Ülkemiz çok büyük bir darbe girişimini kendi milletimizin azimli ve kararlı bir tutumu sayesinde atlatmış bulunmaktadır. Tehlike önemli ölçüde geçmiş bulunuyor. Ülkemizde çeşitli kurumlarda ihanet içinde bulunan FETÖ üyeleri bir bir açığa alınmakta fakat bu işin gerisinde acaba sadece FETÖ mü bulunmaktadır? ABD ve PKK bu işin tam olarak neresinde durmaktadır? İşte size bir ihanet zincirinin gizli iskeleti…
İskeletin birbirine bağlı ikili ilişkileri
ABD – FETÖ ilişkisi
Geçtiğimiz haftalarda Ralph Peters isimli ABD’li emekli bir asker Fox News kanalında yaptığı açıklamada “Eğer darbe başarılı olsaydı, İslamcılar kaybedecek, biz kazanacaktık” dedi. Yine aynı zamanlarda darbe girişimi incelendiği sıralarda çok ciddi bir bilgiye ulaşıldı. Eğer ki darbe girişimi başarılı olsaydı darbeyi ABD’den organize ettiği düşünülen ABD’li komutan John F. Campbell’in soluğu Türkiye’de alacağı öğrenildi. Bütün bunların üstüne ABD Fetullah Gülen’in Türkiye’ye iadesi konusunda işi yokuşa sürmeye devam ediyor.
Şimdi tüm bu ortaya çıkan istihbarat bilgileri doğrultusunda darbe girişimini ele aldığımızda ABD’nin bu işte bir parmağı olmadığını söylemek imkansıza dönüşüyor. 15 Temmuz gecesini göz önüne alırsak ABD’nin bu girişim sonlanana kadar ciddi bir söylemde bulunmadığını göreceksiniz. Büyük fotoğraf bize gösteriyor ki olayın ardında bıraktığı toz bulutu yavaş yavaş dağılmaya başladığı şu zamanlarda ABD’nin gerçek yüzünün ortaya çıktığını görmemek mümkün değildir.
FETÖ – PKK ilişkisi
FETÖ üyesi olup TSK’ya sızmış vatan haini komutanların planlanan PKK operasyonlarının hemen öncesinde teröristlere bilgi verdiği ortaya çıktı. Bununla yetinmeyen bu hainler, planlı operasyonları iptal ettirmek veya hedef değiştirmek suretiyle PKK terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı aydınlanan bilgiler arasındadır. Bunun karşılığı olarak PKK mensubu teröristler darbe girişiminin başarılı olamaması sonuncunda FETÖ mensubu vatan hainlerine kucak açtığı da öğrenilmiş durumdadır. Uzun lafın kısası PKK ve FETÖ karşılıklı bir ihanet paslaşması içinde ülkemize zeval vermeye çalışmışlardır.
ABD – PKK ilişkisi
Bilindiği üzere daha önceden PKK terör örgütü üzerine yapılan operasyonlar sonucunda teröristler üzerinde ABD yapımı Zagros tipi silahlar bulunmuştu. Bu silahların nereden geldiğine dair yapılan araştırmalar göstermişti ki ABD’nin PKK’nın suriye kolu PYD’ye DAEŞ terör örgütüyle savaşması adına bu silahları verdiği görülmüştü. ABD PYD’ye bugünde olduğu gibi terör örgütü dememekte ısrarcı tavrını sürdürmüştü. Bu Zagros tipi silahlar her ne kadar DAEŞ terör örgütüyle savaşmak için verilmiş olsa da bu silahların PKK’ya ulaştırılmasıyla maalesef askerimize karşı kullanılmıştır. ABD bunu bildiği halde bu konuda herhangi bir girişim uygulamadığı gibi sessiz tavrını sürdürmüştür.
Zincirin farkında olmak
Üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemizin aynı zamanda dört tarafı gerek içten gerek dıştan olsun bizi milletçe bitirmek amacıyla el sıkışmış düşmanlarla dolu olduğu aşikardır. Bu düşmanlık zincirinin en önemlisi şüphesiz başını ABD’nin çektiği ABD-PKK-FETÖ üçlemesinden oluşmaktadır. Şahsi düşüncem olarak ülkemizin her türlü platformda siyasi yaklaşımı işte tam da bu üçleme arasındaki güçlü bağı kırmak yönünde olmalıdır. Bunun dışında yapılacak her türlü adım geçici, günü kurtarmalık sonuçlardan başka bir durum oluşturmayacaktır. Demokrasi ve barış dolu güzel günler dilerim.