“Sihirli mantar” olarak bilinen bir mantar türünde bulunan “psilocybin” isimli maddenin hayati tehlike arz eden kanser hastalarında anksiyeteyi azalttığı belirtiliyor.
Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi araştırmacıları mantardan elde edilen bir madde ile kanser hastalarında depresyon, kaygı ve korku belirtilerini azaltacak ilaç üretmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri ve Davranışsal Bilimler anabilim dalında davranışsal biyoloji profesörü Ronald Griffiths “En ilginç ve kayda değer bulgu şu: 4-6 saat süren tek bir doz psilocybin depresyon ve anksiyete belirtilerinde uzun süreli düşüşlere neden oluyor. Bu da bize bazı psikiyatrik bozuklukları tedavi etmek için harika bir model sunabilir” açıklamasında bulundu.
Psilocybinin “sihirli mantar” olarak da bilinen mantar türlerinde bulunan etken molekülün ismi olduğunu söyleyen, Türkiye’de Anadolu Sağlık Merkezi’nin eğitim ve kalitenin geliştirilmesine yönelik stratejik iş birliği içerisinde olduğu Ronald Griffiths “Kanserle ilişkili anksiyete ya da depresyon yaşayan hastaların kayda değer çoğunluğu büyük bir tek doz psilocybinden 6 aya kadar önemli fayda sağlıyor” dedi.
Hastaların yüzde 80’inin depresif ruh halinde düşüş kaydedildi
Prof Dr. Ronald Griffiths psilocybinin klinisyen ve hasta değerlendirmesine göre depresif ruh hali, anksiyete ve ölüm kaygısını düşürdüğünü; yaşam kalitesi, hayatın anlamı ve iyimserliği ise artırdığını açıkladı.
Tedavinin son uygulanmasından altı ay sonra katılımcıların yüzde 80’i depresif ruh hali ve kaygıda klinik olarak anlamlı düşüşler kaydederken, yüzde 60’ında ise belirtiler normal aralığa geriledi.
Hastaların yüzde 83’ü kaliteli yaşam ve yaşam tatmininde artış bildirdi. Katılımcıların yüzde 67’si ise bu tecrübeyi hayatlarının en anlamlı ilk beş tecrübesinden biri olarak değerlendirdi. Katılımcıların yüzde 70’i de ayrıca bu deneyimin hayatlarının ruhsal açıdan en önemli ilk beş tecrübesinden biri olduğunu bildirdi.
Çalışma için hayati tehlikesi bulunan 51 hastaya odaklanıldı
Prof. Dr. Griffiths kanser hastalarına sunulan davranışsal terapi ve antidepresanlar gibi geleneksel psikoterapi yöntemlerinin haftalar hatta aylar sürdüğünü, her zaman etkili olmadıklarını ve bazı ilaçların bağımlılık yaptığını ya da rahatsız edici yan etkileri beraberinde getirebildiklerini de sözlerine ekleyerek “Çalışma için araştırmacılar hayati tehlike arz eden bir kanser teşhisi konulmuş olan 51 hastaya odaklandı. Bu hastaların çoğu nüks etmiş ya da metastatik kanser hastalarıydı. Araştırmaya katılan hastalar broşürler, internet üzerinden yapılan duyurular ve hekim sevkleri sayesinden ulaşılan toplam 566 hasta arasından seçilmiş bireylerdi. Pek çok katılımcı meme, üst sindirim, gastrointestinal, genitoüriner ve kan kanseri hastasıydı ve hepsine daha önceden anksiyete ya da depresif bozukluk gibi resmi bir psikiyatrik tanı konulmuştu” şeklinde konuştu.
“Sihirli Mantar” tarih öncesi dönemlerden beri tıp dışında kullanılan bir bitki
Johns Hopkins Medicine ile iş birliği içerisinde olan Anadolu Sağlık Merkezi’nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Cem Hızlan “Sihirli Mantar”ın, (psilocybine) kullanıldığında algı değişiklikleri ve halüsinasyonlara neden olması nedeniyle tarih öncesi dönemlerden beri tıp dışında kullanılan ve bilinen bir bitki olduğuna dikkat çekerek,
“Geçmiş zamanlarda şamanların bu mantarı dini ayinlerde kullandığı bilinir. Zamanımızda da halk arasında çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır. Psikoaktif özellikleri olan geleneksel bitki türleri, değişen sağlık algısıyla birlikte kanser ve benzeri kronik hastalıklarda denenmekte ve umut vermektedir” açıklamasında bulundu.