Nikotin bağımlılığının ilk sigarayla başladığını belirten uzmanlar, 1 ay süreyle kronik kullanım olduktan sonra sigara içimi durdurulduğunda aşerme belirtilerinin başladığına dikkat çekiyor.
Tütünün sigara şeklinde içiminin nikotini beyindeki reseptörlere hızlı ulaştırmanın ve azami haz almanın en kolay yolu olduğunu vurgulayan uzmanlar, tedavide nikotinin yanı sıra Transmanyetik Uyarım Tedavisi-tTMU’nun da etkili olduğunu belirtiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi AMATEM Koordinatörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü’ne ilişkin yaptığı açıklamada gelişmiş ülkelerde azalan sigara tüketiminin gelişmekte olan ülkelerde arttığına dikkat çekti.
Yaşam boyunca 100 sigara içen tiryaki sayılıyor
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) sigara içimine dair sigara içen ve sigara içmeyen olmak üzere tanımlamalar yaptığını belirten Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, “Bunlar da kendi aralarında çeşitli şekilde sınıflandırılmıştır. Her gün düzenli içen, son 30 gün içinde her gün en az bir adet sigara içen kişiler; sigara içen ama son 30 günde her günden daha seyrek içen kişiler ve ara sıra sigara içenler olarak belirlenmiştir. Sigara içmeyenler ise yaşam boyu hiç sigara içmeyen ve sigarayı bırakmış olan kişiler ise önceden sigara içmiş olup halen içmeyen kişiler olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamalar dışında DSÖ sigara içen ve içmeyen kişilerin ayırımı için daha net bir tanımlama getirmektedir. Buna göre yaşamı boyunca toplam 100 adet sigara içmiş olan kişi yaşamı boyunca sigara içicisi olarak kabul edilmektedir” diye konuştu.
2008’deki düzenlemeyle kullanım azaldı
Bütün ülkelerde oldukça yaygın şekilde kullanılan tütün ürünleri kullanımının, sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinin ortaya çıktığı son 50–60 yıl içinde ülkelerde kullanım sıklığı bakımından önemli değişikliklere uğradığını belirten Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, “Bu süre içinde özellikle gelişmiş ülkelerde tütün ürünü kullanımı azalma yönünde bir seyir izlerken gelişmekte olan ülkelerde tütün ürünü kullanımı artmaktadır. Örneğin İngiltere’de 50–60 yıl önce yetişkin yaş grubundaki kişilerin yarısından fazlası sigara içiyorken günümüzde bu değer yüzde 20 dolaylarına düşmüştür. Gelişmiş ülkelerin çoğunda benzeri bir seyir izlenmesine karşılık örneğin ülkemizde 1980’li ve 1990’lı yıllarda sigara kullanımında yüzde 80 dolayında artma olmuştur” dedi.
Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunun Türkiye’deki tütün mücadelesi bakımından dönüm noktası olduğunu ifade eden Prof.Dr. Dilbaz, 2008 yılında yapılan yasal düzenleme sayesinde tütün kullanımının önemli ölçüde azaldığını söyledi.
Sigara nikotini kolay ve hızla ulaştırıyor
Tütünün sigara şeklinde içiminin nikotini beyindeki reseptörlere hızlı ulaştırmanın ve azami haz almanın en kolay yolu olduğunu belirten Prof.Dr. Nesrin Dilbaz, “Nikotini bu şekilde alma beyindeki ödül sistemi üzerindeki etkileri dolayısıyla nikotin bağımlılığı riskini arttırmaktadır. Nikotin beyin ödül sistemindeki nikotinik kolinerjik reseptörlere doğrudan bağlanarak keyif verici etkisini göstermektedir. Beynin birçok başka alanındaki nikotinik alt reseptörlere bağlanarak başka etkiler de ortaya çıkarabilmektedir. Örneğin beynin ön bölgesindeki (prefrontal korteks) reseptörlere bağlanarak zihinsel uyarıcı etkisini gösteriyor. Nikotin ödül sistemindeki nikotinik reseptörlere bağlandıktan sonra dopamin yolaklarını aktifleştirerek beynin Ventral Tegmental alanında dopamin salınımı sağlayarak keyif verici etkisini ortaya çıkarıyor” diye konuştu.
