Öleceğini bile bile sınırlı bir ömrü yaşamak düşüncesi

Bazen erken istersin, bazen geç kalırsın. Ne kadar imkanın olursa olsun yapabileceklerin bir ömür ile sınırlıdır zaten. Bir de o ömrü öleceğini bile bile yaşamak vardır…

Öleceğini bile bile sınırlı bir ömrü yaşamak düşüncesiÖleceğini bile bile yaşamak

İnsanın önünde çoğu zaman engeller vardır. Bazen heveslenirsin ama yaşın yetmez. Bazen denesen de olmaz derler. Diploman yoktur, eğitimin yetmiyordur. Bazen de cebinde metelik yoktur, yani paran yetmez.

Engeller aşılabilir. Hedefler gerçekleştirilebilir. Hatta yeni heyecanlar ve idealler peşinde de koşulabilir. Başarılı da olunabilir. Ancak yine de hüzünlü bir akşamüstünde ya da karamsar ve yalnız bir gecede ölümü düşünüverir insan.


Her şeyin bir sonu olduğunu, alınan her nefesin ölüme bir adım daha yaklaşmak olduğunu düşünmek çıldırtabilir insanı. Belki de sonsuzluk fikri tam da bu noktada doğar. Çünkü çoğu kişi çıldırtıcı gerçekten olabildiğince uzaklaşmak ister.

Sonsuzluk ve ölümsüzlük vaat edenlerin en önde geleni şüphesiz ki dinlerdir. Sınırlı ve muhtemelen mükemmel olmaktan bir hayli uzak yaşamlara sonsuz ve kusursuz bir ütopya sunarlar. Gerçek olmasalar da teskin edici veya uyuşturucu etkilerinden ötürü rağbet görmüşlerdir ve görmeye de devam edeceklerdir.


Gelecek ne gösterir bilinmez ama ölümsüzlük bugünün şartlarında bilim için de ütopik duran bir kavram. Bu nedenle ne kadar zor olsa da düşünen ve sorgulayan insan, ölümü bilerek ve kabul ederek yaşamak zorundadır.

Kariyer peşinde koşarak, gününü gün edip eğlenerek, kendini başka insanlara adayarak, severek, sevilerek, üreyerek, geride eserler bırakarak ya da kaçınılmaz sonu bekleyip kahrolarak yaşamak mümkün. Hangisi mi doğru? O paşa gönlünüze kalmış!

Bekleseniz de beklemeseniz de ölüm bir gün gelip kapınızı çalacak. Ölümden sonrasına inanmayan bir kişinin tek somut varlığı, her geçen saniye bir nefes daha eksilen ömrüdür. Sınırlı ve giderek eksilen ömrünüzü nasıl mı geçirmelisiniz? O da paşa gönlünüze kalmış!


İnsanlar ölmek üzereyken hayatlarının film şeridi gibi gözlerinin önünden geçtiği söylenir. Yaşanacak ömrün süresi bilinmez. Ancak insan ömrünü nasıl yaşayacağına karar verebilir. Yani kısa da olsa film şeridinizi nasıl dolduracağınız sizin ve paşa gönlünüzün elinizdedir.

Boktan insanlardan kurtulma günü


Çağrı Gırlangıç
14.03.1985 tarihinde Kadıköy'de dünyaya geldim. Kadıköy'de doğdum, Kadıköy'de büyüdüm. Yazma sevdası içime düşünce önce 2 roman yazdım, sonra da sinemaya dair yazılar yazmaya başladım. 2011'in başından beri bloğum cagrigirlangic.blogspot.com da 500'ü aşkın filme dair yazdım. Hala da devam ediyorum. Sonra metin yazarlığı yapmaya başladım ve yazarlık mesleğim haline geldi. Yazımına devam ettiğim Türk Sinema Tarihi Ansiklopedisi, emek ve zaman isteyen bir proje. Sabırla yazımına devam ediyorum. Bir sinema yazarı olarak yazmaya başladığım, sonrasında ise deneme, gündem, kritik, yaşam ve kişisel gelişim yazıları yazmaya başladığım İndigo Dergisi ise hem beni geliştiren, hem de bir parçası olmaktan haz aldığım yer.