Boyun fıtığı neden olur? Nasıl tedavi edilir?

Boyun kıkırdatma, bilgisayar başında aşırı çalışma, ev işleri, perde asma, dikiş – nakış gibi faaliyetler ve ilerleyen yaş; boyun fıtığına neden olabiliyor. Boyun fıtığı neden olur? Nasıl tedavi edilir?

Boyun fıtığı neden olur? Nasıl tedavi edilir?

Kolda güçsüzlük, baş ağrısı gibi şikayetlere neden olan hastalık, hayat kalitesine darbe vuruyor. Hastalar saçını bile tarayamaz, tornavida çeviremez hatta ağrılardan yatak yerine koltukta uyur hale geliyor. Oysa boyun fıtığı; ilaç, fizik tedavi ve cerrahi tedavi seçenekleriyle tedavi edilebiliyor ve tüm bu şikayetlere veda edilebiliyor.

Omurga ile ilgili hastalıklarda bel ağrılarından sonra ikinci sırada yer alan boyun fıtıklarının tedavisinin mümkün olduğunu vurgulayan Türkiye İş Bankası iştiraklerinden Bayındır Söğütözü Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi uzmanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Tekkök boyun fıtıklarının nedenlerini, belirtilerini ve tedavi seçeneklerini anlattı:


Tedavi edilebilir

  • Omurgamızın geneli ile ilgili ağrılardan en sık olanı bel ağrılarıdır. Boyun ağrıları, bel ağrılarından sonra ikinci sırada yer alır. Her yüz kişiden 7 – 8’inde ciddi bir boyun ağrısı olma riski mevcuttur.
  • Boyun fıtığında; kesin tanı için manyetik rezonans (MR) adı verilen tetkikin yapılması gerekir. MR’ın olmadığı yerlerde bilgisayarlı tomografiden yararlanılabilir ama tanı gücü kısıtlıdır.
  • Boyun fıtığı, tedavisi mümkün bir hastalıktır. Hastaların büyük çoğunluğu ilaç veya fizik tedavi yöntemlerinden yararlanır. Boyun fıtıklı hastaların ancak onda biri cerrahi tedaviye aday olur. Bu durumda da; boynun önünden mikroskop ile yapılan başarılı bir ameliyattan sonra kısa sürede normal yaşamlarına dönebilirler.

Kütletmeyin kırtlatmayın:

boyun fıtığı

Boyun ağrıları da bel ağrıları gibi her yaşta olabilecek bir sağlık sorunu. Ancak hastalığın görülüş sıklığını artıran birtakım nedenlerin olduğu unutulmamalı. Boyun omurlarının kötü veya yanlış kullanımından (boyun kütletme veya kırtlatma) ya da trafik kazası – yüksekten düşme gibi ciddi bir zedelenme boyunla ilgili sorun oluşum riskini artırır.

Aşırı bilgisayar kullanımı boyna zarar:

Ev işleri, dikiş – nakış, temizlik, perde asma, yer silme gibi ev içi faaliyetleri ile bilgisayar başında yoğun çalışma gerektiren işler; boyun ağrılarını arttırıcı diğer nedenler olarak karşımıza çıkar.

Yıllar akıyor boyun kireçleniyor:

Ayrıca yaş arttıkça boyun omurlarının kireçlenmesi de boyun ağrılarına neden olur. Bu grup hastalarda boyun hareketleri kısıtlı hale gelir ve ağrı şikayeti ortaya çıkar. Bu ağrı, bazen başa doğru yayılarak, baş ağrılarına bile neden olabiliyor.

Tek kol ve baş ağrısı:

Hayat kalitesine darbe vuran boyun fıtığının belirtilerine dikkat etmekte fayda var. Hastalar genellikle tek bir kola doğru yayılan ağrıdan şikayet ederler. Ağrı, parmak uçlarına kadar yayılır ve uyuşma ile beraber olabilir. Ağrının yayıldığı kolda kuvvet kaybı olabilir. Ayrıca ağrılar bazen başa da yayılır ve ciddi baş ağrılarına neden olur.