Bir dal sigaradaki nikotin yeterince keyif veriyor
Dinlenme halindeki nikotin reseptörlerinin nikotine aşırı duyarlı olduğunu belirten Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, bir dal sigara içimi sırasında alınan nikotin ödül sistemindeki bütün nikotin reseptörlerini doldurmak için yeterli olduğunu belirterek bir pakette neden 20 sigara bulunduğunu şöyle açıkladı:
“Sigara dumanıyla alınan nikotin bu reseptörlere birleştikten sonra artık nikotine karşı duyarsız hale gelirler. Eğer ödül sistemindeki nikotin reseptörlerinin hepsi nikotinle doyurulmuşsa daha fazla nikotin alımı keyif verici etki yapmaz. Bir dal sigara içimi sırasında alınan nikotin ödül sistemindeki bütün nikotin reseptörlerini doldurmak için yeterli oluyor. Bu nedenle sigara dalı standart boydadır. Başka deyişle daha uzun sigara dalı daha fazla keyiflendirici etki gösteremiyor. Kişinin sigaradan tekrar haz alabilmesi için belirli bir zaman geçmesi gerekiyor. Nikotin reseptörleri ortalama 45 dakikada duyarlı hale geliyor. Günde bir paket sigara kullanan kişi, ortalama 16 saat uyanık kaldığı var sayıldığında 45 dakikada bir dal sigara kullanırsa toplam 20 dal sigaraya ihtiyaç duyacaktır. Muhtemelen sigara paketlerinde 20 dal sigara olmasının nedeni de budur. Sigara bağımlısı beynindeki nikotin reseptörlerini gün boyunca sürekli nikotine doymuş ve duyarsızlaşmış hale getirerek sigara isteği (aşerme) yaşamıyor. Ancak kronik sigara kullanımı devam ettikçe beyindeki nikotin reseptör sayısında artış oluyor ve sigara kullanıcısı aşerme yaşamamak için doz arttırma ihtiyacı duymaya başlıyor.”
Bağımlılık ilk sigarayla başlıyor
Nikotin bağımlılığının ilk sigarayla başladığını ve tedavisinin kolay olmadığını belirten Prof. Dr. Nesrin Dilbaz,
“Nikotin bağımlılığının ilk sigarayla başladığı hayvanlar üzerinde yapılan deneylerle gösterilmiştir. 1 ay süreyle kronik kullanım olduktan sonra sigara içimi durdurulduğunda aşerme belirtileri başlar. Moleküler hafıza sayesinde bırakma sonrasında istek ömür boyu devam eder ancak şiddeti giderek azalan eğilim gösterir” dedi.
Sigarayı bırakma üzerinde yapılan çalışmalarda etkisi en iyi kanıtlanmış iki tedavi yönteminin davranış danışmanlığı ve ilaç tedavisi olduğunu belirten Prof. Dr. Nesrin Dilbaz
“En etkili sonuçlar bu iki yöntemin birlikte uygulanmasıyla sağlanmaktadır. Hipnoz ve akupunktur gibi diğer yöntemlerin etkili olduğuna dair kanıta dayalı çalışma bulunmamaktadır. Yapılan meta analiz sonuçları da hekimin bırakmayı önermesinin erişkinlerde bırakma hızında artışa neden olduğu; hatta üç dakika gibi kısa bir süreyle bir danışmanlık yapmasının çok fazla etkili olduğu gösterilmiştir. Telefon görüşmeleri dahil görüşme süresi uzadıkça etkililik belirgin olarak artmaktadır. Sigara bırakmada etkin psikoterapi ve farmakolojik tedaviler tanımlanmıştır ve sigara içen bütün olgulara bu tedavi seçenekleri sunulabilir” dedi.
Tedavide nikotin kullanılıyor
Nikotin bağımlılığının tedavisinde etkili olduğu gösterilen psikofarmakolojik ajanların başında nikotinin kendisi olduğunu belirten Prof. Dr. Dilbaz, “Nikotin sakızı, nazal sprey ya da cilde yapıştırılan nikotin bantları mevcuttur. Nikotin reseptörleri üzerinden etki gösteren (parsiyel agonist) vareniklin etken maddeli psikofarmakolojik ajan nikotin bağımlılığında %30-40 oranlarında etkin olduğu gösterilmiştir” diye konuştu.
Sigara kullanımı ve ilişkili sağlık sorunlarının halen tüm dünyada erken ölümlerin en sık sebebi olduğunu belirten Prof.Dr. Nesrin Dilbaz, “Uygulanan farmakoterapi ve psikoterapi programlarına rağmen sigarayı bırakma oranı %35 civarındadır. Tedaviye dirençli vakalarda beyin uyarım tekniklerinin faydalı olup olmadığı ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır” dedi.
tTMU tedavisi etkili oluyor
Nikotin bağımlıları ile ilgili çalışmalarda tek ya da tekrarlayan seanslarda uygulanan Transmanyetik Uyarım Tedavisi-tTMU’nun nikotin aşermesi ve tüketilen sigara miktarı üzerine etkilerinin incelendiğini belirten Prof.Dr. Nesrin Dilbaz,
“Tekrarlayan Tütün Kullanım Bozukluklarında ( tTMU) uygulaması ile ilgili ilk çalışma 2003 yılında yapılmıştır ve son yıllarda bu uygulama çok fazla dikkat çekmiş ve olumlu sonuçlar vermektedir. Bazı çalışmalar aşermeyi azalttığı bazıları ise tüketimi azalttığını bildirmiştir. Depresyonda kullanılan TMU’dan farklı olarak H coil kullanılarak beynin derin bölgelerini özellikle İnsula’yı uyaran tedavilerde hem aşermenin hem de sigara tüketiminin birlikte azaldığı, 6 ay sonra da başarı oranının %33 olarak devam ettiği bildirilmiştir” dedi.