Spor yapan çocuklar derslerinde daha başarılı oluyor

Uluslararası araştırmaların sonuçlarına göre, spor yapan çocukların derslerinin daha iyi olduğuna dikkat çeken uzmanlar, ailelere önerilerde bulundu.

Spor yapan çocuklar

Doç. Dr. Kerem Alptekin, fiziksel olarak aktif olan çocukların motor gelişimlerinin daha hızlı olduğunu söyledi. Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Kerem Alptekin ve BAU Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Can Ergün, çocukların spor ve beslenmelerine ilişkin değerlendirmelerde bulunup, ebeveynlere önerilerde bulundu.

Spor yapan çocukların not ortalamaları daha yüksek

Doç. Dr. Alptekin, spor yapmanın büyüme çağında olan çocukların gelişiminde büyük bir rol oynadığına dikkat çekerek, çocukta fiziksel aktivitenin kemik hücre gelişimini arttırdığını ifade etti.


Uluslararası çalışmalarda spor yapan çocukların, yaşıtlarına göre genel not ortalamalarında yüzde 19 daha iyi olduklarının ve yüzde 22 oranında da akranlarıyla daha iyi geçindiklerinin tespit edildiğine vurgu yapan Alptekin;

“63 bin okul çocuğu üzerinde yapılan bir araştırmada bel ağrısı olan çocukların daha geç ergenlik çağına geçtikleri ve boy oranlarının yaşıtlarına göre daha kısa olduğu saptanmıştır. Dünya çapında yaşları 14-17 arasında değişen çocukların bel ağrıları yüzde 11-71 oranında.”

“Spor yapan veya fiziksel olarak aktif olan çocuklarda, aktivite düzeyi düşük olan çocuklara göre daha kontrollü bir postür izlenmektedir. Spor yapılmasının doğrudan boy uzunluğunu arttırdığına dair kanıtlar bulunmamakla birlikte, bu dönemde yapılan fiziksel aktiviteler kemik hücre gelişimini arttırmakta ve ileride kemik erimesine karşı önleyici rol oynamaktadır.”

“Ayrıca fiziksel olarak aktif çocukların motor gelişimleri daha hızlı olmaktadır. Erken yaşta başlanılan spor, çocukların sağlığını, eğitimini ve davranışını şekillendirmeye yardımcı olur. Kas kütlesi ve yağ kütlesi oranlarını da olumlu etkiler” dedi.

Yaşa göre spor önerisi

Çocukların 2 yaş civarında sportif aktivitelere başlamalarının uygun olacağına işaret eden Doç. Dr. Alptekin, “Mayo klinik verilerine göre 2-5 yaş aralığında yüzme, koşu, yuvarlanma ve fırlatma aktiviteleri oyun temalı olarak daha etkilidir. Bu dönemde henüz motor gelişim tamamlanmadığı için tenis, futbol gibi kompleks sporlara yönelme çok önerilmemektedir.”

“6-9 yaş aralığında ise futbol, tenis, beyzbol, kayak ve yaralanmaları minimumda tutacak şekilde kontakt sporlar yapılabilir. Basketbol, voleybol ve hentbol gibi daha ileri düzeyde takım organizasyonu, ani karar verme, kompleks görsel ve motor yetenek gerektiren sporlara ise bu yaşlarda başlanması uygun görülmektedir.”

“10-12 yaş grubunda bahsettiğimiz tüm bu sporlara başlanılabilir. Bazı erkek çocuklarında ergenlik döneminin geç başlaması nedeniyle boy uzamaları daha ileri yaşlara kalabilir. Bu çocukları ise raketle yapılan sporlar, yüzme, güreş gibi boy kısalığının ileri düzeyde dezavantaj getirmediği sporlara yönlendirmek daha doğru olacaktır” diye konuştu.

Kahvaltı öğünü atlanmamalı

BAU Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Can Ergün ise, büyüme ve gelişimi devam eden çocuklarda sporla harcanan enerjinin karşılanabilmesi için doğru beslenmenin şart olduğuna dikkat çekti.


Ergün, çocuk sporcuların besinlere olan ihtiyacının, yetişkinlere oranla daha fazla olduğunu vurgulayarak, çocukların egzersiz sırasında gerekli olan enerjiyi sağlamaları için yağ, karbonhidrat, proteine, sıvı-elektrolit dengesini sağlaması için de yeterli sıvıya ihtiyaç duyduklarını aktardı.

Çocukların artmış olan ihtiyacı karşılayabilmesi için mutlaka ana ve ara öğünleri atlamaması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Ergün, şunları söyledi:

“Beslenme, günlük 3 ana öğün, 3 ara öğün ve hatta gerekiyorsa 4 ara öğün şeklinde olmalı. Çocuklar için kahvaltı çok önemli. Güne zinde başlamak, antrenman/müsabaka performansı, okul başarısı, anlama ve hatırlama noktasında kahvaltının önemi büyüktür.”

“Antrenman ve müsabakadan 2-4 saat önce ana öğün tüketmek gerekir. Antrenman ve müsabakadan hemen sonra ise karbonhidrat ve proteinden zengin bir öğün tercih edilmelidir.”

“Tüm yaş grubu sporcularda, spor öncesi, sırası ve sonrasında sıvı alımı, performansı etkileyen en önemli noktalardandır. Sıvı ihtiyacının karşılanması için her 15-30 dakikada yaklaşık 100-200 ml sıvı tüketimi yeterli olacaktır.”

Düzenli beslenmede ekstra vitamine ihtiyaçları yok

Sağlıklı beslenme kurallarının spor yapan çocuklar için de geçerli olduğunu dile getiren Doç. Dr. Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sağlıklı beslenmede günlük alınan enerjinin yüzde 25-30’unun yağlardan gelmesi beklenmektedir. Yağ kaynağı seçiminde de yoğunluğunun doymamış yağ asitlerine verilmesi gerekmektedir.”

“Çocuk sporcular için de sağlıklı beslenme ilkeleri geçerlidir. Sporcuların gün içinde kolaylıkla yiyebilecekleri ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar sağlıklı yağ kaynaklarıdır. Sporcu performansında demirin de önemi fazladır.”


“Demirin minimal yetersizlikleri bile performansı etkiler. Demirin en zengin kaynaklarında baş sıralarında et, yumurta, kuru baklagiller gibi proteinli kaynaklar yer almaktadır. Düzenli beslenen, artan enerji ve besin öğelerini karşılayan sporcuların ekstra vitamine ihtiyaçları yoktur.”

Çocuklarda spor ile ilgili doğru bilinen 7 yanlış


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.