Aşk vücut kimyasını nasıl değiştiriyor?

Birçok araştırmaya konu olan ve son derece karmaşık bir duygu olan aşk, vücut kimyasını nasıl değiştiriyor?

Aşk vücut kimyasını nasıl değiştiriyor?

Vücutta kalbin çarptığına beynin onay vermesi olarak tanımlanabileceğini belirten Medicana International İstanbul Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Fevzi Balkan, aşık olma hissini sağlayan hormonların işleyişi ve bu hormonların vücuttaki etkileri hakkında bilgiler paylaştı. 

Aşkın fizyolojik olarak incelendiğinde, aşık olmak için ilk uyaranın görsellik, yani fiziksel özellikler olduğunu belirten Doç. Dr. Fevzi Balkan, “Sonrasında ‘feromonlar’ denilen koku sinyalleri sayesinde kendimize biyolojik olarak en uygun eşi seçmeye çalışırız. Ter bezlerinden salgılanan koku molekülleri olarak tanımlayabileceğimiz feromonlar, eş adaylarına genetik yapımız ve olası biyolojik uyumumuz hakkında bilinçaltının seçim yapmasını sağlar. Son adım olarak ise beyin devreye giriyor. Beyinden çok sayıda nörokimyasallar ve hormonlar aşkı pekiştiriyor” dedi.


Aşk ve romantizm aile içinde başrolde mi?

Aşık kişiler, mutluluk hormonu salgılıyor

Aşık olunması durumunda kişinin; dopamin, serotonin ve noradrenalin gibi hormonların aktif ve dengeli şekilde salgılanmasıyla, bedensel ve zihinsel anlamda farklı bir deneyime adım attığını ifade eden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Fevzi Balkan şöyle konuştu:

Aşkın kalıcı hale gelmesini sevgi ve bağlılık hormonu oksitosin sağlıyor. Aşk hissi zihni işgal ettiğinde beynin çalışma sistemi değişebiliyor. Beyin tarama (MRI) sırasında deneklerin aşık oldukları kişilerin fotoğraflarını gördükleri yahut onlarla ilgili düşündükleri sırada, beyinlerinin insula bölgesinin iç kısımları, singüler korteksin ön bölümü, hippocampus gibi bölgelerinde değişiklikler meydana geldiği gözlemleniyor.

Bu bölgeler, aynı zamanda madde bağımlılığı gibi kişinin kontrolünü ele geçiren diğer durumlarda da aktifleşen ve aktif hale geldiklerinde kişiye “ödüllendirilmişlik” duygusu veren “ödül sistemi”nin en önemli parçalarıdır. Aşık olunması durumunda,  aşık olunan kişiyle ilgili hemen her şey aşık olan kişinin zihnini işgal etmeye başlıyor.


Evlilik falınız: Sevgilim eşim olursa neler olacak?

Bazı hormonlar aşkı güçlendiriyor, dopamin artıyor!

Aynı zamanda aşkı zincirleme bir reaksiyon olarak tanımlayan Balkan; “Aşk insanlarda testosteron, androjen, östrojen, progesteron gibi seks hormonlarının düzeyini de olumlu etkiliyor. Bunun yanında artan bazı nörokimyasal veya hormonlar da aşkı güçlendiriyor. Bu maddelerin en bilinenlerin başında dopamin maddesinin artışı geliyor.

Dopamin de ödüllendirilme merkezlerinin kullandığı bir kimyasal iletişim aracı ve bu sistemi uyaran her türlü durum gibi, aşk da dopamin düzeylerini artırıyor. Aynen madde bağımlılarında olduğu gibi dopaminin artışı insanın zihnini gittikçe şiddetlenen bir şekilde aşık olduğu kişiye bağlayıp, ona bağımlı hale getiriyor. Taze aşıklarda miktarı artan bir başka madde ise sinir gelişim faktörü olarak bilinen NGF (neuro growth factor). Bu maddenin romantik duyguların ortaya çıkmasında çok önemli bir aracı olduğu konusunda geniş bir görüş birliği bulunuyor.

Aşkla ilgili bir diğer madde ise tokluk, ruh durumunun düzenliliği ve mutluluk düzeyimizle yakından  ilgili olan serotonin (5-hidroksi triptamin). Aşkın ilk safhalarında serotonin seviyesi belirgin şekilde azalıyor. Aşık bir beyinde azalan seratonin ise aşık olunan kişiyle bir araya gelerek tamamlanmak üzere kişinin bütün zihinsel ve fiziksel mesaisini aşık olduğu kişiye yöneltiyor”.

Gerçeklik ve ilişkiler: Biz kendi izlerimizi süren ruhlarız!

Aşk güzelleştiriyor!

Aşk esnasında salgılanan hormonların kişiye duygusal değişimler kadar, fiziksel farklılıklar da yaşattığına değinen Doç. Dr. Fevzi Balkan; “Aşk esnasında salgılanan hormonlar saçlara ve cilde parlaklık, gözlere canlılık ve kişiye pozitif yaşam enerjisi veriyor. Bunun yanında aşık oluna kişiye daha güzel görünme arzusu da kişisel bakım isteğini artırıyor. Karşılıklı aşkta artan özgüven ve ego ile birlikte de kişiler kendilerini hiç olmadıkları kadar güçlü ve çekici hissediyor” şeklinde konuştu.

Bağımlılık yapıyor!


Aşık olmanın getirdiği ruh hali ve psikoloji üzerinde yaptığı olumlu veya olumsuz değişikliklerin kişide bu duyguya yönelik bir bağımlılık da yaratabildiğinin altını çizen Balkan; “Aşk kişide psikolojik bağımlılık yapabiliyor. Normal aşkın ötesine geçen aşk bağımlılığında kişi âşık olduğu insanı hayatının merkezine koyuyor. Tıpkı madde bağımlıları gibi, aşk bağımlıları da bağımlı oldukları, yani sevdikleri insanla birlikteyken tüm sıkıntılarını unutmaya yönelik davranışlar gösteriyorlar. Bağımlı aşık terk edildiğinde ise yaşam onun için bomboş ve anlamsız hale geliyor. Bir ilişkinin sona ermesini bağımlı olmayan kişilikler daha kolay kabullenirken, aşk bağımlıları ayrılığı hiçbir zaman kabullenmeye yanaşmıyor.”

Aşkı ne öldürür?


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.