Püre yemekler, bebeklerin dil gelişimini olumsuz etkiliyor!

Bebeklerin içerik yönünden zengin ve kolay yemesi için püre haline getirilen yemeklerin gelişimlerine zarar verdiğine dikkat çeken uzmanlar, bu beslenme tarzının tıpkı “fast food” gibi kolay, hızlı ama zararlı olduğunu vurguluyor.

Uzmanlara göre, bebeği kolaya alıştıran bu yöntem; tat farkındalığı, çiğneme, etkin dil hareketleri ve yutmanın sağlıklı gerçekleşme süreçlerinin takibinde sorun yaşamasına yol açıyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı İbrahim Yaşa, bebeklerin beslenmesinde çokça tercih edilen püre şeklindeki “ezilmiş yemek” şeklinin yutma bozukluklarından çiğneme ve etkin dil hareketlerinin öğrenilmesine kadar pek çok soruna sebep olduğuna dikkat çekti.


Sorunlara davetiye çıkarabilir

Püre haline getirilen yiyeceklerin tüketimini fast food beslenmeye benzeten İbrahim Yaşa, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Tüketimi oldukça hızlı ve basit olan fast food beslenme şeklinin sağlığımız için oldukça zararlı olduğu artık bilinen bir gerçek. Kendimiz için tercih etmediğimiz bu beslenme şeklini bebeklerimiz için uygulamakta sakınca görmüyoruz. Bebeklerimizi sağlıklı besleme amacıyla fast food tüketimi kadar zararlı olabilecek basit beslemeye yöneltmek gelecekte ciddi sorunlarla karşılaşmasına davetiye çıkarabilir: Blender’dan bahsediyorum.

Püre yemeklere dikkat! 

Pek çok katı gıdayı hızlıca püre kıvamına getirip bebeklerimizi beslemek son dönemde bilinçli anneler tarafından çok tercih ediliyor. Farklı birçok besini bir arada ve çok kolay bir şekilde yutulacak şekilde yedirmek son dönemde bebekli ailelerin vazgeçilmezi. İki dilim peynir, birkaç parça salatalık, domates, ekmek, 2 kaşık bal ve azıcık sütle öğün kolayca püreye dönüştürülüyor. İçerik olarak oldukça besleyici. Besleyici olması bireyin gelişimini de yeteri kadar destekleyici olduğu anlamına gelir mi, tartışılır.”


Gıda çeşitliliği kadar tüketme biçimi de önemli

Sağlıklı bilişsel gelişim için tüketilen gıda çeşitliliği kadar tüketme biçiminin de oldukça önemli olduğunu vurgulayan Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı İbrahim Yaşa, “Püre haline gelmiş bir karışım için 9 ayını doldurmuş bir bebeğin tek yapması gereken, ağzının içinde bulunan bu karışımı tek hamlede yutkunmak!

Tat almaya gerek yok, ağız içerisinde lokmayı (bollus) çevirmeye, çiğnemeye, dil köküne doğru itme hareketine gerek yok, sadece dilinin üstünde tut ve yutkun. Bu kadar basit! Basit olması etkili beslenme için yeterli olmamakta, basit tüketim ilerleyen yaşla beraber bebeğin edinmesi gereken tat farkındalığı, çiğneme, etkin dil hareketleri ve yutmanın sağlıklı gerçekleşme süreçlerinin takibinde sorun yaşamasına neden olmaktadır” uyarısında bulundu.

Yutma sorunları ortaya çıkıyor

“Bu duruma annelerin en büyük bahanesi, ‘yemiyor’, ‘ne verirsek dili ile çıkartıyor’ yakınmaları ile gelen ‘iştahsızlık’ şikayetine sığınmak oluyor” diyen İbrahim Yaşa, “Bahaneler ne kadar geçerli de olsa blender kullanılarak hazırlanan fast food gıdaların tüketimi ile 6 ay sonrası ek gıda ile desteklenen bebekler ileride ciddi çiğneme ve yutma bozuklukları temelli beslenme problemleri yaşayabilmekte ve sürece müdahale önem taşımaktadır” diye konuştu.

Ek gıdaya geçiş dönemi takip edilmeli

6 ay sonrası takip edilen ek gıdaya geçiş sürecinin adım adım takip edilmesi gerektiğini vurgulayan İbrahim Yaşa, “Katı gıdalar ezilerek küçük lokmalar ile beslenmeli. Bebekte çeşitli tat duygularının kazanımı sağlanmalı, çiğneme becerisi pekiştirilmeli ve aşırı ısrarcı tutum yerine ortak noktada buluşturan oyunlar ile ikna edici süreçlerin takibi önem kazanmaktadır ve anne-bebek arasındaki uyumsuzluğun iştahsızlığa sebep olabileceği unutulmamalıdır” uyarısında bulundu.

Şüpheli durumlarda uzmana danışılmalı


Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı İbrahim Yaşa, katı gıdaya geçişte beslenme süreçlerinde ve çiğneme yutma güçlüğünden şüphelenilmesi durumunda uzmandan destek almanın çocuğun sağlıklı gelişiminde kritik bir öneme sahip olduğunun da unutulmaması gerektiğini vurguladı.

Bebek beslenmesinde doğru bilinen yanlışlar


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.