Unutkanlık ve dikkat dağınıklığı için önemli tavsiyeler!

Dikkat dağınıklığı şehir hayatının vazgeçilmez bir parçası oldu. Herkes unutkanlıktan yakınarak “alzheimer oldum!” endişesi ile nörologlara koşuyor.

Unutkanlık ve dikkat dağınıklığı için önemli tavsiyeler!

Oysaki gerçek böyle değil. Şehir insanını kuşatan zor koşullar, yazılı ve görsel basının devamlı pompaladığı “hastalık” korkuları ile birleşince; unutkanlık gelişiyor. Bu unutkanlık, sıklıkla, alzheimer hastalığı ile alakasız.

Günümüzde 13, 14 yaşlarındaki çocuklar bile “unutkanlık” illetinden muzdarip. Fakat bu boyuttaki bir “salgının” nedeni ne? Neden, bizim yaşam biçimimiz. Günümüz sıkışık trafikte bir yerlere yetişme çabası ile geçiyor. Bol abur cuburla besleniyoruz.


Paketlenmiş gıdalar tüketiyoruz. Prof. Dr. Okan Bölükbaşı, “Çocukların beslenmesinde şeker tüketiminde patlama yaşanıyor. Obezite, daha şimdiden ülkemizde de ulusal bir sorun haline geldi.

Doğal gıdalar, sebze-meyve, sağlıklı ve bol su yeterince tüketilemiyor. İnsanlar daimi bir korku ve koşuşturma içinde. Gelecek kaygısı, sınav kaygısı, güvenlik endişeleri, ailevi sorunlar gibi daimi bir korku iklimi insanları kuşatıyor.


Asansörlerin kapı kapama düğmeleri silikleşmiş durumda. Bindiğiniz asansörlerin içindeki düğmelere bir bakın. En çok silinmiş düğmeler, en sık kullanılan “kapı kapama” düğmeleri. Sebebi, herkesin acele ile bir yerlere yetişme kaygısı içinde olmaları” dedi.

Mutlu olmanın tek formülü anı yaşamak!

unutkanlık

Dikkat, tüm farkındalığınızı bir yere odaklamak anlamına gelir. İnsanların verimli ve mutlu olabilmeleri için tüm dikkatlerini yaptıkları işe vererek “şu ana” ve “şimdiye” odaklanmaları gerekir.

Ancak toplumun büyük kısmı ya geçmiş ya da gelecekte kaybolmuş vaziyette yaşıyor. İnsanlar büyülenmiş gibi. Kafaları her daim meşgul, “başka alemlerde uçuyor” gibiler. İşte tam da bu nedenle “dikkat eksikliği”, “odaklanamama” sorunu yaşıyoruz. Bu durumun çocuğu ise “unutkanlık”.


Okan Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Okan Bölükbaşı Dikkat Dağınıklığı Çekenler İçin Önemli Tavsiyelerde bulundu.

  • Dengeli ve düzenli beslenin. Çocukları tüm paketlenmiş ve özellikle şeker ilave edilmiş tatlı gıdalardan uzak tutun. Enerji içecekleri kesinlikle yasak. Şekerli gıdaların gelişim halindeki beyinleri olumsuz etkilediği ve “dikkat eksikliği hiperaktivite sendromu” na zemin hazırladığı ispatlandı.
  • Düzenli egzersiz yapın. Okula bisikletle gidip gelen çocuklarda dikkat eksikliğine pek rastlanmadığı gösterildi. Tabii sorun şu; hangi şehrimizde çocuklarımız güvenli bir biçimde bisiklet kullanabilir ?
  • İyi uyuyun. Uyku eksikliğinin mutlaka bir bedeli olur ve faiz oranı yüksektir.
  • Düzenli olarak şunlardan birini yapın; meditasyon (Riyazat), yoga, pilates, tai chi. Bunları yapamıyorsanız, her gün bir doğa parkında, hiç konuşmadan en yarım saat etrafı izleyin ve dinleyin. Tabii eğer böyle bir park bulabilirseniz….Güzel bir ağaçlı yolda yapılan sessiz yürüyüşler de olabilir.
  • Olumsuz insanları etrafınızdan uzaklaştırın. Sizi olumlu yönde etkileyen, yaşama sevinci veren insanlarla görüşün.
  • Asla aynı anda birkaç şey yapmayın. Her zaman tek bir işe odaklanın ve tüm dikkatinizi ona veren. Taocu “çay töreni” nin amacı budur.
  • İşinizi sevin. Sevmiyorsanız değiştirin.
  • Ajanda defteri kullanın. Gereksiz hiç bir şeyi hafızanızda tutmayın. Yarın yapacağınız en önemli 5 işi deftere yazın. Yarın olduğunda öncelikli olan işleriniz bu maddelerdir.
  • İyi aydınlatılmış bir ortamda çalışın. Sevdiğiniz şeyleri çevrenize yerleştirin. Eğer hafif bir müzik eşliğinde çalışmak sizi rahatlatıyor ise, öyle yapın.
  • Çok yoğun bir iş sırasında “beyninizin durduğunu” düşünüyorsanız; kısa bir süre için ara verin. İyi bildiğiniz bir şiiri ya da şarkıyı yüksek sesle tekrarlayın ya da bulmaca çözün. Sonra, işiniz her ne ise ona geri dönün. Başaracaksınız.
  • Bir müzik aleti çalın ya da resim yapın. Bedeni bir meşguliyetiniz olması iyidir. Bedeni meşguliyetler, zevkle yapılan bir hobinizin olması, farkındalığı artırır. Bilardo oynamak ya da balık tutmak da böyle meşguliyetler arasındadır.
  • Derin düşüncelere dalmayın, kafanızdaki korkuları uzaklaştırın. Çoğu, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. Düşünmeyin sadece “yapın”.
  • Alkol gibi zihinsel baskılayıcılar kısa süre için işe yarar görünür. Odaklanmayı artırabilir ama uzun vadede kesinlikle yarardan çok zarar getirir. Uzak durun.
  • Elektronik ekranlara bakarak geçen süreyi sınırlandırın. Özellikle çocuklarda bu çok daha önemli.
  • Ailevi “olaylarınız” olsun. Daha çok sohbet edin. Yemeğe birlikte oturun.

‘Unutkanlık’ hangi durumda hastalık habercisi?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.