Suriye’ye giderken evdeki bulgurdan nasıl olduk?

Unutmamak gerekiyor ki tavuğa kanatları var diye horoz derseniz olmaz, olamaz! Yani öyle Suriye’ye de bodoslama girerseniz, küresel aktörler adama “dur!” der; demeye de devam ediyor…

Suriye'ye giderken evdeki bulgurdan nasıl olduk?

Suriye’ye giderken evdeki bulgurdan nasıl olduk?

“Türkiye Suriye’de yanlış politika izliyor!” derken birileri, beni vatan haini olmakla suçluyordu. Onlar suçlamaya devam etsin, ben de gördüklerimi yazmaya devam edeyim…

Unutmamak gerekiyor ki tavuğa kanatları var diye horoz derseniz olmaz, olamaz! Yani öyle Suriye’ye de bodoslama girerseniz, küresel aktörler adama “dur!” der; demeye de devam ediyor…


Yani siz tavuksanız ve başka birinin toprağında horozlanırsanız, o toprağa egemen büyük güçler de size “Her horoz kendi çöplüğünde ötsün!” der…

Televizyonda iktidara yandaş kanalda olan tartışma programlarını çok fazla izlemenizi tavsiye etmem. O programlarda gazeteci olan insanlar daha fazla para kazanmak veya boğazda yalı almak için sizlere, öyle şeyler söylerler ki neredeyse sizi Moskova’yı işgal edebilecek güce sahip olduğunuza inandırırlar!

Kanmayın güzel kardeşim, yoksa yolunmuş tavuğa dönersiniz!

Ya, o tartışma programlarındaki sözde uzman akademisyenlere ne diyeceksiniz? Adamlar üniversitede dekan olmak, bilmem ne birimin Ana Bilim Dalı bilmem neyi olmak için siyasi akılla izah edilmeyecek ifadeler kullanmaktalar…

AKP iktidarı “Arap Baharı”nın başlaması ile birlikte ABD’nin desteğini de arkasına alarak Ortadoğu politikasında öyle sözler söyledi ki, bizim Türk halkının bir kısmı da gazla çalıştığı için “Moskova’da namaz kılacağız!” zannetti! Ama bazı güçler, yani bölgeye hakim Rusya önderliğindeki İran ve bölgeye uzak olduğunu düşündüğümüz Çin, bizi hayal dünyasından uyandırdı, daha doğrusu halkın bir kısmını dersek daha doğru olacak; ha bazıları hala uyumakta ısrar ediyor, onlara da iyi uykular diyelim!..

Arap Baharı, Tunus’tan başlayarak sıra sıra Ortadoğu’da dolaştı ve sonunda Suriye’ye kadar geldi ve orada duvara çarpar gibi durdu!

Neden, nasıl, kim durdurdu?..

Dünyanın en önemli lideri Putin durdurdu!

Suriye’ye kadar olan Ortadoğu ülkelerinde yani Irak olsun, Libya, Tunus, Mısır olsun bu ülkeler zaten ABD’nin egemenliğinde olan ülkeler. ABD, bu “bahar” sürecinde istediği gibi devletlerin liderlerine müdahalede bulundu; ta ki Suriye’ye yani Rusya’nın egemenliğinde olan ülkeye kadar. Rusya’ya karşı horozlanıldı; ancak Putin’e sökmedi!..


Suriye’de, ABD’ye en büyük desteği de Türkiye verdi. Esad’ı devirmeye çalışan terör örgütlerine (ÖSO, IŞİD vb.) MİT’in aracılığı ile destek verdi…

Nasıl yaptı bunu?..

Rusya’nın destek verdiği Esad’ın, “Türkmenleri bombalıyorlar” propagandası ile!..

E ne oldu şimdi?

Türkmenleri bombalayanlarla sen gittin Moskova’da bir araya geldin, imzalar attın!

“Kardeşlerimizi bombalıyorlar, Suriye’de olmayıp da nerede olacaktık?!” dediğin zamanlar unutuldu galiba?!..

“Terörist” dediğiniz Esad’a şimdi bakalım nasıl bir tanımlama yapacak, nasıl bir kimlik getireceksiniz?!

Ne olacak canım bu halk balık hafızalı nasıl olsa değil mi?! Nasıl olsa İsrail’e karşı ne yapıldıysa Esad için de o yapılır, nasıl olsa milli içkimiz ayran değil mi?

“Ver ayranı halka, uyandırma sakın ha!” politikası…


2012 yılından itibaren Suriye’de emperyalizmin ağababası olan ABD’nin güdümünde hareket eden Türkiye’nin maalesef yanlış politikaları bizi Suriye’de bir çıkmaza sürüklemiştir. Bugün Türkiye içerisindeki olaylara ve gelinen noktaya baktığımızda ise “Suriye’ye giderken evdeki bulgurdan olduk” demekten kendimi alamıyorum…

Kimse kızmasın AKP işini yapıyor!


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…