Biofeedback yöntemi nedir? Alzheimer tedavisinde etkili mi?

REEM Nöropsikiyatri, TMS ile Kuantum Biofeedback uygulamalarını bir araya getirerek, dünya da bir ilke daha imza atmıştır.

Biofeedback yöntemi nedir? Alzheimer tedavisinde etkili mi?

Klinik olarak ana hedefimiz, sadece ilaçlara bağımlı olmayan yeni ve modern tedavi teknolojilerini hizmete sunmak, koruyucu hekimlik alanında yeni ufuklar açmaktır diyen Dr. Mehmet Yavuz, hekimlerin hiçbir dayatmaya, statükoya girmeden, bağnazlık yapmadan, önyargılı olmaması gerektiğini ve sürekli gelişime ,değişime açık olmak zorunda olduklarını vurguladı.

Reem nöropsikiyatri bir devrime imza atıyor…

“Kliniğimizde yıllardır birçok nöropsikiyatrik hastalıkta TMS tedavilerini başarı ile uygulamaktayız. Bu tedavi yöntemi ile depresyon ve panik atak hastaları, takıntılı durumlar, bipolar bozukluk vakaları başarı ile tedavi edilebilmektedir. Özellikle ilaçlarla tam ya da hiç düzelmeyen depresyon, panik atak ve OKB hastaları için umut ışığı durumundayız.” Diyen Reem Nöropsikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz konu ile ilgili görüşlerini şu şekilde aktardı;


“Ayrıca başta Alzheimer olmak üzere Parkinson, felç, migren, multipl scleroz, ALS gibi hastalıklarda da ilaçlara ilaveten oldukça yüz güldürücü sonuçlar elde etmekteyiz. Özellikle şunun altını çizmek istiyorum ki; dünyada Alzheimer’i durdurabilen tek kliniğiz. Bunu mutlulukla söyleyebiliyorum ki, hiçbir tedaviye sonuç vermeyen Alzheimer hastalığının ilerlemesini, hastalığın giderek ağırlaşmasını, TMS uygulamaları ile durdurabiliyoruz. Yıllardır takibimiz ve tedavimiz altında bulunan Alzheimer hastalarının hemen hiç birinde ağırlaşma olmamıştır. Bunu da yaptığımız bilimsel araştırma ile ispat ettik. Bu durum Alzheimer tedavisinde çığır açan olağanüstü bir başarıdır.”

Dünyada bir ilk; TMS ile kuantum biofeedback tedavisi bir arada…

alzheimer

REEM Nöropsikiyatri kliniklerinde yıllardır başarı ile uygulanan TMS tedavileri, daha mükemmel iyileşmeler elde edebilmek için, istenen durumlarda artık Kuantum Biofeedback uygulamaları ile beraber yapılacak.

Kuantum Biofeedback ise en kaba tarifle vücudun ve organların enerji frekanslarını düzene sokarak tedavi vermektedir. Bu tedavinin en önemli özelliklerinden bir tanesi de, bozulmaya başlayan frekansları tekrar düzene sokarak, hastalıklar daha ortaya çıkmadan onların ortadan kaldırılabilme ihtimalidir. Bu durum tedavide çok ciddi devrim yapacak gibi görünüyor.


Çünkü bozulmaya yüz tutan iç organlarımız henüz belirti vermeden önce, yaydığı düzensiz enerji nedeniyle kuantum biofeedback ile tespit edilebilmektedir.

Böylece daha hastalık oluşmadan enerji düzenlemesi ile problem ortadan kaldırılabilmektedir. Bilindiği gibi insan vücudu, atomlardan oluşmaktadır. Ayrıca düşüncelerimiz bile atomlardan oluşmuş bir enerji durumundadır.

Dolayısı ile atomun olduğu her yerde bir elektromanyetik enerji vardır. Bu enerjinin vücut içerisinde dolaşan şekline çakra, bedenimizi saran şekline ise aura demekteyiz. O halde direk bu enerjiye müdahale edebilirsek birçok şeyi daha kökten düzeltebiliriz.


Kadim akupunktur uygulamalarının, bioenerjinin, reiki’nin, NLP’nin, yoganın ve daha birçok geleneksel tıbbın ana amacı de bu enerjiyi düzeltebilmektir.  İşte kuantum biofeedback, tüm bu geleneksel uygulamaların hepsine birden hitap ederek, hepsinin yaptığı işi tek başına yapabilmektedir.

Müziğin alzheimer üzerindeki etkileri neler?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.