Hande Kader: İki yüzlüdür bizim vicdanımız!

Hande Kader 23 yaşında daha! Onun da hayalleri umutları vardı. O da mutlu olmak istiyordu. O da kabul görmek, insanca yaşamak istiyordu.

Hande Kader: İki yüzlüdür bizim vicdanımız!

Ahlak elden gidiyor

-Gördün değil mi namussuzu?

-Arkadaş ne ar kaldı ne namus; erkek mi kadın mı belli değil?


-Eee, ne olacaktı; su testisi su yolunda kırılır!

-Kolay tabi iş bulamadım de, dikil sokak başında milletinde ahlakını boz!

Ne kadar da kolay değil mi? Ne kadar kolay atıp tutmak, yaftalamak… Kışın ortasında montla titrerken mini etekle kaldırım tepesinde dikilmek ne kadar kolay olabilir? Kelle koltukta, insanların bedenini kiralaması ne kadar rahat bir hayat getirir? Hakkın cinsiyeti olmayacakken “kadın hakkı” diye bir kavramın olduğu bir dünyada “Erkekliğime laf etti, hakim bey. Dayanamadım öldürdüm.” dediği için üstüne de bir takım elbise giydiği için cezada indirim getirilen bir ülkede bir trans kadının ne kadar hakkı olur ki?

Onlar namussuz, onlar ahlak bozuyor! Peki ya terazinin diğer tarafı? Pek düzgün aile babaları, pırıl pırıl gençler, dindarlar, sosyalistler, mevki sahipleri, esnaflar, sağcılar, solcular… Onlara ne olacak? İşi bitince, parayı ödeyince, takım elbisesini giyince, abdestini alınca, eline kitabını alıp entelektüel gözlüğünü takınca namusları temizlenecek mi? Pirüpak, baş dik hayatlarına devam edecek ve yine en çok onlar eleştirecek: Mirim ahlak elden gidiyor!

Gidiyor efendi gidiyor: Ahlak elden gidiyor! Sen ikiyüzlülüğünü arttırdıkça, sen namussuza alkış tuttukça ahlak elden gidiyor. Kolaydır “Kolay yolu seçiyorlar” demek. Peki sen kaç transa kaç travestiye iş verirsin?


Tercih kendi tercihi diyerek kaç tanesinin arkasında durursun? Kaç tanesine burnunu havaya dikmeden, insan gibi bakabilirsin? Kaç tanesinin başına bir iş geldiğinde sesini çıkarabilirsin? Dürüst ol, yapamazsın! Tabuların var çünkü. Sonra bir statün var ve statüler “genelle” çatışmadan kazanılır. Sivri olmayı kabul etmez. Ondan sebep Özgecan için sokaklara dökülürken Hande Kader için dökülemezsin!

Hande Kader 23 yaşında daha!

Onun da hayalleri umutları vardı. O da mutlu olmak istiyordu. O da kabul görmek, insanca yaşamak istiyordu. Birini sevmiş miydi, aşık olmuş muydu? Ne yaşamış olabilir ki, bu hayat ona çok göründü? Bu zamana kadar nasıl bir suç işlemiştir ki tüm bunları hak etsin?

Kim hak eder tecavüze uğramayı, işkence edilmeyi bir de üstüne yakılmayı?

23 ya 23! Belki çocuğun yaşında, belki kardeşin, belki seninle yaşıt.

Yakalanır mı sizce failleri? Yakalanırsa eğer cezasını çeker mi? Yoksa “Ne tecavüzü hakim bey? Zaten bu işi yapıyor! Daha çok para istedi! Üzerimize saldırdı nefsi müdafaa” diyerek yırtarlar mı kefeni?

Gazetede haber olur mu? İnsanlar haksızlık diye bağırır mı? Peki tüm bunlar Hande Kader’i geri getirir mi? Hande Kader son olur mu?


O kirli vicdanlarınız o nefret tohumları ektiğiniz yürekleriniz temizlenir mi? “İnsana insan gibi bakmak gerekir.”, diyerek öyle bakmaya başlar mısınız? Yoksa su testisi su yolunda kırılır deyip, iki yüzlü vicdanınızı susturur musunuz? Sahi sizin testiler nerede kırılacak efendi?

Hande Kader için adalet: Ses ver kampanyası

Özgecan’ım Ben…

Çarpıcı araştırma: Cinsel taciz ve tecavüze müdahale etmem

Yasal tecavüz: Meclis komisyonu raporuna tepkiler büyüyor


Elif Aver
Elif Aver; 1987 yılında İstanbul'da doğdu. Cumhuriyet Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği bölümünden 2010 yılında mezun oldu. Özel sektörde mesleğini yapmakta, ayrıca TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi yönetim kurulu üyesi. Yazmak, çizmek ve okumak çocukluğundan beri en büyük tutkusu. Ondan sebep söz yitene kalem bitene kadar yazanlardan.