İşitme kaybı sorunu yaşamamak için bu önerilere dikkat!

Günümüzde 10 kişiden biri işitme kaybı sorunu yaşasa da Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bu soruna yol açan faktörlerin yüzde 60’nın önlenebilir olduğuna dikkat çekiyor. 

Acıbadem Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz ancak, günümüzde gürültü seviyesinin artması ve maruz kalınan sürenin uzamasının, kulağımızda ciddi ve geri dönüşü olmayan hasar oluşturabildiğini söylüyor.

İşitme kaybı sorunu yaşamamak için bu önerilere dikkat!

İşitme kaybı, çok yaygın görülen bir sorun. Öyle ki günümüzde 10 kişiden biri işitme kaybı sorunu yaşıyor. Peki, önlemek mümkün değil mi diye düşünenlere verilecek yanıt; elbette! Dünya Sağlık Örgütü, işitme kaybına yol açan faktörlerin yüzde 60’nın önlenebilir olduğuna dikkat çekiyor. Önlem alınmadığında ortaya çıkan sorun ise hem yaşayan kişiyi hem de toplumu ilgilendiren bir sorun yumağına dönüşüyor. Öncelikle kişinin toplumsal yaşama katılmasını güçleştirdiği gibi yaşam kalitesini de düşürüyor. Bu açılardan bakıldığında işitme kaybının erken dönemde belirlenmesi ve kaybı oluşturacak dış etkilerden korunma, bu sorunun çözümünün temel basamağını oluşturuyor. İşitme kaybıyla direkt ilişkili olduğu düşünülen önlenebilir etkenlerden biri de, gürültü.


Günümüzde endüstrileşme, modern toplumunda var olan gürültü seviyesinin artması ve maruz kalınan sürenin uzaması nedeniyle kulağımızda ciddi ve geri dönüşü olmayan hasar oluşturabiliyor.

Peki, hangi sesler gürültü kabul ediliyor?

Uluslararası olarak zararlı gürültü seviyesi 85 desibel olarak kabul ediliyor. Acıbadem Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz, bunun üzerindeki şiddetlerde gürültülerin işitme kaybı açısından risk oluşturduğuna dikkat çekiyor. Bu nedenle özellikle gürültünün bu seviyenin üstüne çıktığı işyerlerinde işitmeyi koruyucu tedbirlerin alınması önem taşıyor. Ayrıca, konser veya kapalı mekanlardaki ses şiddetinin 110-120 desibel seviyelerinde olması ve maruz kalınan sürenin de uzaması ses travması olarak adlandırılan iç kulaktaki sinir hücrelerinin geçici ve kalıcı olarak hasar görmesi ile hasarın boyutuna göre geçici veya kalıcı işitme kaybı veya kulak çınlaması gibi sorunlara neden olabiliyor.

Gürültünün yaratabileceği hasarı artıran riskler

Belli seviyedeki gürültü herkeste aynı etkiyi yaratmayabiliyor. KBB Uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz, gürültüye bağlı işitme kayıplarının ortaya çıkmasında etkili olabilecek faktörleri sıralıyor.

Yaş: Gürültüye maruz kalma süresi yaşla birlikte arttığı için işitme kaybı ileri yaşlarda daha sık ortaya çıkıyor. Ayrıca ileri yaşlarda görülen yaşa bağlı işitme kayıplarının eklenmesiyle birlikte sorun daha belirgin bir hal alıyor. Bu noktada mesleki maruziyet sorunun erken yaşta çıkmasına neden olabilir. Çalışma hayatına başlangıç günümüzde 18 yaş olmakla birlikte çocuk işçilerin kayıtsız olarak bu tip işlerde çalıştırılması ya da önlem alınmaması, sorunun ileri yaşlarda kalıcı olmasına yol açabiliyor.


Vibrasyon: Sesin titreşim yoluyla hem kemik hem de kulak kanalından hava yolu ile gelişi, sesin kulağa kulak kanalından gelişinden daha çok zarar veriyor. Bu nedenle, kompresör ve iş makineleri kullanan işçilerinde durum daha belirgin olabiliyor.

Bireysel faktörler: Yapılan araştırmalar gürültünün her kişi üstünde aynı etkiyi yaratmadığı ve bireysel farklılıklar bulunduğunu gösteriyor. Bu noktada da genetik özelliklerin etkili olduğu düşünülüyor. Koklea olarak adlandırılan iç kulaktaki işitme algı organında bulunan nöral yapıların sıklığı ve sertliği de bireysel farklılık gösteriyor ve gürültünün etkisini değiştirebiliyor. Ayrıca yaş, ırk, cinsiyet ve kokleanın daha önce hasar görmüş olması, sigara kullanımı, diyabet varlığı, kolesterol yüksekliği ve kalp damar hastalıkları gibi kronik hastalıklarda da gürültünün yaratabileceği hasar riski artıyor.

Her yıl İşitme Testi yapılmalı

Gürültünün oluşturacağı olumsuz etkileri önleme, ortadan kaldırmada erken tanı ve gürültüye karşı alınacak önemler ciddi önem taşıyor. Doç. Dr. Ali Titiz, işitmeyi koruma zorunluluğu olan iş yerlerinde çalışanlara her yıl rutin işitme testi yapılması gerektiğini belirterek, alınması gereken diğer önlemler konusunda şu bilgileri veriyor:

“Günlük yaşamda ve çalışma ortamlarında gürültüyü azaltabilir veya tama yakın kaldırabiliriz. Bu amaçla gürültü kaynaklarının kontrol altına alınması ve izolasyonları, kulaklık kullanımı ve çalışma ortamında rotasyonel çalışma düzeninin sağlanması bireylerin işitme sağlığı açısından en önemli koruyucu faktörleri oluşturuyor. Bununla birlikte 90 desibel şiddetinde ve 8 saat sürekli çalışılan bir iş yerinde işitme koruma programı uygulanmalıdır. Eğerbu şiddetin üstünde bir gürültü söz konusu ise çalışma saatlerinde indirime gidilmesi de önem taşıyor”

Gürültünün azaltılması iş verimliliğini artıyor


Çalışma ortamında gürültünün azaltılması veya ortadan kaldırılması genellikle çok verimli sonuçlar doğuruyor. İş ortamı daha güvenli ve daha sağlıklı olduğunda işveren; devamsızlık, kaza veya tam kapasite çalışılamamasından kaynaklanan zararlardan da uzaklaşmış oluyor.

Ani işitme kaybının sebebi nedir? Belirtileri ve tedavi şekli nelerdir?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.