Başkanlık demek ki güzel bir şey değilmiş!

18 maddelik mini anayasa, bu ülkede neyi değiştirecek? İşsizlik mi bitecek, terör mü son bulacak, ekonomik kriz mi bitecek? Evet başkanlık gelince hangisi olacak? Ayrıca Azerbaycan’da İlham Aliyev’i gördünüz değil mi?

Başkanlık sistemi bu ülkede neyi değiştirecek? İşsizlik mi bitecek, terör mü son bulacak, ekonomik kriz mi bitecek? Bilim mi gelişecek?

Başkanlık demek ki güzel bir şey değilmiş!

Şu yaşadığımız günlere bir bakalım…

Meclis’te 18 maddeden oluşan mini bir anayasa hazırlandı. İçeriğine bakın size hitap eden bir şey var mı? Açlığa, yoksulluğa, yolsuzluğa, üçkağıtçılığa, işsizliğe, ekonomik krize, teröre ne fayda sağlayacak bu anayasa? Bir şey sağlayacaksa tereddüt etmeden ‘evet’ deyin!..


O kadar tartışma programında anayasa uzmanları, siyasi uzmanlar tartışıyor. Şaşıp kalmamak mümkün değil! AKP’liler bu anayasayı öyle bir savunuyorlar ki, gören de bizi uzaya çıkacağız zannedecek! La öyle bir şey yok, uydurmayın! Bu AKP’nin her zaman yaptığı bir şey zaten!

7 Haziran seçimlerinden sonraki günlere dönüp baktığınızda ne diyorlardı: “Tek başına iktidar olmazsak istikrar sürmez!” Bizim “UFO gören masum halkımız” ne yaptı? Siyasilere koalisyon kurun dedi; sonra bu görüşlerini kabul etmeyen AKP iktidarını istikrar (!) için tekrar başa getirdi. Maşallah ondan sonra istikrar sürdü! Terör aldı başını gitti, işsizlik iyice arttı; yetmedi, bir de üzerine ekonomik kriz getirdiler. İşte istikrar da böyle olur sevgili halkım! Ülkede satılacak mal kalmayınca, gidilecek kapı da olmayınca oldu sana istikrar!

Yine aynı oyun!

Şimdi, 7 Haziran’dan sonra AKP tarafından yine aynı oyun sergileniyor! “Başkanlık gelsin istikrar sürsün!” 1 Kasım’dan sonra ne yaptınız da başkanlık gelse ne yapacaksınız?

Dünyaya baktığınızda ABD’de tam başkanlık, Fransa’da yarı başkanlık, geri kalmış bazı ülkelerde yine ne olduğu belli olmayan bir başkanlık sistemi var. Bizim gibi gelişmeye çalışan ülkelerde başkanlık bizi nereye taşır? Bilim, teknoloji gelişir mi? Hatırlayın AKP’nin “dört yoncalı bakanlarından (Bağış, Çağlayan, Güler, Bayraktar), Erdoğan Bayraktar ne demişti? “Biz Müslüman ülkeyiz. Bizden mucit falan çıkmaz!”


Ha şöyle! Adamların bilinçaltındaki düşünceleri bu! Sen başkanlığı getirince bilim gelişecek mi yani? Yahu bizim TUBİTAK yarışmasında ‘ayet okunmuş fasulye projemiz’ oldu! Dünyada bu var mı? İlayda Şamilgil, TUBİTAK’a beğendiremediği projesini, Polonya’da binlerce proje içerisinden birinci seçtirmeyi başarmıştı. Bu kız sonra gitti, ABD’deki Cornell Üniversitesi’ni tercih etti!

Bakın bizim karındaşımız Azerbaycan’da ne oldu?

İlham Aliyev referandumla yetkisini bir artırdı, adam şak diye hemen karısını Cumhurbaşkanı yardımcısı ilan etti ve masadaki adamları ayağa kaldırıp demokrasi ile bağdaşmayan bu durumu alkışlattı! Demokrasisi o kadar gelişmiş (!) olan Azerbaycan yönetimi bu olayı eleştiren Fatih Portakal’dan dolayı FOX TV’nin yayınını Azerbaycan’da durdurdu.

İşte bizim gibi ülkelerde demokrasi bu kadar! Demokrasi kültürü oluşturulmadan bu sistemler halka benimsetilmeye çalışıldığında sonuç Azerbaycan gibi oluyor!

Bunu görünce insan ‘demek ki başkanlık o kadar da güzel bir şey değilmiş’ diyesi geliyor!

Bunun dışında AKP’nin geçtiğimiz günlerde ağırladığı PKK destekçisi Mesud Barzani, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin başkanıdır; yeğeni Neçirvan Barzani ise buranın başbakanıdır!


Yani bizim ülkemizde de başkanlığa yer yoktur! Olursa ne olur? Devlet, Azerbaycan’daki gibi akrabalık ilişkisine dönüşür…

Referandum’da neden mi hayır diyorum?

Redd-i anayasa seçmeni oluşturmak için hayır stratejisi nasıl olmalı?


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…