İstanbul Bathonea kazılarında 1400 yıllık şaşırtan ilaç şişeleri

İstanbul Avcılar’da Küçükçekmece Gölü kıyılarında yapılan Bathonea kazılarında 1400 yıl öncesine ait depresyon ve kalp ilaçları bulunması şaşırttı…

İstanbul Avcılar'da Küçükçekmece Gölü kıyılarında yapılan Bathonea kazılarında 1400 yıl öncesine ait depresyon ve kalp ilaçları bulunması şaşırttı...

Avcılar’ın Küçükçekmece Gölü kıyılarında yürütülen Bathonea kazılarında bulunan 700 kadar unguentarium’da (Merhem, ilaç ya da koku şişesi) depresyon ve kalp ilaçları bulunduğu belirlendi.

Polonya’da yapılan analizlerde Bathonea kazılarının yapıldığı alandaki ilaç üretilen merkezdeki yangının 620-640 tarihleri arasında çıktığı belirlendi. Kazı başkanı Doç.Dr. Şengül Aydıngün, İstanbul’a 1390 yıl önce, 626 yılında ciddi Avar saldırısı olduğunu hatırlatırken Bathonea kazılarındaki bu arkeolojik verilerin İstanbul tarihine yeni bir sayfa ekleyebileceğini açıkladı.


Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Şengül Aydıngün başkanlığında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kocaeli Üniversitesi’nin Küçükçekmece Göl Havzası’nda 2007’de yüzey araştırmasıyla başlatılan, 2009’dan bu yana düzenli olarak yapılan Bathonea kazıları bu yıl Ağustos ve Eylül aylarını kapsadı.

Kocaeli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nün yanı sıra Selçuk Üniversitesi, Ege Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi ile yurt dışından pek çok bilim kuruluşundan katılan çeşitli araştırma gruplarından 100 civarında bilim insanı ve öğrenci çalışmalara katıldı.

İstanbul Bathonea kazılarında 1400 yıllık şaşırtan ilaç şişeleri

Kazı başkanı Doç. Dr. Şengül Aydıngün, bu yıl binlerce parça seramiği bir araya getirdiklerini ve geçmiş yıllarda çıkardıkları malzemeleri yeniden değerlendirdiklerini, gözden kaçan pek çok nokta üzerinde çalıştıklarını belirterek şöyle dedi:

1390 yaşında olan şişeler kalp ve depresyon ilaçlarıydı

Örneğin 2013 ve 2015 yılı kazı sezonunda biz çok büyük miktarda unguentarium (Merhem, ilaç ya da koku şişesi) bulmuştuk. Bunlar antik çağ ilaç merhem şişeleri bunların sayısını 400 olarak bilirken bu yıl laboratuar çalışmalarında bir çok parçayı birleştirdik. Baktık ki bunların sayısı 700 civarında. Bu rakam antik çağ için çok yüksek. Bunlar, şu ana kadar bir arkeolojik kazıda tek bir noktada bu kadar çok ele geçen ilk unguanterium yani ilaç şişesi buluntu grubu. Bu çok güzel bir grup.

Büyük bölümünü müzeye teslim ettik. Bir kısmının onarımları devam ediyor. Ama bir taraftan da bu ilaç şişelerinin hemen yakınlarında pek çok sayıda değişik boyutta havan elleri, havanlar, aynı zamanda büyük bir ocak bulduk yani ateşin yapıldığı belli ki burada bir ilaç üretim merkezi de vardı. Aynı zamanda kemikten aletler, spatulalar, tıbbi aletler çok miktarda elimize geçti. İşin ilginç tarafı kış aylarında kazı yaptığımız bu arazide bir takım bitkiler var.

İstanbul Bathonea kazılarında 1400 yıllık şaşırtan ilaç şişeleri

Bu bitkiler, pek çok ilacın da özünü oluşturuyor unguanteriumların içerisindeki kalıntıların analizleri TÜBİTAK (Gebze) tarafından yapıldı. İki ilacın özü çıktı. Methanone ve Phenanthrene olarak belirlenen iki ilaç formülü. Bunlardan bir tanesi depresyon ve sakinleştirici tarzda ilaç bir de kalp hastalıklarına iyi geliyor. Bu ilaçların özü çevredeki endemik bitkilerle karşılanıyor. Bu da bizim için çok ilginç ve güzel sonuçlar.”


Doç. Dr. Şengül Aydıngün, Bathonea kazı alanında büyük bir yangın tabakası ile karşılaştıklarını, bu yangın tabakasının tüm yapılarda görüldüğünü ve karbon örneklerinin testinin Polonya’da Wroclaw Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü’nce yapıldığını söyledi. Aydıngün, buradaki analizlerin ardından kazı sonuçlarının İstanbul tarihine bir sayfa daha ekleyebileceğini şöyle anlattı:

Avar saldırısına kanıt olabilir

Bilim heyetimizin ortaklarından Polonya Wroclaw Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü tarafından karbon örneklerinin analizlerinden yangın çıkışı ile ilgili 620 ile 640 arasında bir tarih geldi. Bu önemli bir tarih aralığı. Bu tarihlerde İstanbul’a Trakya üzerinden gelen ciddi saldırılar var. Traklar, Bulgarlar ve Avarlar saldırıyor. 626’da da ciddi bir Avar saldırısı var. Bizim bu kazı yaptığımız unguentariumların bulunduğu alanda çok büyük bir yapı grubu var.

Bu yapı grubunun tamamı neredeyse bir saldırı sonucu ortaya çıkan yangınla çökmüş. Ve unguanteriumlar da bu yangın tabakasının altında kalmış. Avar saldırısına kanıt da olabilir diye düşünüyoruz. Çünkü tarihi veriler, İstanbul çevresinde, yakınlarında ki bu saldırılardan söz ederken arkeolojik kanıtları yoktu. Bu netleşirse Avar saldırısına ait ilk arkeolojik veri olarak da Bathonea kazıları İstanbul tarihine bir sayfa daha eklemiş olacak. (Milliyet)

Bathonea’daki kazılarda geçmiş yıllarda M.Ö. 7000’li yıllara ait Avrupa’daki en eski tarımsal faaliyetlerin izleri, M.Ö. 2000’li yıllarda yaşamış Hitit izleri tespit edilmişti. Bathonea Limanlarının MS. 9-11’inci Yüzyıllar arasında Vikingler tarafından kullanıldığı da anlaşılmıştı.

Silivri’de bulunan 5 bin yıllık kurgan tipi mezar sahipsiz kaldı

Tarihi Yarımada: İstanbul’un tarihine unutulmaz yolculuk


Adana Aigeai Antik Kenti’nde ‘Poseidon’ tasvirli mozaik bulundu


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.