okudum, Konya’da ve birçok şehirde yıllarımı geçirdim. Belki biraz göçebe ruhlu olduğumdan, kendimi hiçbir vilayete ait hissetmedim. Hepinizin aşina olduğu o boşluk duygusu, bana yazma tutkusu olarak sirayet etti. Bolca öykü ve deneme yazdım. Yazmak para kazandırmıyor çoğu zaman ama akıl sağlığı için gerçekten hayati olabiliyor.