Sanal alemde gördükleriniz sizi yanıltmasın! Kimse sürekli tatil yapmıyor, gurme yemekler yemiyor, arkadaşlarıyla hoş vakit geçirmiyor, sorunsuz bir iş hayatı da yaşamıyor. Peki sanal alemde nasıl mutlu olunur?
Sanal alemde gerçeklikten kopmak mutsuz ediyor!
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nden uzman klinik psikolog Duygu Kılıç, gelişen teknolojiyle beraber hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen sanal dünyanın insanı etkilediğini söyledi. Kılıç, şu değerlendirmelerde bulundu:
Tarih boyunca etkileşim içerisinde olduğumuz olaylar ve insanlar belirli sayı ile sınırlı kalmıştır. Avcı toplumda sadece ailemiz ve kabilemizdeki insanlarla görüşüyor, yerleşik hayatta sadece köyümüzdeki insanlarla konuşuyor, modern öncesi toplumda da yine sadece kendi bölgemizde meydana gelen olaylar ve yakınımızdaki insanlarla iletişim içerisinde olabiliyorduk.
Ne yaptığımızla sadece ailemiz ilgilenmiyor!
İletişim teknolojilerinin, radyolarla hayatımıza girerek evrimini televizyon ve telefonun gelişimi ile devam ettirmiş ardından internet ve akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle kendimizi bir anda global toplum içerisinde bulduk. Eski tarihlerde sadece kendi yaşadığımız bölgelerde olup bitenler hakkında fikir edinebiliyorken bugün tüm dünyada meydana gelen olaylar hakkında bilgi edinebiliyor duruma geldik, daha önce bizim ne yaptığımızla ilgilenen sadece ailemiz ve en yakın arkadaşlarımızken şimdilerde takipçilerimiz de hayatımıza dahil olabiliyor, daha önce konuşabileceğimiz insanlar bize yakın kişilerken şimdilerde ise dünya üzerinde interneti kullanan yaklaşık iki milyar insan ile birlikte yaşıyoruz.
Online hayat terapisi uzak değil
Online hesaplarımıza ve başkalarının online hayatlarına yüklediğimiz değerin kontrolsüz bir şekilde artması durumunda gelecekte insanlar online hayata adapte olabilmek için veya sadece online hayatlarında yaşamış oldukları problemlerle ile ilgili olarak terapi almak zorunda kalabilecekler.
Nasıl günümüzde aile terapisi, çift terapisi gibi kişinin hayatını etkileyen ilişkilerinin konu alındığı bir terapi sistemi var ise online yaşamımızın da hayatımızı etki altına almasından kaynaklı birtakım sorunlar gün yüzüne çıkacak ve “online ilişkilerimizi konu alan bir terapi” (Online Hayat Terapisi) alanı oluşacaktır. Yaptığımız sosyal araştırmalar, bu sorunların birikip toplumu derinden etkilemeye başlamadan önce bir takım önlemler alınarak farkındalığın arttırılması gerektiğini göstermiştir.
Online hayat içselleştirilmemeli
Teknolojiye bağımlı olmaktan farklı bir süreç olarak karşımıza çıkan online hayatı içselleştirmek ve başkalarının hayatını sadece internet ortamı üzerinden görerek bir takım yargılarda bulunmak, gerçek hayattan kopuşumuza neden olabilecektir.
Bu kopuşun engellenebilmesi için her şeyden önce başkalarının hayatlarına dair internet ortamı üzerinde gördüklerimizin tüm gerçekliği ifade etmediğini aklımızda tutmamız gerekir. İnsanlar pek tabi ki yaşadığı sorunları bizim göreceğimiz şekilde paylaşmak yerine sadece mutlu olduğu ve hayalini kurduğu hayatı bizimle online olarak paylaşacaktır.
Kimse sürekli hoş vakit geçirmiyor!
Bu noktadan hareketle sürekli tatil yapıyor olarak gördüğümüz, sürekli güzel yemekler yiyerek sürekli arkadaşlarıyla hoş vakit geçirerek, tamamen sorunsuz bir iş hayat yaşıyor olarak gördüğümüz arkadaşlarımızın da birer insan olduklarını ve herkes gibi sorunlar yaşadıklarını bilerek, diğer insanların sadece sanal hayatlarından yola çıkarak “herkes hep çok mutlu, ben ise bu kadar mutlu olamıyorum” demek yanlış olacaktır.
İlk adım: Kendi profilini kontrol et
Eğer bir şüphemiz var ise kendi online profillerimizi kontrol edelim bizim kendi paylaşımlarınız dışarıdan sorunsuz bir hayat yaşadığımız izlenimini vermesine rağmen her insan gibi biz de problemler yaşıyoruz ve bu problemleri herkese göstermek istemiyoruz.
Gerçek hayatı unutma!
Bu ilk adımımızdan sonra online hayatların güvenilirliğini sorgulamalı, sanal hayatımızdan başka da gerçek bir hayat yaşadığımız unutulmamalıdır. Teknoloji ve toplumun gelişimine ayak uydurarak başkalarının hayatlarını kendi hayatımızın üstünde tutmadan kendi yaşamımıza odaklanmak ve güzelleştirmeye çalışmak asıl hedefimiz olmalıdır.