Dünyada herkes vejetaryen olsa ne olurdu?

Vejetaryen beslenme et yemezlik olarak bilinir. Diyetimizden eti tümüyle çıkarmak hem kendi sağlığımız hem de dünyanın iyiliği açısından önemli yararlar getirir; ama bunun milyonlarca insan açısından olumsuzlukları da olacaktır. BBC Future – Rachel Nuwer’in derlemesine göre bu olumsuzluklar neler?

Dünyada herkes vejetaryen olsa et yemeyi bıraksa ne olurdu?

Herkes vejetaryenliği farklı nedenlerle seçer. Kimi hayvanların acı çekmesine son vermek için, kimi daha sağlıklı bir hayat sürmek için. Bazıları da sera gazı salınımını azaltıp dünyayı daha sürdürülebilir kılmak için.

Fakat herkes vejetaryenliği seçse dünyadaki milyonlarca insan açısından bunun ciddi zararları olacaktır.


Kolombiya Uluslararası Tropik Tarım Merkezi’nden Andrew Jarvis bunun aslında “iki farklı dünyanın hikayesi olduğunu” söylüyor. “Gelişmiş ülkelerde vejetaryenlik çevre ve sağlık bakımından birçok yarar getirirken, gelişmekte olan ülkelerde yoksulluk açısından olumsuz etkileri olacaktır.”

Jarvis ve diğer uzmanlar, et kullanımı bir anda sona erse bunun dünyayı nasıl etkileyebileceğini inceledi.

İklim değişikliği

Dünyada insan etkinliklerinin neden olduğu sera gazı salınımının dörtte biri ila üçte biri gıda üretiminden kaynaklanıyor. Bunun ise büyük çoğunluğu hayvancılığa dayanıyor. ABD’de dört kişilik ortalama bir ailenin tükettiği etten dolayı oluşan sera gazı, iki otomobilin çıkardığı gazdan daha fazladır; ancak küresel ısınma konusu tartışıldığında gündeme gelen sadece otomobillerdir, et değil.

Leeds Üniversitesi’nden gıda güvenliği uzmanı Tim Benton “Çoğu insan gıdanın iklim değişikliği üzerindeki etkilerini hesaba katmıyor” diyor. “Ama bugün biraz daha az et yense her şey çocuklarımız ve torunlarımız için çok daha iyi olabilir.”

Vejetaryenlik Herkes vejetaryen olsa ne olurdu

Her Öğünde Organik Gıda mı?

Sürdürülebilir Genç Liderlik: Sürdürülebilir Tüketim Ve Üretim Modelleri

Oxford Üniversitesi’nde araştırmacı Marco Springmann ise dünyanın ne kadar düzeleceğini öngörmek için bir bilgisayar modeli hazırladı. 2050’de herkesin vejetaryen olması halinde, gıda bağlantılı sera gazı salınımının yüzde 60 azalacağını ortaya koydu. Herkesin vegan olması halinde ise bu azalma yüzden 70’e kadar çıkabilir.

Biyoçeşitlilik üzerindeki etkisi

Gıda üretimi, özellikle hayvan besiciliği, sera gazı salınımının asıl kaynaklarından biri olduğu kadar yeryüzündeki kara parçalarının otlağa dönüştürülmesi ve biyoçeşitliliğin azalması bakımından da önem taşıyor. Dünyada tarım topraklarının yüzde 68’i hayvan besiciliği amacıyla kullanılıyor.

Herkesin vejetaryen olması halinde bu meraların yüzde 80’i yeniden çayıra ve ormana dönüştürülerek karbon emilimi yoluyla iklim değişikliğini yavaşlatabilir.

Vejetaryenlik: Herkes vejetaryen olsa ne olurdu?

Ayrıca sığır beslemek amacıyla mandaların sürülmesi ya da kurtların öldürülmesi gibi etkiler giderilmiş ve biyoçeşitlilik gelişmiş olur.

Geri kalan yüzde 10 – 20 oranındaki mera alanı ise gıda ürünleri yetiştirmede kullanılarak gıda üretimi artırılmış olur. Bu oran küçük görülse de etkisi büyük olacaktır. Zira bugün tarım alanı olarak kullanılan toprakların üçte birinde insanlar için değil hayvanlar için besin üretiliyor.

Fakat “inekleri topraktan uzaklaştırıp buraların kendiliğinden orman alanı olmasını bekleyemezsiniz” diyor Jarvis. Bu iş ciddi bir planlama ve yatırım gerektiriyor.

