Acı biber tıbbın bir mucizesi! Kanda şeker ve kolesterolü azaltıyor. Kanın pıhtılaşmasını engelliyor. Trigliseritleri düşürüyor. C vitamini ve beta karoten deposu. Daha birçok faydası var.
Son yıllarda doktorlar acı biberi romatizmal ağrıları dindirmek şekeri düşürmek ya da damar sertliğini önlemek amacıyla kullanmaya başladılar. Özellikle şeker hastalarının ayaklarında görülen yanma gibi ıstırapları dindirmede eşsiz bazı özellikleri nedeniyle bazı toplumların zaten binlerce yıldır ağrıyı dindirmek için kullandığı acı biber, güncel tıpta da hak ettiği yeri ve saygınlığı almaya başladı. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Okan Bölükbaşı, acı biberin faydalarını paylaştı.
Acı Yemek Sağlıktır!
Acı biberin özü olan “capsaicin” beynin endorfin salgılamasına yol açar. Bunlar doğal ağrı kesicilerdir ve vücutta bir mutluluk-iyilik halinin oluşmasını sağlarlar. Sinirlerin yumuşaması ile salgılanan endorfin vücutta ağrı kesici etki yapar.
“Sürülerek uygulanan acı biber özü, romatizmal eklem hastalıklarına bağlı artrit, fantom ağrıları, tendonit, miyalji ve zonada kullanılmaktadır. Yine acı biber özü ile yapılan ağız yıkama solüsyonları ve burun spreyleri diş ağrısı, bronşit, astım ve migren için reçete edilmektedir. Burun spreyleri kronik burun akıntılarını durdurur hapşırma ve konjesyonu azaltır.
Acı biber, sindirime yardım eder, iştah açıcıdır ayrıca kanda şeker ve kolesterolü azaltır ve kanın pıhtılaşmasını engeller. Kanı inceltir.
Dünyanın en iyi ve en ucuz ilacı
Dr. Bölükbaşı; Acı, şeker hastalığında görülen ayak yanmalarında çok yararlıdır, diyerek devam etti: Akşamları az miktarda yanan yerlere sürüldüğünde ilk üç gün önce yanmayı artırıyor gibi görülse de, uygulamaya devam edildiğinde yanmayı geçirir ve ferahlık sağlar.
Sedef hastalığında merhem şeklinde uygulama çok yararlıdır. İçerisinde bulunan C vitamini ve beta karoten maddeleri sayesinde acı biber vücuda direnç sağlar ve dayanıklılığı artırır. Bu sayede gribe karşı vücudu bir kalkan gibi koruma altına alır.
Yapılan araştırmalar sonucunda acı biberin trigliseritlerin düşmesinde önemli rol oynadığı görülmüştür. Tüm bu özellikleri ile acı biber, dünyanın en iyi ve ucuz ilacı olmaya adaydır.
Vücuttaki mikropları öldürün!
Okan Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Okan Bölükbaşı; “Acı biberin içerisinde bulunan beta karoten, antioksidan ve C vitamini sayesinde vücudu kanser ve kalp krizine karşı da koruma altına aldığı yapılan araştırmalar ile ortaya konuldu, ” dedi.
Vücutta kan dolaşımını hızlandırıyor
Bu sayede felç riskine karşı da koruma sağlar. Acı biberin midede mikropları öldürme özelliği vardır. Ülser gibi mide rahatsızlıklarına sebep olan mikropları öldürmek için acı biber tüketebilirsiniz. İştah açıcı özelliği herkes tarafından bilinmektedir. Bu dezavantaj gibi görünse de acı biberin metabolizma hızlandırma ve kabızlığı önleme etkisi daha fazladır. Bu sayede zayıflatıcı özelliği vardır. Ayrıca vücuttaki yağı yakma özelliği ile kilo verdiriyor. Lifli bir yapıya sahiptir. Gün içinde 1 tane yiyeceğiniz acı biber kabızlık sorununu önler.
Fazla acı yemek zararlı mı?
Acı biber görüldüğü gibi birçok faydası bulunan bir besindir. Fakat her besin gibi aşırı tüketiminde bazı dezavantajları ortaya çıkmaktadır. Aşırı tüketildiğinde hemoroid ve ülser gibi hastalıkları tetiklemektedir. Acı biber esansından yapılan krem gibi ürünler de mutlaka hekim önerisi alınıp, kullanılmalıdır. Sınırlı ve düzenli şekilde kullanarak, siz de vücudunuzda mucizeler yaratmasına izin verebilirsiniz.
Acı biberdeki kapsaisin maddesi birçok hastalığa iyi geliyor
Amerikan Klinik Araştırma Dergisi’nde yayımlanan çalışmaya göre, acı biberde bulunan kapsaisin adlı madde kalın barsak kanseri riskini azaltıyor.
