Geleceğin ilaç firmaları hastalanmadan iyileştirecek

KPMG, ilaç sektörünün 2030 yolculuğunu mercek altına aldı.

ilaç firmaları

KPMG’nin Pharma 2030 raporuna göre ilaç sektörünün önde gelen firmaları, yakın gelecekte potansiyel hastalıkların tedavisinden çok önlenmesine yönelik ilaçların üretimine ağırlık verecek. Rapora göre üreticiler, teknoloji şirketlerinin de yardımıyla hastalıkları ortaya çıkmadan engellemeyi hedefliyor.

Rapora göre ilaç firmaları, başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere hükümetlerden gelen fiyatların aşağı çekilmesi yönündeki baskılar neticesinde ‘hizmet karşılığı ücret’ ilkesinden vazgeçiyor.


‘Değer bazlı fiyatlandırma’ sistemine geçen firmaların, 2030 yılına kadar gelişen teknolojilerin ışığında tedavi yöntemlerini de değiştirme yoluna gidecekleri öngörülüyor.

Raporu değerlendiren KPMG Türkiye İlaç ve Sağlık Sektör Lideri Hakan Orhan; “Sektörün mevcut gelecek öngörülerinin yanı sıra sektörün temel dinamiklerini sarsacak iki değişim dalgası kendini göstermeye başlıyor.

Bunlardan birincisi, ilaç fiyatları üzerinde oluşan aşağı yönlü baskı ve değer beklentisindeki artış; ikincisi ise tedaviden önlemeye, teşhise ve bakıma doğru ilerleyen ve sektör içinden ve dışından birçok iş birliğini zorunlu kılacak değişimler olarak görünüyor.


Özellikle akıllı telefonlar ile her geçen gün daha bütünleşmiş bir hale gelen sağlık hizmetlerinin artık teşhisten önleyici tedbirlere ve tedaviye kadar uzanan süreci kapsayarak devrimsel dönüşümler yaratması bekleniyor. Tıbbi yöntemler ve ilaçlar daha daha akıllanacak” dedi.

Raporda dikkat çeken başlıklar şöyle:

  • Hükümetler ve sigorta şirketleri, ilaç şirketlerinden fiyatları düşürmelerini ve tedavilerinde daha fazla değer ortaya koymalarını istiyor. Firmalar, ilaç ücretlerinin ölçülebilir sonuçlar yoluyla ve prosedürlerin başarısına bağlı belirlenmesi yönünde baskı altında.
  • 2030 yılına kadar tedaviden önlemeye, teşhis ve bakıma doğru dönüşüm hızlanarak büyüyecek. Bu değişimi tetikleyen 3 gelişme var. Bunlar çığır açan yeni tedaviler, teknolojik gelişmeler ve hastalardan elde edilen verilere erişimin artmasıyla sağlığın tüketiciye göre uyarlanması.
  • Sektördeki değişimler ışığında ilaç teknolojisi, genetik ve immünoterapi gibi yeni alanlar ortaya çıkıyor.
  • Her geçen gün daha fazla ilaç firması teknoloji işletmeleriyle ortaklık yoluna gidiyor.
  • Gelecek on yıllarda ‘gen düzenlemesi’ yöntemiyle nörolojik hastalıklar ve kanser türlerinin tedavisinde devrim yaşanacak.
  • Bu firmalar, immünoterapi yöntemini kanserin dışında diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, Parkinson ve Multipl Skleroz gibi kronik hastalıkların tedavilerinde daha fazla kullanmanın yollarını araştırıyor.

Uber’in sağlık hizmetleri versiyonu

Raporda diğer endüstrilerde olduğu gibi Google benzeri teknoloji firmalarının sağlık sektörüne de ‘sahip olma’ ihtimali bulunduğu, bunun önüne geçmek isteyen ilaç üreticilerinin teknoloji şirketleriyle işbirliğine gitmeyi tercih ettiği belirtiliyor.

Raporda yer alan ilginç bir ayrıntı da yakın gelecekte teknoloji platformlarının kullanıcıların ihtiyaçları doğrultusunda birer sağlık merkezi haline dönüşebileceği ve Uber’in sağlık hizmetleri versiyonu gibi örneklerin ortaya çıkacağı öngörüsü.

Sektör yapısal dönüşüm geçirecek


Raporda bu firmaların değişim rüzgarı karşısında rekabetçi pazarda ayakta kalabilmeleri için örgütsel ve yapısal bir dönüşüm geçirmeleri gerekeceği öngörüsünde bulunuluyor. Bu durumun sektörde aktif portföy şirketi, sanal değer zincir düzenleyicisi ve niş uzmanı olmak üzere 3 yeni farmasötik iş modelini ön plana çıkaracağı düşünülüyor.

Z kuşağı iş hayatını değiştirmeye geliyor!


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.