Kolunu kaldırırken zorlanır:

Hastalar, fıtığın sinir sistemindeki seviyesine göre değişen şikayetlerde bulunurlar. Bu şikayetler; saç taramak için kolunu kaldıramamak, tornavida çevirememek, bileğini yukarı kaldıramamak, ellerine aldıkları ağır cisimleri yere düşürmek olabilir.


Gece uyurken ağrı yapar:

İleri dönemlerde koldaki zayıf kas eriyerek incelmeye de neden olabilir. Ağrı, özellikle gece uykuda aşırı derecede artar; bazı hastalar yatakta ağrı çekeceklerine koltukta uyumayı tercih ederler.

Tedavisi mümkün olan boyun fıtığında ilaç tedavisi, fizik tedavi ve cerrahi seçenekler mevcut.

Şayet boyun fıtığı kolda kuvvet kaybı, kaslarda erime ve kolda incelme yapmamışsa, genel olarak ameliyatsız yöntemlere öncelik vermek gerekir. Bu yöntemlerden ilki ilaç tedavisi olmalıdır. Ödemi alıcı ilaçlar ve kas gevşeticiler ilk planda düşünülmesi gereken ilaçlardır. İlaç tedavisine ek olarak, nadiren boyunluk ya da kollar dediğimiz destek de takılması gerekebilir.

İlaç tedavisinden on ila on beş günde yanıt alınmazsa ve hala ağrı sızı var ama kuvvet kaybı yoksa fizik tedavi ikinci seçenek olarak düşünülebilir. Başta kuvvet kaybı olsa dahi hastanın ağrısı fizik tedaviye de yanıt vermezse en son çare olarak ameliyat düşünülmeli.

Önce ilaç tedavisi ve fizik tedavi sonra cerrahi

Mikroskopla ameliyatta bir gün sonra eve dönüş

İlaç ve fizik tedavisi ile sonuç alamayan boyun fıtığı hastalarında cerrahi seçenekler gündeme gelir. Teknik olarak boyun fıtığına iki türlü yaklaşım mevcut:

Boynun önünden yapılan ameliyat: Boyun fıtıklarının daha çok görüldüğü, boynun orta ve alt kesimlerinde sıkça uygulanan cerrahi bir teknik. Boynun ön tarafından ameliyat mikroskobu kullanılarak yapılan bir girişimdir. Değerli bir organ olan omurilik ameliyat bölgesinden uzakta kaldığı için ve mikroskop cerrahın detayları görme yeteneğini 50 – 60 kez artırdığı için daha güvenli bir ameliyattır. Kıkırdak boşaltıldıktan sonra omurgalar arasında çökme olmaması için ya hastanın kasığından alınan kendi kemiği ya da yapay bir destek (araba lastiklerine konan takoz destek gibi) konur. Ameliyat sonuçları genellikle çok başarılıdır. Hasta ameliyatın ertesi günü eve gitmeye hazır hale gelir. İki hafta sonra da işinin başına dönebilir.


Boynun arkasından yapılan ameliyat: Üst boyun omur fıtıkları nadir görülür ve bunlara önden girilerek ulaşılması güçtür. Üst boyun fıtıklarında ve orta ve alt boyun fıtığı 3 veya 3’ten fazla kıkırdakta olması durumunda; girişim boynun arkasından olmak zorunda olabilir. Ancak arkadan yapılan cerrahi girişimler; hem cerrah hem hasta açısından hayli zordur. Omuriliğin fıtığın önünde olması, girişimi riskli hale getirir. Üstelik bu girişimde boyun omurlarının arka kısımlarında bulunan kemik çıkıntı ve kanatların da alınması gerekir ve bu da boynun fiziki yapısını bozar. Kişinin ameliyattan sonraki yaşamında boynu ile ilgili birtakım yapısal bozukluklara neden olabilir. Ayrıca boynun arka kısmındaki kemik doku da eksik olacağı için hastaların kol ağrısı veya kuvvetsizliği geçse de sık boyun ağrıları ve spazmları olur.

Boyun ağrısına engel olmanın 9 yolu


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.