Acı biber Amerika kökenlidir. Bütün dünyada yiyecek ve ilaç malzemesi olarak kullanılmaktadır. Acı biber, Amerika’da MÖ 7500’lü yıllardan beri insanların beslenmesinin bir parçası. Amerika’ya Avrupalıların gelmesiyle birlikte, önce İspanya ve Portekiz’de, daha sonra tüm Avrupa ve dünyada yayılmış.
Araştırmacıların elde ettiği verilere göre acı biberde bulunan kapsaisin, farelerin barsağında, tümör gelişimini baskılayan TRPV1 adlı bir ağrı reseptörünü (reseptör: ışığa, ısıya, veya harici uyarılara yanıt veren ve duyu sinirlerine bir sinyal ileten hücre) aktive etmektedir.
TRPV1 ilk olarak duyu nöronlarında keşfedilmiş; hücreyi ısı, asit ve baharat kimyasallarının potansiyel hasarına karşı koruduğu bulunmuş, bu nedenle de TRPV1 ağrı reseptörü olarak tanımlanmıştır.
TRPV1 barsak tümörlerini baskılar
Bu yeni çalışmada, epidermal büyüme faktör reseptörü (EGFR) ile uyarılan barsak epitel hücrelerinin de TRPV1 üretttiği ortaya çıkmıştır. Epidermal büyüme faktör reseptörü (EGFR) barsaklarda hücre büyümesinde kritik role sahiptir.
EGFR sinyali arttığında, bu, hücre büyümesinin kontrol dışına çıkmasına sebep olur ve tümör gelişme riski artar. Araştırma ekibinin ortaya çıkardığı sonuçlara göre TRPV1, EGFR tarafından aktive edildiğinde, EGFR üzerinde “direk negatif geribildirim” etkisiyle barsakta istenmeyen hücre büyümesini azaltır ve sonuçta tümör gelişim riski azalmış olur.
Ekip, fareleri genetik olarak TRPV1 eksikliği taşıyacak şekilde modifiye etmiş ve bu farelerde barsak tümör gelişiminin çok daha sık geliştiği gözlenmiştir. Buradan yola çıkarak, TRPV1’in çoğunlukla barsakta tümörleri baskıladığı ifade edilmiştir.
Kapsaisin, acı biberde bulunan ısı üreten bir bileşen
İnsan gibi memelilerde kapsaisin tahriş edicidir, dokularımızla temas ettiğinde yanıcı bir hisse sebep olur. Biber gazının da aktif bileşenidir. Bu çalışmada ekip, barsaklarında çok sayıda tümör gelişme riski genetik olarak yüksek bir fare grubunu kapsaisin ile beslemiştir. Sonuç olarak bu farelerde TRPV1’in aktive olduğu ve yaşamlarının beklenenden en az %30 daha uzun olduğu gözlenmiştir. Ek olarak, bir “COX-2 inhibitörü” (steroid olmayan anti-inflamatuvar bir ilaç) olan Celecoxib ile kombine edildiğinde, bu tip etkilerin arttığı kaydedilmiştir.
Karsinoma türü kanserlere karşı koruyucu olabilir
Bu verilerden yola çıkarak TPRV1’in barsak hücrelerinde çoğalmayı düzenlediği görülmüştür. Ayrıca gıdalarla aldığımız kapsaisinin TPRV1’i tetiklemesi ile barsakta tümöral gelişim baskılanmaktadır. Sonuç olarak, gelecekte, TRPV1’i tetikleyici bir ilaç ile COX-2 baskılayıcı bir ilaç kombine edilerek insanlara uygulandığında, bu durum, adenoma ve karsinoma türü kanserlere karşı koruyuculuk sağlayabilir.
Kalp krizi riskini azaltıyor
Başka bir çalışmada, uzun süreli kapsaisin tüketmenin “kardiyak hipertrofi ve fibrozisi” (kalp krizine yol açabilen kalp kası değişiklikleri) azalttığı yönünde kanıtlar sunulmuştur. Yine başka bir çalışmada, beyindeki kapsaisin reseptörünün, geliştirilme aşamasında olan bir kimyasalla baskılanmasının, özellikle karın ağrısı, duygusal stres ve anksiyete (tedirginlik) tedavisinde umut olabileceği vurgulanmaya çalışılmıştır. Kapsaisinin tek başına veya non-steroidal antiinflamatuvar ağrı kesicilerle kombine edilerek kullanıldığında, mide-barsak sisteminde koruyucu ve tedavi edici özelliklerinin olduğunu gösteren çalışmalar da mevcut. (Kaynak: Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan)