Hoca Efendi’den FETÖ’ye uzanan bir yol

Türk tarihinde yazılacak en önemli yıllar olacak belki de bu yıllar… Belki de gelecekte “FETÖ’lü Yıllar” adında kitaplar yazılacak. Kim bilir neler neler anlatılacak bu yıllar için… Belki de şu an yapılamasa da “Hoca efendi’den FETÖ’ye…” diye tartışma programları yapılacak…

Hoca Efendi'den FETÖ'ye uzanan bir yol fethullah gülen necmettin erbakan

‘Hoca Efendi’den FETÖ’ye uzanan bir yol

15 Temmuz darbe girişiminden sonra Gülen örgütüne yönelik tartışmalar daha şiddetli bir şekilde yapılmaya başlandı…

Ne zaman ülkede örgütlendiklerini, örgütün nerede ortaya çıktığı, nasıl yapılandıkları, bu kadar finansal güce nasıl ulaşabildikleri, kimlerin bu örgüte liderlik yaptığı, nasıl bu kadar hiçbir şekilde fark ettirmeden ülke içerisinde yumaklaştıkları…


Koca bir yalan!..

Devletin üst noktalarını işgal eden herkes farkındaydı; ancak, sadece göz yumuldu!..

Peki bu noktaya nasıl gelindi?..

Bu son 15 yılda ne hikmetse örgütün nerede ortaya çıktığı, geliştiği ile ilgili bir şey tartışılmazken Temmuz ayından itibaren nasıl geliştiğiyle ilgili her kafadan bir ses çıkmaya başladı!

Neden tartışılmıyordu? Çünkü mahremdi, çünkü “cıs”tı, çünkü “dokunan yanar”dı!

Yıllar önce cemaati adım adım anlatan, tehlike olduğunu belirten, “Köstebek” kitabında da bunu yazan Necip Hablemitoğlu bir suikastla öldürüldü!

Cemaatin; çocukları, gençleri, cemaat evlerinde topladığını belirten, “kardelen”ler yetiştiren Atatürkçü Türkan Saylan Ergenekon davası kapsamına alındı!

Cemaati bir bir yazan, Gülen’i ve örgütü iliklerine kadar anlatan Ergün Poyraz, Ergenekon davası kapsamında tutuklandı!

Cemaatten nemalanan siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar cemaate toz kondurmuyor; korkup da ses çıkarmayan kimileri de konduramıyorlardı!..

Şimdi, olayı sabote etmek isteyenler televizyonlarda çıkıp “Efendim cemaat 1970’lerde ortaya çıktı” deyip bu örgütün son yıllarda nasıl güçlendiğini görmezden gelmeye çalışıyorlar, halkın algısını farklı yollara kanalize etmeye çalışıyorlar…

fethullah gülen erdoğan türkeş tansu çiller süleyman demirel

IŞİD, Allah adına kafa kesiyor; cemaat Allah adına soru çalıyor…

Fethullah Gülen 1970 yıllarda İzmir’de örgütleniyor ve daha sonra emniyete, TSK’ya, yargıya sızıyor, sivil halk üzerinde, esnaflar üzerinden güçlü bir finans ayağı oluşturuyor ve bugüne geldiğinde devasa bir güç meydana geliyor…

TSK içinde general olmuş, emniyette müdür olmuş insanlar akıllarını bu örgüte kiraya vermiş. Düşünüldüğünde hakikaten ülke için akıl almaz bir tablo!..

IŞİD, Allah adına kafa kesiyor; cemaat Allah adına soru çalıyor…

İşte, size Ortadoğu ülkesinden farkı olmayan bir ülke!

Necmettin Erbakan

“Gülen’i destekleyen sadece AKP iktidarı mı oldu?” deniyor. Doğru; örgütü destekleyen sadece AKP iktidarı olmadı. 1990’lı yıllarda aklınıza kim geliyorsa destek verdi. Destek vermeyen, hatta Gülen’e soğuk bakan bir kişi vardı, o da “Milli Görüş”çü Necmettin Erbakan…


ABD karşıtı Erbakan, 1996 yılında iktidara geldiğinde büyük bir zafer olarak algılandı. “TSK’ya rağmen” iktidara gelmiş bir lider olarak görüldü. ABD karşıtlığını, siyonizme karşı oluşunu daima belirtti. Çünkü o “Milli Görüşçü”ydü…

Geçtiğimiz günlerde Halk TV’de duayen gazeteci Uğur Dündar’ın konuğu Tuncay Özkan’dı. Özkan, programda 1996 yılında “Fadime Şahin Olayı”nın görünmeyen yüzünü anlatıp, olayın arkasında bugün FETÖ’den içeride olan polislerin olduğu gerçeğini belirtti…

Yani Erbakan’ı sevmeyen Gülen; hazırladı, ortaladı, 28 Şubat‘ta da asker golü attı. Kenan Evren nasıl ki 1980 darbesi için “Şartların olgunlaşmasını bekledik” dediyse, 28 Şubat’ta da Gülen cemaati şartların olgunlaşmasına zemin hazırladı!..

Burada da tabi ABD için sert çıkışlar yapan “Milli Görüş”çü Erbakan, “üst akıl” tarafından iktidar koltuğundan indirildi…

Daha sonra ne oldu?

Gülen ile Erbakan Hoca’nın deyimi ile “partinin arka kapısından kaçanlar” bir araya geldi, Erbakan’ı pasifize etti, bir dayanışma örneği gösterip ülkenin yönetimine “üst akıl” olan ABD’nin de desteği ile uzun bir iktidar koltuğuna oturdular.

Yıllarca ekran önünden cilveleştiler, nazlı nazlı bakıştılar, en sonunda da ekonomik, siyasal çıkarlar ters düşünce de düşman oldular!

“Bir arkadaşı, en iyi bir yolculukta veya bir alışverişte tanırsın!” derler ya, işte öyle bir şey…

Kısaca, bir anda bir zamanların “Muhterem Hoca Efendi”si FETÖ olup çıktı!

Olayın özeti, yıllar önce “Hoca”ya yapılmaya çalışılan şey, şimdi “çırağı”na yapılmaya çalışılıyor!.. 

Din simsarları: Allah de ötesini koyver!

Öncesi ve sonrası ile Lozan Antlaşması

Lozan Antlaşması bir hezimetmiş! Lozan bir aldatmaca mıdır?

Darbe planları ile ABD AKP’yi devirmek istiyor!

Darbe dabbe olmasın!


Bir darbe girişiminin anatomisi: 15 Temmuz 2016


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…