Aşk bir usturlaptır: Onlar cennet bahçelerini değil, bahçıvanı severler

Duke Üniversitesi Profesörü Omid Safi: Aşk bir usturlaptır, yolumuzu bulmamızda yardımcı olur. Onlar cennet bahçelerini değil, bahçıvanı severler…

Aşk bir usturlaptır: Onlar cennet bahçelerini değil, bahçıvanı severler

Mevlana’nın Mesnevi’de yer alan bir hikayede ilahi aşkı bir usturlap olarak tarif ettiğini belirten Prof. Omid Safi, “Aşk bir usturlaptır; kaybolduğunuzda yolunuzu bulmak için kullandığınız bir pusula ya da bugün kullandığımız GPS cihazı gibi. Aslında hepimiz böyle kaybolduğumuzda nerede olduğumuzu ve nereye gittiğimizi bilmiyoruz. İşte burada bir çare var, bir ilaç var. Bu da ilahi aşk” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü, Kerim Vakfının destekleriyle, 2018-2019 akademik yılı güz döneminde Duke Üniversitesinden Prof. Omid Safi’yi misafir ediyor.


Duke Üniversitesi İslam Araştırmaları Merkezi Direktörü Prof. Omid Safi, Üsküdar Üniversitesinde “Allah Aşkı (Mezheb-i Aşk): İnsanlıktan İlâhî’ye Erişim Yolu Olarak Aşk” başlıklı halka açık bir seminer verdi.

Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonunda düzenlenen semineri Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Rektör Danışmanları Cemalnur Sargut, Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Elif Erhan, Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Emine Yeniterzi, Prof. Dr. Niyazi Beki, Dr. Cangüzel Güner Zülfikar, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur’un da aralarında bulunduğu çok sayıda izleyici takip etti.

Cemalnur Sargut: “Prof. Safi, insan olma makamına ermiş bir insandır”

Seminerin açılış konuşmasını yapan Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı mutasavvıf yazar Cemalnur Sargut, Amerika’nın en sevilen profesörlerinden biri olan Prof. Omid Safi’nin aynı zamanda öğrencileri olduğunu belirterek kendilerini ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Cemalnur Sargut, “Prof. Safi tıpkı kendisi gibi bir konuyu ele alacak ve Allah aşkını anlatacak. O gerçekten insan olma makamına ermiş bir insandır.

Sadece hoca değil, haliyle tavrıyla öğrencilerine gösterdiği sonsuz sevgi ve şefkatle örnek olmuştur” dedi.

Prof. Omid Safi: “Tek aşk vardır; ilahi aşk”

Prof. Omid Safi, tasavvuf geleneğinde Mezheb-i Aşk denilen belirgin anlayışın ortaya çıkışının en coşkulu gelişmelerden biri olduğunu belirterek;

“Bu gelişim öncesi sufiler, aşkı, insana ve ilâhî olana hissedilen aşk olarak ayırmışlardı. Ancak bu bakış açısıyla Ahmed Gazali’ye dek giden ve Ebû Sa’id Ebu’l-Hayr, Harakanî, Attar ve Mevlânâ’da zirveye erişen yeni bir farkındalık oluştu.”

“Bu noktada sadece tek Aşk olduğu kavramı vardır ki, o da, kâinâtın yaratılmasına ve bu âlemde hayatın sürdürülmesine vesile olup, sonra da bizi geldiğimiz Asl’ımıza geri götürecek olan İlâhî Varlığın bu diyara taşması olarak ifade edilir” dedi.

Onlar cennet bahçelerini değil, bahçıvanı severler

Başta Mevlana olmak üzere sufi düşünürlerin Allah aşkına olan bakışını kısa hikayelerle ele alan Prof. Safi, evliya ve Sufi düşünürler için tek gayenin Allah aşkına ulaşmak olduğunu belirterek;


“Evliyalar ve veliler, cehennem azabından cehennem ateşinden kaçmak ya da bir cennet bahçeleri değildir talepleri. Onlar, asıl bahçıvanı severler. Onlara; onlara (radikal) aşıklar deniyor. Biz Türkçe aşk diyoruz, Farsça’da ve Arapça’da ışk diyoruz.”

“Bunlar kendilerinin bir mezhebi olduğundan bahsediyorlar. Biz mezhep kelimesinden bahsettiğimizde bunu sanki Hanefi mezhebi, Şafi mezhebi, Maliki, Caferi mezhebi gibi düşünüyoruz ama onların mezhebi bizzatihi aşkın ta kendisi: Aşk mezhebi” diye konuştu.

Allah’ın bizi sevmesi öncü

Kur’an-ı Kerim’de sevgi için kullanılan kelimelerin hep “hub”la ve “muhabbet”le ilgili olduğunu belirten Prof. Safi;

“Kuran ayetlerinde sevgi için kullanılan kelimeler hep “hub”la alakalı. Bu seven, şefkatli bir yaklaşım. Burada gördüğümüz radikal aşıklar konusunda yabehum var ya bulda var. Allah onları seviyor, onlar da Allah’ı seviyor yani seven ve sevilen var.”

“İşte burada Allah için ilahi bir aşk ve Allah’ın onu sevenlere olan aşkı cem oluyor. Burada önce beham ifade ediliyor yani Allah’ın bizi sevmesi, öncü.”

“Evveliyatta onun bizi sevmesi var. Eğer o olmasaydı biz ne birbirimizi ne Allah’ı sevemezdik, ilk başta birbirimizi sevmezsek” dedi.

İlahi aşk, bir usturlaptır

Prof. Omid Safi, Mevlana’nın Mesnevi’de yer alan bir hikayede aşkı bir usturlap olarak tarif ettiğini belirterek;

“Aşk bir usturlaptır. Buradaki usturlap denen şey, kaybolduğunuzda yolunuzu bulmak için kullandığınız bir pusula gibi ya da bugün kullandığımız GPS gibi düşünebiliriz. Yani bu bizi kaybolduğumuzda yolumuza döndüren bir alettir.”

“Aslında hepimiz böyle kaybolduğumuzda kendimize gelmemiz gerektiğini söylüyoruz ama hakikatte nerede olduğumuzu bilmiyoruz. Nereye gittiğimizi de bimiyoruz.”

“İşte burada bir çare var, bir ilaç var. Bu da ilahi aşk” diye konuştu.


Yoğun bir katılımın olduğu seminer, ÜÜ TV’den canlı olarak yayınlandı. Program sonunda bir hatıra fotoğrafı çektirildi.

Cüzi aşktan ilahi aşka


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.