Günümüzde her 68 çocuktan birisi otizm riski ile doğuyor, her 20 dakikada 1 çocuk otizm tanısı alıyor ancak ülkemizde hala otizmin ne olduğu, belirtileri ve tedavisi tam anlamı ile bilinmiyor.
GFK Türkiye desteğiyle Tohum Otizm Vakfı için yapılan “Türkiye’deki Bireylerin Otizm Algısı ve Bilgi Düzeyi” araştırmasında, Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesinin 15 ilinde 1,237 kişi ile yüz yüze görüşülerek Türkiye’nin otizm farkındalık karnesi çıkarıldı.
Her 68 çocuktan birisi otizm riski ile doğuyor!
Doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk üç yılında fark edilen bir gelişimsel farklılık olan otizmi, araştırmaya katılanların yalnızca %29’u duyduklarını ifade etti. Otizmi duyduğunu belirtenlerin %14’ünün ise otizmi duymalarına rağmen hakkında herhangi bir fikirleri yok. Otizmi duyduğu belirtenlerin %93’ü ise otizmin belirtilerini bilmiyor.
Otizmde bilinen tek çare, erken tanı ile yoğun özel eğitim!
Bilimsel araştırmalar, erken tanı ve doğru bir eğitim yöntemi ile yoğun olarak eğitim alan çocukların yaklaşık yüzde ellisinde otizmin belirtileri kontrol altına alınabildiğini, gelişim sağlanabildiğini, hatta bazı otizmli çocukların ergenlik yaşına geldiklerinde diğer arkadaşlarından farkı kalmadığını gösteriyor. Ancak araştırmaya katılanlardan otizmi duyanların sadece %18’i tedavi edilebileceğini düşünüyor. Yoğun, sürekli ve özel eğitim otizmin tek tedavisi olmasına rağmen, araştırmaya katılanlar otizmin tedavisinde kullanılan temel yöntemin hastanede tedavi olduğunu belirtiyor.
Otizmin belirtilerine dikkat!
Belirtiler en erken yaşamın ilk 6. ayında fark edilebiliyor. Otizmin başlıca belirtileri arasında; başkalarıyla göz teması kurmamak, gözlerin bir yere takılıp kalması, ismi söylendiğinde bakmamak, sözleri tekrarlamak, parmağıyla ile istediği şeyi gösterememek, akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermemek, sallanmak, çırpınmak, parmak ucunda yürümek, dönen nesnelere karşı aşırı ilgi ve takıntılı davranışlar sayılabiliyor. Aileler çocuklarında aynı yaştaki diğer akranlarından farklı davranışlar ve belirtiler gözlemleniyorsa vakit kaybetmeden otizm konusunda uzman bir psikiyatriste başvurmaları gerekiyor.
Konu ile ilgili açıklama yapan Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer, “Otizmin görülme sıklığı günümüzde çok büyük bir hızla artıyor. 1985 yılında her 2.500 çocuktan birine konan otizm tanısı, günümüzde doğan her 68 çocuktan birisi için konulmakta. Otizmin görülme sıklığından hareketle ülkemizde, 0 – 18 yaş grubu arasında yaklaşık 352.000 otizmli çocuğumuzun ve gencimizin eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerden faydalanmak için beklediğini biliyoruz. GFK Türkiye’ye ülkemizde otizmin bilinirliği konusunda bize çok önemli veriler sağlayan araştırması için çok teşekkür ediyoruz. Bu araştırmanın sonuçları bir kez daha gösterdi ki otizm farkındalığı konusunda daha çok çalışmalıyız. Erken tanı ve eğitimin otizmin tek çaresi olduğunu her platformda dile getirmeliyiz. Buradan herkesi otizm farkındalığı konusunda sesimiz olmaya, otizmli bireylerin ve ailelerinin yanında olmaya çağırıyorum” dedi.
Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir?
Çocuğunuzda aynı yaştaki diğer çocukların davranışlarından farklı davranışlar gözlüyorsanız kaygılanabilirsiniz. Bu davranışların otizm belirtisi olabileceğini düşünüyorsanız otizmin ne olduğunu, sizi ve ailenizi ne şekilde etkileyeceğini bilmek isteyebilirsiniz.
Otizm spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan karmaşık bir nöro – gelişimsel bir bozukluktur. Otizmin, beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklandığı sanılmaktadır. Bu metinde otizm spektrum bozukluğu için kullanım kolaylığı nedeniyle zaman zaman otizm terimi kullanılmıştır.
Otizm spektrum bozukluğunun nedeni nedir?
Bugün, otizm spektrum bozukluğuna neyin neden olduğu bilinmemekle birlikte genetik temelli olduğuna ilişkin bulgular vardır. Ancak hangi gen ya da genlerin sorumlu olduğu henüz bilinmemektedir. Çevresel faktörlerin de otizme yol açabildiğine ilişkin görüşler vardır. Hem genetik temellerin hem de çevresel faktörlerin etkileri üzerine çok sayıda araştırma yapılmaktadır.
Otizmin çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin ekonomik koşullarıyla hiçbir ilişkisi yoktur; bu nedenle otizm spektrum bozukluğunu her çeşit toplumda, farklı coğrafyalarda, ırkta ve ailede rastlanmaktadır.