Kekemelik nedenleri neler? Tedavisi nasıl?

Bireyin çevresiyle kurduğu iletişimi etkileyebilen kekemelik, genel olarak 2 ile 5 yaş arasındaki erken çocukluk döneminde ortaya çıkıyor.

kekemelik

Kekemeliğin bir davranış biçimi olduğunu ve terapi yöntemleriyle düzeltilebileceğini söyleyen uzmanlar, aile tutumlarının iyileşmede etkili olduğunu vurguluyor. Uzmanlara göre, kekeleyen çocuğa müdahale etmemek ve sabırla dinlemek gerekiyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı İbrahim Yaşa, kekemelik hakkında bilgi verdi.


Yüz ve vücut hareketleri de değişebiliyor

Kekemeliği “konuşma akışının duraksamalar (söylenenin kesilmesi), ses ve hecelerin tekrar edilmesi (ta-ta-takılma), uzatılması (ttttttakılma) ile bozulma durumu” olduğunu belirten İbrahim Yaşa;

“Bu konuşma akıcılığı bozukluğuna, konuşma gayretine bağlı olarak ortaya çıkan yüz ve vücut hareketlerinde değişiklikler de eşlik edebilir. Tedavide yaş grubuna ve kekemelik şiddeti ve tipine göre değişiklik gösteren, konuşmaya akıcılığı kazandırmaya yönelik girişimleri içeren terapi yaklaşımları kullanılmaktadır” diye konuştu.

Erken çocukluk dönemine dikkat!

Kekemeliğin genel olarak erken dönem çocukluk döneminde (2 ila 5 yaş civarında) belirgin olarak ortaya çıktığını ifade eden İbrahim Yaşa, “Ancak bazı durumlarda okul çağında da ilk belirtilerini verebilir ve çok nadir olarak da yetişkinlikte ortaya çıkabilir” uyarısında bulundu.

Kekemelik bir davranış biçimidir

Tedavisi hakkında bilgi veren İbrahim Yaşa, şunları söyledi:

“Kekemelik tedavisinde gerek çocuk gerekse yetişkinlerde uygulanabilen başarıya ulaşmış çok çeşitli yöntemler ve teknikler vardır. Konuşmaya akıcılık davranışı kazanımı sağlanması hedeflenmektedir. Kekemelik konusunda tam bir “iyileşme”den ya da “hızlı çözüm”den bahsetmek, ilk aşamada doğru olmaz.


Kekemelik bir davranış biçimidir, yanlış bir konuşma alışkanlığıdır ve konuşma akıcılığında meydana gelen aksamaların akıcılık egzersizlerini içeren terapi yaklaşımlarıyla müdahalesi oldukça önemlidir.

Tedavide amaç kısa dönemde kekemeliğin ortadan kaldırılması değil, uzun dönemde iyiye doğru gitme, akıcılığın arttırılması ve iletişim kurmada başarıyı sağlama yönünde şeklinde girişimde bulunulmaktadır.”

Durumu daha karmaşık hale getirmeyin!

Kekemelikte yanlış aile ve çevre tutumlarının kekeme bireyi etkilediğini ifade eden İbrahim etkilediğini ifade eden İbrahim Yaşa, önerilerini şöyle sıraladı:

“Kekeleyen birey akıcı konuşmadığının farkında olmayabilir. Böyle bir durumda akıcılık bozukluğuna dikkati çekmemek gerekir. ‘Dur ve tekrar söyle’, ‘Konuşmaya başlamadan önce nefes al, düşün’, ‘daha yavaş ol’ ya da ‘Biri mi kovalıyor?’ gibi yorumlar durumu çözmeye yardımcı olmayacaktır.

Bireyin ne anlatmakta olduğuna odaklanın ve onu dikkatle, sabırla dinleyin, bireyin bunu nasıl söylediğine odaklanmayın.

Eğer bireyin konuşmasına bağlı olarak üzülmekte olduğunu gözlüyorsanız ona konuşma güçlüğü içinde olduğunu fark edip anlayışla karşıladığınızı destek olacak şekilde hissettirebilir ve söyleyebilirsiniz.


‘Bunu söylemek biraz zor oldu gibi’, ‘Bunlar olabilir’ ya da ‘Bazen konuşurken güçlük çekebiliriz’ gibi yorumlar bireyin kekemelik ile daha başarılı bir şekilde başa çıkmayı öğrenmesine yardımcı olacaktır.”

Çocuklarda dil ve konuşma gelişimine dikkat!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.