Futbol sevgisini eskisi gibi yaşayabiliyor muyuz?

Futbol sevgisi, rengarenk bir gül bahçesi gibidir. İçinde dolaşırken kaç tane renk gördüğünüzü asla bilemezsiniz, renklerin sayısı sınırsızdır çünkü… 

Futbol sevgisi eskisi gibi yaşayabiliyor muyuz?

Futbol sevgisi, futbolseverlerin yüreğinde yaşattıkları, farklı ve eşsiz bir duygudur. Stadyumun mimarisinden etkilenmek, tribünlerdeki renk cümbüşünden büyülenmek, delicesine tezahürat yapmak, yeşil çimenlere bakınca yaşaran gözlerinizi silmek, futbolun duygu dolu havasını buram buram içinize çekmek, üzüle üzüle ağlamak, doya doya gülmektir futbol sevgisi… Yalnızca kalplerinde bu sevgiye sahip olanların anlayabileceği çok özel bir zevktir.

Futbol sevgisi size nasıl bir keyif yaşatabilir?

Maç günleri, futbolseverler için özel bir anlam ifade eder. Özellikle maç seyretmek için başka bir şehre seyahat etmenin futbol sevgisi içerisinde ayrı bir tadı vardır. Diyelim ki bir pazar günü, bir Anadolu şehrinde, iki Anadolu takımı arasında oynanan bir maç var. Siz de üç büyüklerden birini tutan, İstanbullu bir futbolsever olarak maçı izlemek istiyorsunuz. Yol arkadaşlarınız ile birlikte hafta içi seyahat programınızı yapar, maç biletlerinizi ayarlarsınız. Maç sabahı her şey hazırdır. Güneş henüz doğmuşken İstanbul’dan yola çıkar, yoldaki ünlü mekanlardan birinde ara verip lezzetli bir köy kahvaltısı yapar, kahvaltınızı bitirdikten sonra yeniden yola koyulursunuz. Yol üzerinde mimarisi, zanaatı veya başka bir özel yönüyle bilinen, şirin ilçelerden birine uğrayıp basit bir kültür turu gerçekleştirirsiniz. Sonra maçın oynanacağı şehre gitmek üzere yeniden yola çıkarsınız.


Futbol sevgisi passolig şiddeti önlüyor mu

Şehre girdiğinizde içiniz adeta heyecan ile pır pır eder. Önce şehrin turistik ve tarihi yerlerini ziyaret edersiniz, sonra deplasman taraftarlarının zaman geçirdiği yerlerden birine gidip aralarına karışır, maç öncesi ritüellerini izler, şehrin dokusunda yaşayan futbol havasını teneffüs edersiniz. Şehrin dillere destan yemeklerini de tattıysanız artık stadyumun yolunu tutma zamanı gelmiştir. Ev sahibi takımın taraftarlarıyla sohbet ederek yürüye yürüye stadyuma varırsınız, kapıdan heyecan ile girip tribündeki yerinizi alırsınız.

Maç başladığında içinizi benzersiz bir coşku kaplar, yeşil çimenler canlanır sanki… Yerel tezahüratları dinlerken farklı bir futbol kültürünün içinde olduğunuzu hissedersiniz. Sahada oynanan oyun gözünüze bir başka görünür, 90 dakikanın her anı ayrı bir tat verir. Kazanan veya kaybeden tarafta olmadığınız için meşin yuvarlağın size verdiği keyfin tadını çıkarırsınız, önemli olan maçın sonunda futbolun kazanmasıdır çünkü…

Maçın bitiş düdüğü çaldığında stadyumdan istemeye istemeye çıkarsınız, anı defterinize yemyeşil bir sayfa daha eklemenin mutluluğu içinizdedir. Sokaklarda tezahürat yapan seyircilerin arasında bir süre zaman geçirdikten sonra dönüş yoluna koyulursunuz. Yolda giderken fotoğraflarınızı sosyal medya hesaplarınızda paylaşır, hislerinizi yazarsınız; sizi sevenlerin yanıtlarını izler, karşılıklı yorumlar yapar, günün keyfini doya doya yaşarsınız.


Bir futbolsever haftasonu fikstürden herhangi bir maçı seçip seyretmeye gitmek ister. Passolig uygulaması futbol sevgisine hizmet etmeli.

Türkiye Futbol federasyonu (TFF) tarafından yurtdışındaki çeşitli örnekler incelenerek geliştirilen ‘Passolig’ taraftar kartı uygulaması 2014 yılında yürürlüğe girdi. Bugünkü uygulamaya kısaca göz atalım. TFF armalı veya spor kulübü armalı olmak üzere iki çeşit kart var; ikisine de sahip olabiliyorsunuz ama uygulamanın geneline bakıldığında stadyumlara giriş hakkınızın kulüp armalı kartın bağlı bulunduğu koşullar ile sınırlı kaldığı görülüyor.