Alternatif geçim kaynakları

Ayrıca eskiden hayvan besiciliği ile geçinen insanların tarım, ormancılık ya da hayvan besisi olarak kullanılan tarım ürünlerinin artıklarından biyoenerji üretimi gibi yeni iş alanlarına geçişini sağlamak gerekiyor.

Bu yapılmadığı takdirde işsizlik toplumda büyük bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır.


Dünyada 3,5 milyar geviş getiren besi hayvanı ile on milyarlarca tavuk var. Cambridge Üniversitesi’nden Ben Phalan’a göre, bunların ortadan kalkmasının büyük ekonomik etkileri olacaktır.

Hazır gıdalardaki gizli tehlike: “Monosodyum Gulutamat”

Fakat herkese alternatif bir iş bulmak da kolay değil. “Dünyanın belli bölgelerindeki insanlar için hayvansız yaşam o çevre koşulları bakımından imkansızdır” diyor Phalan. Örneğin, Moğollar ve Berberiler gibi göçer toplumlar açısından durum böyledir.

Ayrıca birçok toplumda etin kültürde önemli yeri vardır. “Eti tümüyle bırakmanın kültürel etkisi öyle büyüktür ki, bugüne kadar et tüketimini azaltma çabalarının sonuçsuz kalması bu yüzdendir” diyor Phalan.

Vejetaryenlik: Herkes vejetaryen olsa ne olurdu?

Vejetaryenliğin sağlık üzerindeki etkisi de karma olacaktır. Springmann’ın bilgisayar modeli, herkes 2050’de vejetaryen olsa, kalp ve damar hastalıkları, diyabet, inme ve bazı kanserlerde azalma olacağı için ölüm oranlarında da yüzde 6 – 10 oranında düşüş öngörüyor.

Bunun yarısı et tüketimine son vermekten, geri kalanı da daha fazla miktarda meyve ve sebze yemek ve fazla kalori yüklemesi yapmamaktan kaynaklanıyor. Vejetaryenliğin dünya çapında her yıl 7 milyon, veganlığın ise 8 milyon ölümü engelleyeceği tahmin ediliyor.

Alternatif besin sorunu

Ayrıca beslenmeye bağlı hastalıklar azalacağı için dünya milli gelirinin yüzde 2 – 3’üne tekabül edecek ölçüde sağlık harcamalarından da tasarruf edilmesi bekleniyor.

Fakat etteki kalori başına besin miktarı tahıl ve pirinç gibi tarım ürünlerinden çok daha fazla olduğu için bu kaybı doğru alternatiflerle giderme sorununa da cevap bulmak gerekiyor. Dünyada yaklaşık iki milyar insanın yetersiz beslendiği bir durumda bu sorun büyük önem taşıyor. Aksi halde, gelişmekte olan ülkelerde sağlık krizi baş gösterebilir.

Vejetaryenlik: Herkes vejetaryen olsa ne olurdu?

Neyse ki et tüketimini azaltmanın yararlarını görmek ve olumsuzlukları sınırlamak için bütün dünyanın vejetaryen olması gerekmiyor.

Eti daha az miktarda ve daha az sıklıkta yemek yetecektir. Bir araştırmaya göre, sadece Dünya Sağlık Örgütü’nün beslenme tavsiyelerine uymak yoluyla İngiltere’deki sera gazı salınımı yüzde 17 azaltılabilir. Hayvan ürünleri ve işlenmiş atıştırmalıklardan kaçınma halinde bu oran yüzde 40’a kadar çıkabiliyor.

Etkili yöntemler neler?

“Bunlar tüketicinin pek farkına bile varmayacağı türden beslenme değişiklikleri; sadece biraz daha az miktarda et yemiş olacaklar” diyor Jarvis. “Ya bu ya da şu, ya vejetaryen ya da etobur olma sorunu değil.”

Springmann ise et fiyatını artırmak, sebze ve meyvenin fiyatında indirim yapmak gibi bazı yöntemlerle insanları daha sağlıklı ve çevre dostu besin tercihlerine yönlendirmenin mümkün olduğunu söylüyor.

Ayrıca gıda israfı, aşırı yeme gibi sorunlar giderilerek besinlerin daha etkin kullanımı sağlanabilir. Aldığımız kalorinin sadece yarısını etkili kullanıyoruz bugün.

Tarım ve hayvancılık yöntemlerinde yapılacak ufak değişikliklerle etkinlik ve verimlilik artacağı gibi bu sektörden geçinenlerin gelir kaybı da olmayacaktır.


Aslında hayvancılık nedeniyle oluşan sera gazı salınımını azaltmanın birçok yolu var. Yeter ki bu değişiklikleri uygulayacak irade olsun. (BBC Future – 

Spirulina: Asrın gıdası olmaya devam ediyor


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.