Çalışan anneler, mükemmel anne sendromuna dikkat!

Hamilelik döneminde çalışan anne adayları için, doğum sonrası işe dönmek duygusal karmaşa yaratabiliyor. Özellikle çalışan kadınlarda görülen bebeğine karşı suçluluk duygusu, henüz küçük bir çocukken zihne kazınan “mükemmel anne” rolünden kaynaklanıyor.

Çalışan anneler, mükemmel anne sendromuna dikkat!

Ancak çalışan kadınları duygusal açıdan zorlayan annelik rolünün üstesinden gelmek ve iş hayatına rahatça devam edebilmek mümkün. Central Hospital’dan Uzman Psikolog Aycan Bulut, bebek sahibi çalışan annelerin yaşayacakları sorunlar hakkında bilgiler veriyor.

Günümüzde artık kadınlar da, erkekler kadar iş hayatında aktif rol alıyor. Bu role ev kadınlığı, eş olma ve annelik de eklenince birtakım sorunlar yaşanabiliyor. Bu roller arasında sıkışıp kalan kadın, genellikle hangi görevine öncelik vermesi gerektiği konusunda endişeye kapılabiliyor. Bu nedenle de tüm rolleri en iyi şekilde ve eski haliyle yürütmeye çabalarken yıpranabiliyor. Kadınları özellikle duygusal açıdan zorlayan en önemli etken ise annelik rolü oluyor.


Seçim yapmak anneyi ikileme düşürüyor

Ülkemizde ne yazık ki birçok kadın sosyal, mesleki, maddi veya çeşitli baskılar nedeniyle bebeği doğduktan sonra çalışmak zorundadır. Böyle bir durumda seçim yapma olasılığı olan kadınlar ise, karar verme aşamasında büyük sıkıntı çeker ve ikileme düşerler. Uzmanların bu konu hakkındaki görüşleri de değişkenlik gösterir. Bazıları annenin hem çalışıp hem çocuğuna gerekli bakım ve yaşam koşullarını sağlayabileceğini savunurken, bazı uzmanlar ise ebeveynleri çalışan çocukların bu durumdan etkilenip zarar göreceğini savunur. Böyle bir durumda karar verme yetkisi karı-kocaya ait olmalıdır.

Önceliklerinizi belirleyin

Annenin çalışması bebeğe ve aile yaşantısına net olarak bir sorun oluşturmuyorsa annenin tekrar çalışmaya başlamasında herhangi bir sakınca yoktur. Ancak annenin ilk olarak önceliklerini belirlemesi, hangi rolün kendisine daha uygun olduğuna karar vermesi gerekir.

Working mother with child on couch

Mükemmel anne olmaya çalışmayın!

Genellikle çalışan annelerde görülen en önemli sorunların başında; fazla sorumluluk alma, yorgun düşme ve suçluluk duygusu gelir. Annenin bu sıkıntıları en aza indirebilmesi için eşinden, yakınlarından ve iş arkadaşlarından yardım alması büyük fayda sağlayabilir. Eğer kadının zamanı ve enerjisi azalırsa; hiçbir duruma yetememe, paniğe kapılma ve suçluluk duygusunda artışlar yaşayabilir. Bu sebeple mükemmel bir anne olmaya çalışılmamalı, mevcut şartlar değerlendirilerek duruma göre planlama yapılmalıdır.

Tükenmişlik sendromuna dikkat!

Annenin bebeğini bir bakıcıya veya ailesinden birine bırakıp iş hayatına devam edebilmesi için gereken süre, anne ve bebeğine göre farlılık gösterebilir. Bu süreçte en önemli konu, annenin işe dönmeye karar vermesi, bebeğinden ayrılmayı nasıl anlamlandırdığı ve nasıl yaşadığıdır. Eğer kadın aşırı şekilde suçluluk duygusu içindeyse, bebeğin bakımında yetersiz olacağını hissediyorsa ve tükenmişlik sendromu yaşıyorsa sağlıklı bir ayrılma sürecinden söz edilemez.


Çalışan annelerde görülen tükenmişlik sendromu daha çok; eğitimli, titiz, çalışkan, mükemmeliyetçi ve hırslı kadınlarda ortaya çıkıyor. Böyle bir durumda modern ve hızlı şehir hayatı, kadının yaşam şartları, toplumsal rol ve sorumluluklar, bebeğin bakımında annenin yeri, iş dünyasındaki rekabet ortamı, akraba ilişkilerindeki beklentiler ve sıkıntılar gözden geçirilmelidir.

Bebekten ayrılma süreci adım adım yapılmalı

Bebeğin psikolojik gelişimi göz önüne alındığında, annenin hem fiziksel hem de ruhsal açıdan kendini hazır ve iyi hissetmesi gerekir. Bu sebeple bebekten ayrılma süreci adım adım gerçekleştirilmelidir. Bebekle ilgilenecek kişi, anne işe geri dönmeden 1 hafta önce eve gelmeli, anne ve bebekle zaman geçirmelidir. Böylece bebek hem bakıcıya alışır hem de anne bebeğini emanet edeceği kişiyi gözlemleyebilir.

Bebeğiniz ve kendiniz için kaliteli zaman yaratın

Çalışan annenin kendine ve bebeğine kaliteli zaman ayırması oldukça önemlidir. Bütün hafta bebeğin yanında olup ilgisiz olmaktansa, hafta sonu birlikte geçirilen 1-2 saati iyi değerlendirmek daha doğru olur. Bu süre içerisinde çeşitli aktivitelere katılmak, etkinlikleri değerlendirmek anne ve bebeğinin kıymetli ve dolu dolu bir zaman geçirmelerini sağlayabilir. Birlikte geçirilen bu kaliteli paylaşım saatleri sayesinde, çocuğun yanında olunamayan zamanlar telafi edilebilir ve annenin suçluluk duygusu en aza indirilebilir.

Bebek sahibi olmak, kariyerinizin sonu değil!

Bebek sahibi olmak, bir kadının kariyerinde sonun başlangıcı değildir. Günümüzde iş hayatında aktif olarak yer alan kadınlar, aynı zamanda annelik görevlerini başarıyla yapabilmektedir. Çalışan bir anne, hem işini hem de bebeğinin bakımını bir arada yürütebilir. Tek yapılması gereken, önceden plan yapmak ve çalışan bir anne olmanın getirdiği zorluklara hazırlıklı olmaktır.


Farkındalıksız Anneler Babalar


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.