Mutluluğun genetik olduğu ortaya çıktı

Mutluluk da genetikmiş! Sosyal bilimciler, psikiyatristler, ekonomistler mutluluğun formülünü bulmak için onlarca yıl süren araştırmalar yaptı. Sonunda mutluluğun yüzde 48 oranında genlerimizden kaynaklandığı ortaya çıktı.

Mutluluğun genetik olduğu ortaya çıktı

Mutluluğun genetik olduğu sonucuna demografik özellikler bakımından aynı olan insanların mutluluk düzeyleri arasındaki farklılıkları araştıran Minnesota Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı ulaştı.

Yüzde 48’i genlerimizden

Uzman Klinik Psikolog ve Hipnoz Uzmanı Mehmet Başkak, ilginç araştırmanın detayları hakkında şu bilgileri verdi:


“Minnesota Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı tek yumurta ikizi olarak doğup, bebekken birbirlerinden ayrılan ve farklı aileler tarafından büyütülen kişileri takip ettiler. Genetik olarak birbirlerinin kopyası olup farklı çevrelerde yetişmiş bu bireyler, ki böyle ikizler sosyal bilimciler için bir hazine kıymetindedir, genetik ve çevre faktörlerini birbirinden ayrı olarak analiz etmeye çok büyük imkan sağlıyor. Bu araştırmacılar, herhangi bir andaki mutluluğumuzun şaşırtıcı bir oranda -yaklaşık yüzde 48- genlerimizden geldiği sonucuna vardılar. Bunu öğrendikten sonra, ruh halinizin kötü olduğu zamanlar için sakın anne-babanızı suçlamayın!”

Yüzde 48'i genlerimizden bebek mutluluk geni

Yüzde 40’ı olaylara bağlı

Mutluluk düzeyimizi belirlemede genler yaklaşık yüzde 50 rol oynuyorsa, diğer yüzde 50’lik rolü oynayan faktörler nelerdir?

Sosyal bilimcilere en kapsamlı verileri sağlayan Chicago Üniversitesi tarafından yapılan General Social Survey (Genel Sosyal Araştırma/Anketi) ile dünyada mutluluk üzerine yapılan birçok araştırmayı inceleyen Psikolog Mehmet Başkak, şöyle devam ediyor:

“Tek seferlik olayların -hayal ettiğiniz işi bulmanız ya da piyango çıkması gibi- aradığımız mutluluğu daimi olarak getireceğini düşünmek çok mantıklı görünüyor. Araştırmalar da münferit olayların mutluluğumuzun büyük bir kısmı üzerinde etkisi olduğunu gösteriyor, yaklaşık yüzde 40 kadar.

Fakat münferit olaylar mutluluk düzeyimiz üzerinde önemli oranda rol oynasa da bu olayların etkisi kısa süreli oluyor. İnsanlar maaşlarına yüksek bir zam gelmesi gibi büyük değişikliklerin kendilerini daimi olarak daha mutlu edeceğini varsayıyorlar. Ama durum öyle değil. Büyük hedeflerinizi gerçekleştirmek için yıllarca çok çalışmanız gerekebilir ve harcadığınız çaba sonuç vermiş de olabilir ama hedeflerinize ulaştığınız anda oluşan mutluluk birkaç ay sonra kayboluverir.

O nedenle mutluluğunuzun büyük, tek seferlik olaylara bağlı olduğunu düşünmeyin. Büyük bir başarı ya da prestijli bir iş daimi mutluluğun sırrı değildir.


Özet olarak, kişilerin mutluluğunu yüzde 48 oranında belirleyen genetik faktörlerdir. Yüzde 40’a kadar belirleyici olan yakın zaman önce olmuş olan olaylardır fakat bunların etkisi uzun sürmez.”

Yüzde 12’si inanç, aile bağları ve arkadaşlık

Mutluluk seviyemiz üzerinde etkili olan yaklaşık yüzde 12’lik role sahip başka faktörler kalıyor geriye. Psikolog Başkak, bunu değerlerimizle açıklıyor.

“Bu oran fazla büyük görünmeyebilir ama sevindirici olan şu ki bu yüzde 12’yi kendi kontrolümüz altına almamız mümkün. Belli bir oranın genetik olduğu ve bir şekilde kontrolümüz altında olmadığı bilgisinden yola çıkarak inanç, aile bağları, toplumsal ilişkiler ve iş dört temel değer olarak mutluluğa giden en kesin yollar olarak karşımıza çıkıyor.

Bu dört temel faktörden ilk üçü tartışma götürmez öğeler. Emprik kanıtlara göre inanç, aile bağları ve arkadaşlık ilişkileri mutluluğu arttırıyor.”

Çok para mutlu etmiyor

Ekonomistler, yaptıkları araştırmalarda paranın gerçekten ihtiyaç sahibi insanların günlük hayatlarında yaşadıkları sıkıntılara çare olduğu sürece -mesela yeteri kadar yiyeceğinin olması, yaşayacak bir yerinin olması ya da çocuğunu doktora götürebilme imkanının olması gibi- onları daha mutlu ettiği sonucuna ulaşmışlar. Nobel ödülü sahibi psikolog Daniel Kahneman gibi araştırmacılar da insanların bir kez ortalama orta-sınıf gelir düzeyinin birazcık üstüne çıktıktan sonra, sonradan çok büyük finansal kazanımları olsa da, bunun mutluluk düzeylerinde bir artışa sebep olmadığı sonucuna varmışlar.

Psikolog Başkak, “Sevindirici olan şu ki fakirlik büyük mutluluk getirebiliyorken, yüksek gelir tek başına bunu garanti etmiyor” diyor. Hayatlarının geri kalan kısmında lüks içinde yaşamalarını sağlayacak yüklü miktarda bir para beklenmedik bir şekilde ellerine geçse bile, Amerikalı’ların yaklaşık 3/4’ü işlerini bırakmayacaklarını söylüyorlar. Böyle bir durumda, eğitim seviyesi ve gelir düzeyi daha düşük olan ve daha az prestijli işlerde çalışanlar daha çok işlerine devam etmeye meyilliyken, elitler daha çok parayı alıp, kaçacaklarını belirtiyor.

Kadınlar mı daha mutlu erkekler mi?


Psikolog Başkak’ın verdiği bilgiye göre, yıllar boyu yaptıkları araştırmalarda, bilim insanları kadınların erkeklerden daha mutlu olduğu sonucuna vardılar. Fakat en son yapılan araştırmalar iki cinsiyet arasındaki farkın azaldığı, hatta durumun tersine dönmüş olabileceğini ortaya koyuyor. Özellikle muhafazakar kadınların yüzde 40’ı “çok mutlu” olduklarını söylüyorlar. Bu kadınlar muhafazakar erkeklere göre bir miktar daha mutlu, liberal kadınlara göreyse ciddi derecede daha mutlular. Bütün bu gruplar arasında, en mutsuz grup liberal erkekler, bu erkeklerin sadece 1/5’i kendisini “çok mutlu” görüyor.

Sağ ve sol beyin testi: Beyninizde hangi lobu daha iyi kullanıyorsunuz?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.