Kriyobiyoloji nedir? Tüp bebek tedavisinde umut veren yöntem!

Teknolojinin hızla gelişmesi, bilim insanlarının uzun yıllar üzerinde çalıştığı ‘tüp bebek tedavisi’ni de yeni ve çok daha umut verici bir noktaya getirdi.

Kriyobiyoloji nedir? Tüp bebek tedavisinde umut veren yöntem!

Tüp bebek tedavisinde özel birtakım kimyasallar yardımı ile yapılan biyolojik materyallerin dondurulması işlemi olan kriyobiyoloji bu noktadaki en önemli gelişmelerden biri olarak öne çıkıyor.

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Centrum Clinic Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre Pabuçcu, yaptığı açıklamada, kriyoteknolojinin, tüp bebek alanında bir çığır açtığını belirtti.


Şu anda yapılan tüp bebek tedavilerinin yaklaşık yarısının bu yöntem ile yapıldığına dikkat çeken Pabuççu, bu teknolojiyi riskleri de dikkate alarak sadece uygun durumlarda kullanmanın önemini vurguladı.

“Doku ve organ dondurma teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde son 10 yılda kısırlık ve tedavi yöntemlerinin ana hatları değişti. Kriyobiyoloji adı verilen ve özel birtakım kimyasallar ile yapılan dondurulması işlemi sayesinde hem hücrelerin hem de elde edilen embriyo veya dokuların başarılı bir şekilde ve en az zarar ile dondurulmasının olanaklı hale gelmesiyle tüp bebek tedavisinden çok daha iyi sonuçlar alınmaya başlandı” dedi.

“Daha düşük hasar oranı”

Daha önceki yıllarda gerçekleştirilen dondurma işlemi ile doku veya hücrelerin ciddi zararlar gördüğünü belirten Pabuççu;

“Vitrifikasyon adı verilen ve şoklama olarak da tabir edebileceğimiz yöntem ile önce birtakım kimyasallar kullanılıyor, ardından aniden dondurma işlemi yapılıyor. Böylece, başarılı bir dondurma süreci en az hasar ile başarıyla tamamlanıyor.”

“Şoklama ile elde ettiğimiz doku veya hücreler istenildiği kadar saklanabiliyor. Çözme sonrası hasar elbette sıfır değil ancak bu yöntem ile kabul edilebilir düzeylerde.”

“Örnek olarak embriyolar dondurulduktan ve çözüldükten sonra neredeyse tamamı yaşamsal faaliyetlerine devam edebiliyor.” dedi.


“Fazla yumurta toplanmış olgularda başarı oranı daha yüksek”

Başarı oranları hakkında da bilgi veren Pabuççu;

“Fazla yumurta toplanmış olgularda dondurulmuş embriyo transferi daha yüksek gebelik oranları verebiliyor. Rutin olarak bu işlemi uygulamak gebeliği artırmıyor” dedi.

“Kriyobiyoloji yöntemini belli durumlarda önerebiliyoruz”

Kriyobiyoloji yönteminin kimlere uygun olduğu konusunda da açıklamada bulunan Pabuççu;

“Herkese önermek şu an için çok da doğru değil. Ancak tüp bebek tedavisinde bazı durumlarda embriyoları mecburen dondurmak zorunda kalıyoruz” diyerek hangi durumlarda dondurulmuş tüp bebek tedavisi önerilebileceğini şu şekilde sıraladı:

  • Fazla sayıda yumurtası olan veya 20’den fazla yumurta toplanabilen olgular (yumurtalıkların aşırı büyümesi durumlarından kaçınmak için)
  • Embriyo transferinin ertelenmesini gerektiren durumlar (rahim veya başka organları ilgilendiren ve transfere engel sorunlar, örneğin rahim içi polip oluşumu gibi..)
  • Sosyal amaçlı yumurta dondurma (ileri yaş ve düşük yumurtalık rezervi durumları)
  • Kanser tedavisi öncesinde yumurta, sperm veya embriyo dondurma.

“İri ve fazla kilolu bebek riski”

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Emre Pabuçcu, bu yöntem ile elde edilmiş gebeliklerde ve ilerleyen gebelik haftalarındaki riskler konusunda da uyarıda bulundu.

“Özellikle ilerleyen gebeliklerde bebeğin iri ve kilosunun fazla olması ihtimali yüksek. Daha fazla doğum ağırlığına neden olabilen bu durum, zor doğum veya artmış sezaryen oranlarını da beraberinde getiriyor.”

“Bir diğer risk ise bebeğin eşindeki birtakım sorunlar. Özellikle de rahime yapışma sorunları, ki bu da doğum esnasında eşin ayrılmama durumunu beraberinde getirebilir.”


“Şu anda yapılan tüp bebek tedavilerinin yaklaşık yarısı bu teknoloji ile yapılıyor ancak riskleri unutmamak ve uygun durumlarda bu teknolojiyi kullanmak oldukça önemli.” dedi.

Tüp bebek tedavisi hakkında en çok sorulan sorular ve cevapları


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.