Kombine kart satın almak istiyorsanız, kulüp armalı kart satın almaktan başka bir çareniz yok. Bu durumda yalnızca takımınızın ev sahibi olarak maçlarını oynadığı stadyuma girebiliyorsunuz. Deplasman maçlarında rakip kulüp izin verdiği takdirde takımınıza sağlanan sınırlı sayıda biletlerden birini alabilme şansına erişebilirseniz, deplasman maçlarına girebiliyorsunuz. TFF armalı kartı seçerseniz tüm stadyumlara ve maçlara girme hakkına sahip olmakla birlikte sıranızı beklemek zorunda kalıyorsunuz. Zira, maç biletleri önce kulüp armalı kartı olanların satın alımına sunulduğu için, size maç tarihinden bir gün önce bilet alma hakkı verilmekte. Bilet kalırsa satın alıp maça gidebiliyorsunuz. Hatta bazen maç biletlerinin TFF armalı kartı olan seyircilerin satın alımına sunulmadığı da görülebiliyor.

Türk futbolunun seyirci sayısı git gide azalıyor. Futbol sevgisi canlandırılmazsa tribünler daha da boşalır. Bugünkü uygulama mutlaka iyileştirilmeli. 

Passolig futbolumuzda ne yazık ki varolan şiddetin önüne geçmek için yararlı bir uygulamadır.

Futbol dünyamızda sıkça gündeme gelen şiddet, asılsız şike iddiaları, kulüp yöneticileri arasında meydana gelen tartışmalar ve futbol kalitesindeki düşüşün sonucunda tribünlerdeki seyirci sayısının git gide azaldığını ve sporseverlerin futbola eskisi kadar ilgi göstermediğini görüyoruz. Futbol kulüplerimiz tribünlerin boşluğundan yakınırken seyircilerin tribünlere geri dönmesini sağlayacak uygulamalar geliştirilmeli, futbolseverlerin maçları seyretme ve futboldan keyif alma olanağı genişletilmelidir.

Futbol sevgisi takım taraftarlığı ile daraltılmakta, futbol seyretme zevki yalnızca taraftarı olunan takımın maçını seyretmekle sınırlı kalmaktadır. Passolig yalnızca güvenliği tehdit eden insanların futbol ortamından uzaklaştırılması için kullanılmalıdır.


Passolig uygulaması futbolseverlerin futbol zevklerini gözeterek yeniden değerlendirilmeli ve sporseverleri futbol ortamlarına geri döndürecek yönde geliştirilmelidir. Kulüp armalı kartların tüm stadyumlara girişine izin verilmesi bu konuda atılması gereken adımların başında geliyor. Türkiye Futbol Federasyonu, futbola duyulan ilgiyi arttırmak istiyorsa futbol zevkinin doya doya, her yönüyle yaşanmasını sağlamalı; futbolseverler taraftarlığa değil, futbol sevgisine özendirilmelidir. Aksi takdirde futbola duyulan ilgi azalmaya devam eder.

Laurent Blanc: Fransa 1998 üç sözcük ile özetlenebilir. Çalışma, zevk, zafer


Koray Erdivanlı
1975 yılında İstanbul’da doğdu. 1993 yılında Özel Işık Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1998 yılında Marmara Üniversitesi Kamu Yönetimi (Fransızca) bölümünden lisans derecesi aldı. Western Michigan University ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde MBA dalında yüksek lisans yaptı. 2021 yılında Hacıbektaş Belediyesi tarafından düzenlenen kısa öykü yarışmasında 'Üç Öğüt' adlı öyküsüyle birincilik ödülü; 2022 yılında 25. OŞYAD Geleneksel Şiir Yarışması'nda 'Gurbet' adlı şiiriyle özendirme ödülü kazandı. 2022 yılında 'Yeşil Güller' adlı öykü kitabı ve 'Öfkeli Dargınlık' adlı tiyatro oyunu, 2023 yılında 'Dantelli Tuzak' adlı romanı yayınlandı. Başlıca uğraşlarından biri olan filateli alanında 'Çanakkale Savaşı' ve 'İbn-i Sina' temalı koleksiyonlarıyla beş madalya kazandı. Özel sektörde insan kaynakları alanında yönetici olarak çalışmaktadır. Tarih, spor, sinema ve müzik başlıca ilgi alanları arasındadır.