Aort damarının genişleyip yırtılması sonucu ortaya çıkan aort anevrizması hızla müdahale edilmezse ölümle sonuçlanabiliyor. Belirtileri ve nedenleri neler?
Aort Anevrizması nedir? İçimizdeki saatli bombaya dikkat!
Prof. Dr. İlhan Gölbaşı, aort damarında genişleme veya anevrizma bulunan kişilerin yaşam tarzında değişikler yapıp bazı kurallara uyarak, periyodik takiplerini de düzenli olarak yaptırarak hayati komplikasyonların gelişme riskini önemli ölçüde azaltabileceğini belirtiyor.
Aort Anevrizması nedir? Neden olur?
Kalpten çıkan ana arter olan aort damarı, bütün doku ve organlarımıza atardamarlar yoluyla kanın dağıtılmasını sağlar. Aort damarının genişliği kişinin ırkına, vücut alanına, cinsiyetine, yaşına bağlı olarak değişiklikler gösterse de genel olarak ortalama aort çapı 2,5-3,7 arasındadır.
Aort çapının beklenen ya da olması gerekenden yüzde 50 daha fazla ölçülmesi anevrizma olarak nitelendirilir. Aort duvarı üç tabakadan oluştuğunu ve orta tabakada her kalp atımında genişleyip tekrar eski halini almasını sağlayan ve yüksek kan basıncına karşı genişlemesini engelleyen kolajen ve elastik lameller bulunduğunu anlatan DoktorTakvimi.com doktorlarından Prof. Dr. İlhan Gölbaşı;
“Bu kolajen ve elastin miktarı aortun göğüs içerisindeki bölümünde oldukça yüksek oranda bulunurken, karın içerisine doğru inildikçe bu oran yüzde 50 azalır. Buna bağlı aort damarı genişlemelerinin yüzde 75’i karın içerisindeki bölümde, yüzde 25’i ise göğüs içerisindeki bölümde gelişir.
Yaşlanma ve sigara kullanımı kolajen ve elastin yapımını azaltarak anevrizma gelişimine zemin hazırlar. Ayrıca kolajen ve elastin yapımında bozukluğa neden olan marfan sendromu gibi pek çok genetik hastalık da bulunmaktadır” diyor.
Aort diseksiyonunda organların beslenmesi bozulabilir
Aort damarındaki bu genişlemelerin sıklıkla ani ölümlerle sonuçlanabilen ciddi komplikasyonlara zemin hazırladığını hatırlatan Prof. Dr. İlhan Gölbaşı, şunları söylüyor:
“Bu komplikasyonların başında aortun en geniş ve en incelmiş yerinden yırtılarak kanın göğüs veya karın boşluğuna ani boşalması gelmektedir.
Bir diğer önemli komplikasyon ise aort diseksiyonu olarak nitelendirilen aortun incelen iç tabakasının yırtılması ile kanın orta tabakaya geçerek duvarda bütün aorta ve dalları boyunca ilerlemesidir.
Böylece kalpten çıkan kanın bir kısmı sahte yolda yani duvar içerisinde, diğeri de normal yolda ilerler. Duvarı iki tabakaya ayırarak ilerleyen kan, aorttan çıkan ve organlara giden atardamara da uzanarak, bu organların beslenmesini bozar.
Buna bağlı olarak aort kapağında bozulma, kalp krizi, inme, felç, böbrek yetmezliği, bağırsaklarda beslenme bozukluğu, bacaklarda beslenme bozukluğu, şok gibi pek çok komplikasyon gelişir.”
Anevrizma ameliyatlarında risk çok düşük
Diseksiyona bağlı hastaların yüzde 40’ında ani ölüm geliştiğinin altını çizen Gölbaşı, kalp krizi nedeniyle ani ölüm geliştiği düşünülen hastaların önemli kısmının aort diseksiyonu görüldüğünün saptandığını belirtiyor.
Aort diseksiyonu nedeniyle hastaneye yatırılan kişilerin ameliyat edilmeden bekletilmesi halinde iki gün içerisinde yüzde 90’ının kaybedildiğini ifade eden Gölbaşı, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bu ciddi komplikasyonlarından dolayı aort anevrizması içimizdeki saatli bomba olarak da nitelendirilir. Komplikasyon gelişmeden yapılan anevrizma ameliyatlarının riski çok düşüktür. Komplikasyon gelişenlerde ise ani ölüm riski ve ameliyatın riski çok artmaktadır.
Bu nedenle hastaların geciktirilmeden ameliyatları yapılmalıdır. Bunun yanı sıra aortta genişlemenin nedeninin saptanması da çok önemlidir.
Çünkü aort damarında genişleme olan ve iki yaprakçıklı aort kapakçığına veya marfan gibi genetik kollejen doku hastalığına sahip olan hastalar, genetik hastalığı olmayan, üç yaprakçıklı aort kapakçığı olan hastalara göre yüksek büyüme hızı ve risklerine sahiptir.”
Beslenmeye dikkat edilmeli, yürüyüş yapılmalı
Prof. