Başkanlık sistemi PKK PYD için kaymaklı kadayıf olacak!

ABD yılarca gizli şekilde örgütlediği, lojistik ve ekonomik destek sağladığı PKK, PYD, Peşmerge güçlerine Suriye’de IŞİD bahanesi ile bu yardımlarını meşru hale getirdi. Olası Rakka operasyonundan sonra Türkiye’deki başkanlık bu örgütler için kaymaklı kadayıf olacak!

ABD'nin yılarca gizli şekilde örgütlediği, lojistik ve ekonomik destek sağladığı PKK PYD terör unsurları Türkiye'de neden başkanlık istiyor?

PKK – PYD neden başkanlık istiyor?

PKK terörünün bugüne kadar nelere mal olduğunu biliyorsunuzdur herhalde! Bu örgüte yıllarca şehit verdik, gazi verdik, gözyaşı verdik. 40 yıla yakın süre boyunca on binlerce şehite, gaziye rağmen bitiremedik! Bunu, tamamen ulusal siyasete bağlamamak gerekir tabi ki. Uluslararası güçler savaşının da bir sonucudur bu örgütün varlığı…

Ortadoğu coğrafyasında küresel güçlerin (10 Ağustos 1920) Sevr’den kalan bir Kürdistan hayali var. Sevr Antlaşması’nın üçüncü kısmının 62., 63. ve 64. maddelerinde o günkü emperyal güçler Kürdistan’ın kurulmasını Osmanlı Devleti’ne empoze etmeye çalışmışlardı.


Şu unutulmamalı ki; bu sorunun çözüme kavuşması bu siyasi akılla asla mümkün olmayacaktır. Günü kurtarmanın hesabını yapan bir iktidarın böyle makro ölçekteki büyük bir ülke sorununa cevap verebilmesi de haliyle imkansız bir sonuç verecektir.

Devletin, terör konusunda uzun soluklu olması gereken bir politikasının olmaması, ülkenin dış politikada sıkışmasını neden olmuştur, bundan sonra da olacaktır.

Bakın görüyorsunuz Suriye’de ne halde olduğumuzu…

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Suriye için “El Bab ile birlikte Fırat Kalkanı biter” dedi. Hooop ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan bir açıklama yaptı: “Durmak yok, sırada Rakka var” dedi. Görüldüğü üzere Suriye’de rüzgar nereye savurursa biz oradayız!

Biz neden Suriye’deyiz? Türkiye’nin ulusal güvenliği için mi? Hayır, ABD çıkarlarını orada muhafaza etmek için! Donald Trump’ın gelişi ile birlikte darbe yapılmak istenen Türkiye’ye yeni görevler biçildi. O yüzden zaten ABD Genelkurmay Başkanı, CIA Başkanı Türkiye’ye geldi. Şimdi Rakka için Türkiye’ye dersini çalışması için bir süre verildi ve Türkiye de şimdi bunun hazırlıklarını yapıyor…


Ortadoğu coğrafyasında (Kürt halkını temsil edip etmedikleri tartışılır) üç isim ön plana çıkıyor. Bu isimler Mesud Barzani, Celal Talabani ve Abdullah Öcalan. Bu isme dördüncü kişi olarak Salih Müslim eklenebilir. Bu adamların siyasi tandansları aslında birbirlerinden faklıdır. Kimi daha muhafazakar, kimi sosyal demokratken, kimi Marksist düşünceye sahip; ancak her birinin ortak paydada buluştuğu bir nokta var: Bağımsız Kürdistan.

Adamlar yıllardır bu hayalin peşinde koşup duruyor. Bunları finanse eden, örgütleyen kimdir, hangi ülkelerdir? Evet, bunların belli oranda petrolden, silah kaçakçılığından, uyuşturucu kaçakçılığından elde ettikleri bir gelir var; ancak bunlara lojistik, eğitim ve örgütlenmelerini sağlayan da bir ABD ve Avrupa var!

Geçtiğimiz günlerde gördük ki ABD, Rakka operasyonu için PYD / YPG’lileri eğitiyor; bunun yanında ciddi anlamda ağır silah desteği sağlıyor…

Biz ne yapıyoruz? Peşmerge liderini Türkiye’de ağırlıyoruz, ona kucak açıyoruz! PKK, YPG, Peşmerge ne kadar yılansa ABD de bu yılanın başıdır!

Olası bir Rakka operasyonunun ardından neler olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Rakka’nın IŞİD’den temizlenmesinin ardından süreç içerisinde Suriye’den Türkiye’ye gelecek tehditleri anlamak zor olmasa gerek! ABD, onca ağır silahı PYD güçlerine süs olarak kullanması için hediye etmedi! Bu silahlar yarın Türkiye’ye dönecek! ABD, yıllardır Kürt güçlerine (PKK, Peşmege, YPG) el altından yaptığı silah yardımını IŞİD bahanesi ile meşru hale getirdi!


Rakka operasyonlarının ardından süreç içerisinde “Bağımsız Kürdistan” yolunda bu güçlerin Türkiye’ye karşı harekete geçmesi tesadüf olmayacak. Türkiye’de başkanlık sisteminin yolunun açılması ise terör unsurları için kaymaklı kadayıf olacak!..

Kürdistan bayrağı yakıştı mı hiç?

‘Başkanlık’ demek ki güzel bir şey değilmiş!


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…