Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu okul döneminde belirginleşiyor

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu okul döneminde belirginleşiyor. Erkek çocuklarında ise daha fazla görülüyor! Uzmanlara göre okula uyum haftası çok önemli…

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu okul döneminde belirginleşiyor

Dikkatsizlik, aşırı hareketlilik ve dürtüsellikle karakterize nörogelişimsel bir bozukluk olan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), en çok okul hayatında belirgin hale geliyor. Erkek çocuklarında kızlara göre daha sık görülen bozukluğun tedavisi mümkün. Uzmanlar erken teşhisin önemine işaret ediyor.

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, okul döneminde anlaşılan Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun tedavi edilebildiğini söyledi.


Okula uyum haftası çok önemli

Bu hafta ilkokul 1. Sınıf öğrencileri için okula uyum haftasının başladığını hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, şunları söyledi:

“Okula daha rahat alışabilmeleri için milli eğitim bakanlığının normal eğitim takviminden 1 hafta erken okula gitmeye başlamaları; okulda normalden daha kısa süre kalmaları; öğretmenleri, arkadaşları ve okul ortamını tanımaya fırsatlarının olması ve ebeveynlerin onlara daha rahat eşlik etmesi sağlanıyor.

Bu süreç çocukların okul ile ilgili kaygı ve korkularını azaltarak birçoğunun okula daha rahat uyum sağlamasını ve sorunsuz bir başlangıç yapmalarını sağlaması açısından çok önemli.

Okula uygun zihinsel, davranışsal ve duygusal gelişim düzeyine gelen çocukların ilköğretime başlayabildiğini ancak okula başlayan her çocuğun bu gelişim alanlarında yeteri kadar beceri kazanmış olmayabildiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Okula başlama için zihinsel gelişim düzeyi ne kadar önemliyse sosyal uyum becerileri ve davranışları kontrol becerisi de o kadar önemli bir yer tutuyor.”

Öğrenmeyle ilgili sorunlar gün yüzüne çıkabilir

İlkokul ile birlikte akademik öğrenme ve sosyal uyum davranışlarının önemli hale geldiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık,

“Çocuklarda okul öncesi dönemde var olan ancak bir şekilde idare edilen bazı sorunlar bu dönemde gün yüzüne çıkabiliyor. Bunlardan birincisi öğrenmeyle ilişkili problemler; özellikle dikkat, derse adaptasyon, konsantrasyon ve öğrenme ile ilgili sorunlar çocukların akademik başarısını olumsuz yönde etkileyebilir.

Sınıf içerisinde oturmakta, sınıf kurallarına uyumda sorun yaşama ile kendini gösteren hiperaktivite ve dürtüsel davranışlar ise davranış bozukluğu ile kendini gösterebilir. Bu tarz davranış ve sorunlar sadece çocuğun akademik yönden olumsuz etkilenmesine yol açmaz, bunun yanında arkadaşları tarafından dışlanmasına ve sınıfın “günah keçisi” ilan edilmelerine ve bu etki yoluyla özgüven sorunları ve depresyona sebep olabilir” uyarısında bulundu.


Okul hayatında belirginleşiyor

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB); dikkatsizlik, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ile karakterize nörogelişimsel bir bozukluk olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık;

“DEHB, çocuklarda en sık görülen psikiyatrik durumlardan biridir. Erkek çocuklarında kızlara göre daha sık görülür. Belirtileri erken çocukluk döneminde başlasa da en çok okul hayatında belirgin hale gelmeye başlar” uyarısında bulundu.

Bu belirtilere dikkat

Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, DEHB’nin belirtileri ile ilgili şu bilgileri verdi:

“Bu çocuklarda görülen belirtiler; dikkat eksikliği, derse odaklanma ve dikkatin sürdürülmesinde problem, unutkanlık, eşya kaybetme, dış uyaranlarla (gürültü, kalabalık gibi) dikkatin çabuk dağılması, kendisiyle konuşulurken dinlemiyormuş gibi görünme, dikkatsiz hatalar yapma,ders sırasında konuşma, sınıfta oturmakta güçlük çekme, sürekli yerinden kalkma isteği, sonucunu düşünmeden yapılan hareketler, sabırsızlık ve lafa dalma olarak sıralanabilir.”

DEHB tanısı alan bir çocukta bu belirtilerin hepsinin aynı zamanda bulunmayabileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Bu hastalık için alt tipler tanımlanmıştır. Birinci grupta ‘sadece dikkat eksikliği’ görülmektedir. Bu çocuklar sessiz ve sakin oldukları için genellikle okuldan hiç şikâyet gelmez.

Ancak dalgın olduklarından okuldan akademik bir kazanç sağlayamazlar ve genellikle hiperaktif olan gruba göre daha geç tanı alırlar. İkinci grup ‘hiperaktivitesi olan ancak dikkatte bozulma görülmeyen grup’tur. Üçüncüsü ise ‘hem dikkat eksikliği hem de hiperaktivitenin bir arada görüldüğü çocuklar’dır” diye konuştu.

Tedavisi mümkündür

DEHB’nin nedeni ve tedavisi hakkında yapılan birçok bilimsel çalışma olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Tedavisi mümkün ve oldukça yüz güldürücüdür. Öncelikle bir çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanı tarafından çocuğun DEHB olup olmadığı belirlenmelidir.


Tedavi çocuğu hayati risk taşıyabilecek kazalardan koruyabilmek, gerçek akademik performansını ortaya koyma şansını sunmak, aşırı hareketlilik ve dürtüselliğinin kontrol altına alınması, tedavi edilmediğinde oluşabilecek riskli durumlardan korumak için gereklidir” tavsiyesinde bulundu.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu belirtileri


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.