Liseye Geçiş Sınavı (LGS) için aile başarı reçetesi

Stres ve kaygının sebep olduğu dikkat dağınıklığı, sınav maratonuna giren hemen her öğrencinin sorunu. Liseye Geçiş Sınavı (LGS) için aile başarı reçetesi…

Liseye Geçiş Sınavı (LGS) için aile başarı reçetesi

Öğrenciler için sınavda başarının ilk adımı, yapabileceklerine inanmaları. BAMDER (Başarıyı Artırma Derneği) Kişilik ve Şahsiyet Eğitimcisi Zehra Meral Dinçşahin, sınav döneminde ailelerin çocuklarıyla işbirliği içerisinde olması gerektiğini ve yapıcı telkinlerle onları sınava hazırlamaları gerektiğini söylüyor. Sınava sayılı günlerin kaldığı bu dönemde TV’den ve sosyal medyadan ailece uzak durulmalı, hedefe yönelik sohbetler edilmeli. İşte sınavda başarılı olabilmenin ipuçları…

2 Haziran’da binlerce ortaokul öğrencisi LGS sınavına girecek. Sınav dönemi yaklaştıkça öğrencilerin üzerinde endişe, kaygı, stres ve baskı da artıyor. Ancak bu zorlu süreçte öğrenciye düşen pay kadar, ailelerin de büyük sorumlulukları var. BAMDER Kişilik ve Şahsiyet Eğitimcisi Zehra Meral Dinçşahin, sınav döneminde ailelerin çocukları ile iş birliği içinde olması gerektiğine dikkat çekiyor. İşte sınava sayılı günler kala aile ve çocukları için, başarı reçetesi…


Sınav başarısı değil hayat başarısı önemlidir

“Sınav stresini yenmede çocuk için en büyük destekçi önce ailesidir” diyen Dinçşahin; “Çocukların yaşam boyu onlara yol gösteren en önemli rehberleri anne ve babalarıdır. Anne ve babanın çocukları ile iletişimde olmaları, özellikle bu kısa dönem içinde sadece sınav hakkında değil, ileriye dönük hedefler ve olumlu örnekler üzerine konuşmaları gerekiyor.

Çocuklarımızı sınav için morallendirirken, hayatlarını tek bir sınava endekslemelerine neden olacak, sınavı sonraki hayatlarının tek belirleyicisi olarak gösterecek konuşmalardan da uzak durulmalı. Bu duygunun aksini düşünen çocuk, üzerinde büyük bir baskı ve sorumluluk hissediyor. Bu yük ve sorumlulukla sınava girdiğindeyse yapamazsam endişesine kapılıp başarısız oluyor” diyor.

Annenin düşüncesini çocuk hisseder!

“Anne ve çocuk arasındaki duygusal bağ daha anne karnındayken başlıyor. Çocuğunuzun yapamayacağını düşünmeniz bile bu duygunun çocuğunuza geçmesine yetiyor. “Yaptın mı?” veya “Yapabildin mi?” şeklindeki sorular, ya da başkalarıyla karşılaştırmalar, kafanızdaki düşünceleri ortaya koyuyor ve bu olumsuz düşünceler çocuğunuzu başarısızlığa itiyor” diyen Zehra Meral Dinçşahin, aileleri uyarıyor;


“Çocuklara bu dönemde asla sen yapamazsın dememeli. Onlara yapabileceklerini ifade etmek çok önemli. Çocukların zihin hücrelerinden “ben yaparsam olur” düşünceleri geçmesi gerekiyor. Sınav öncesi sakinleşmek için sürekli ben yaparsam olur cümlesini tekrar etmek, öğrencileri olumsuz düşüncelerden kurtararak sınava odaklanmalarını kolaylaştırır.

Aile içerisindeki huzursuzluk, kopukluk çocuğu etkileyeceği için anne ve babalar bu süreç içerisinde tavır ve davranışlarına özellikle dikkat etmeli. Anne babaların çocuklarına olan ilgilerini sadece ders üzerinde değil, farklı konular üzerine de yoğunlaştırmaları gerekiyor. Sınav döneminde çocukların ilgi alaka ve aslında sevgi ihtiyacı artıyor. Sınav sonucu ne olursa olsun manevi destek alacağını bilmek, kendine sevgi ve saygı duyulduğunu hissetmek çocukları daha başarılı kılacaktır.”

Olumsuz düşüncelerden uzak tutan en iyi ilaç, nefes antrenmanı

BAMDER Kişilik ve Şahsiyet Eğitimcisi Zehra Meral Dinçşahin, “Dikkatini vererek anı yaşayan çocuk, geçmiş ve gelecek kaygılarından uzaklaştığı için stres ve endişeden de uzaklaşıyor” diyor. Ve ekliyor: “Anı yaşamak için tavsiyemiz gün içerisinde dikkatlerinin dağıldığını fark ettikleri anda çocuğun derin bir nefes alarak, bulunduğu An’a ya da ne iş yapıyorsa ona yönelmesini öneriyoruz. Bunun için sık sık nefes antrenmanı yapmaları gerekiyor. Sınav anında derin bir nefes alıp soruları okumaya başlaması çocuğun odağını ve dikkatini toplamasını kolaylaştıracaktır.”

Aile, TV ve sosyal medyadan uzaklaşmalı

Öğrencilerin özellikle sınav anında en zorlandıkları şey, dikkat dağınıklığı. Dikkat dağınıklığı ile beraberinde gelen soruyu okuyup anlayamama, şıkları okuyup doğru karar verememe gibi birçok sorun da peşi sıra geliyor. Yaşanan dikkat dağınıklığının en büyük sebeplerinden biri de zihnin dolu olması ve An’a odaklanma problemi. Bu sorunun ilacı ise, çocukların uyumadan en az 2 saat önce televizyondan, bilgisayardan ve sosyal medyadan uzak kalması. Çünkü zihin uyumadan önce neyle meşgul ise gün içerisinde o şekilde ilerliyor. Zihni boşaltmak, dikkat ve odaklanmanın en temel kuralı. Zihin ne kadar boş ve sade olursa An’a odaklanması o derece kolaylaşır. Fakat bu süreçte çocuğu yalnız bırakmamak gerekir. Bu nedenle, ailelerin de televizyon, cep telefonu gibi bağlarından kurtulmaları ve çocukları ile gözden iletişim kurarak, dikkatini toplamasına yardımcı olmaları gerekiyor.

Son hafta ders yok, hedefler ve iddialar var!


“Ebeveynler çocuklarına ders çalışmaları için sürekli baskı yaptıklarında bunun onlar üzerinde olumlu bir etkisi görülmediği, çoğu ailenin deneyimlediği bir durum. Sınavın yaklaştığı şu son günlerde derslere sistem ve düzen dahilinde aralar vermekte fayda var. Bu aralarda da sevdiği bir işle meşgul olması sağlanabilir. Çünkü çocuğa sürekli ders konusunda hatırlatma yapılması onlarda “zorunlu olan şeye karşı durma” halini ortaya çıkarabilir. Bu da daha ileriki zamanlar için de derse karşı isteksizlik duyma hissini tetikleyebilir. Bu sebeple, son günlerde çocuğa ders çalışmayı değil hedeflerini, iddialarını ve yapabileceklerini, sınavın başkaları ile değil kendileri ile olduğunu hatırlatmak gerekir.

Liseye Geçiş Sınavı: Son günler nasıl değerlendirilmeli?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.