Emperyalizmin, sömürgeciliğin diğer adı ABD, Ortadoğu’daki projesi kapsamında adımlarını teker teker atmaya devam ediyor! Önce Mısır, Libya derken sonra Suriye ve şimdi 15 Temmuz darbe girişimi ile de Türkiye… ABD bu stratejik hareketleri ile önce AKP’yi devirmek istiyor!..
ABD AKP’yi devirmek istiyor!
Tarih 16 Şubat 1999…
PKK lideri Abdullah Öcalan Kenya’dan Türkiye’ye getirildi.
13 Nisan 2003 tarihinde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit “Öcalan’ı neden verdiler ben de anlamadım” dedi.
Tarih 22 Mart 1999…
Yani Öcalan’ın Türkiye’ye verilişinden 1 ay sonra bu kez Fethullah Gülen ABD’ye gitti. Gidiş o gidiş… Yani al gülüm ver gülüm. Gülen gitti, Öcalan geldi…
Öcalan Türkiye’ye verildiğinde asılmayacağı konusunda ABD’ye teminat verildi ve asılmadı.
Emperyalist, “tek dişi kalmış” ABD, bu kez PKK ile birlikte Türk milletinin hassas olan “din” argümanını da kullanmaya başlayacaktı. Yıllarca cemaatin örgütlenmesi için de tam anlamıyla siyasi desteğin verilmesi için savaş verdi durdu.
2002 yılından itibaren CIA görevlisi Graham Fuller‘in ortaya çıkardığı “ılımlı İslam” projesi ortaya koyulmaya başlandı!
Yıllarca bu plan sistematiği bozulmadan devam etti. ABD bir taraftan PKK’yı kullanırken diğer yandan Türk milletini aldatabileceği bir koridor daha açtı. Yıllarca dini kullanarak Türk siyasilerin yaptığı gibi onlar da bu yolu seçti. Öcalan, İmralı’dan verdiği emirlerle PKK’yı yönetirken diğer yandan ABD, Türkiye’deki siyasi erkleri de kullanarak cemaatin büyümesi yolunda adımlar attı.
ABD artık çift koldan saldırmaya başladı. Ortadoğu’da sınırlar değişmeliydi; bunun için de Ortadoğu’nun laik, seküler bir devleti olan Türkiye’nin Atatürkçü temel ilkelerinin içinin oyulması için çaba sarf edilmeliydi. Yıllardır bu kara propaganda sürdürüldü, Atatürk’ü bu milletin kafasından silmek için yıllarca çaba sarf ettiler, bu proje hala devam ettirilmekte…
O yüzden önce vatansever insanların, askerlerin ipi çekilmesi gerekiyordu. ABD projesi olan Ergenekon, Balyoz gibi çeşitli sahte darbe planları ile cemaatin polislerine verilmiş sahte dokümanlarla askerler içeri alındı, TSK zayıflatıldı; Atatürkçü kim varsa ipi çekildi…
ABD’nin yıllarca yaptığı bir şey vardır… Ortadoğu’ya bir lider atar, onu büyütür, kullanır ve işi bittiği zaman aldığı yere geri bırakır veya bir şeyler yolunda gitmiyorsa orada darbe yapılmalıdır veyahut da o ülke karıştırılıp gerekli müdahale yapılmalıdır!
Tıpkı İran’da Musaddık‘a CIA tarafından yapılan darbe gibi!
Mısır’da Süveyş Kanalı’nı millileştirdikten sonra Nasır‘a yapıldığı gibi!
1952 yılında Mısır’da yapılan darbedeki gibi! (Hatta bu darbeden sonra – 1980 darbesinden sonra söylendiği gibi- ABD’nin Kahire Büyükelçisi Jefferson Caffery darbeci subaylar için “My Boys (Çocuklarım)” ifadesini kullanmıştır.)
1957 yılında ABD’li Dulles kardeşlerin Suriye’de yapmayı hedefledikleri darbe girişimi gibi!
ABD bu projeyi her daim sıcak tutmuştur. Türkiye’deki 1980 darbesinden sonra “Türkiye’de artık darbe olmaz!” deniyordu; ancak bunu içimize sızdırdığı veya koydurduğu cemaat yapılanması ile tekrar devreye sokmak istedi!
Neden bunu yapmak istedi?
ABD, Suriye’de devreye girince Türkiye’ye bir söz verdi!
Esad devrilince ya da Suriye bölünmeye çalışılırsa Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt oluşumuna izin verilmeyecekti ve PYD güçleri Fırat’ın batısına geçmeyecekti!
Bu söz aslında köprüyü geçene kadardı; yani 2016 Temmuz ayına kadar verilmiş bir sözdü…
2014 yılında Kobani’ye geçmek üzere Peşmerge’ye de Türkiye’den geçmesi için o yüzden Türkiye tarafından izin verildi. IŞİD, Kobani’den temizlendi.
Bu arada 2015 yılının ortalarından 2016 yılının ilk aylarına kadar süren bir dedikodu vardı: “Obama, Erdoğan’ın telefonuna çıkmıyor!”
2016 yılında PYD / YPG gittikçe ilerledi. Bugüne kadar PYD tehdit olarak görülmedi. Hatta PYD lideri Salih Müslim’i Ankara’da Türk hükümeti ağırladı, misafir etti!
2016 yılının Mart ayında ABD, Türkiye’deki askerlerinin ailelerini “Türkiye’den ayrılın!” diye uyardı!
Aslında amaç, Türkiye’deki gelecek darbeye karşı ABD’li asker ailelerini korumaktı.
2016 yılında PYD, Fırat’ın batısına geçmiş, Menbiç’e girmişti. Son bir adım vardı…
PYD, Suriye’nin batısı olan Afrin ile doğusu olan Celabrus’u birleştirecekti; ancak buna da ABD’nin söz verdiği Türkiye karşı çıkacaktı! Bunun için de ABD’nin devreye girmesi gerekiyordu!
Evet…
Ve ABD tarafından işleme konan 15 Temmuz “maşa” örgüt cemaat darbe girişimi…
Eğer bu darbe girişimi başarı ile sonuçlanmış olsaydı Suriye’nin kuzeyinde bu birleşme sağlanmış olacak ve bir Kürt Devleti’nin adımlarını hızlandıracaktı!
İşte AKP iktidarı da bugün buna karşı çıktığı için ABD tarafından pasifize edilmeye ya da diğer bir ifade ile devrilmeye çalışılıyor!..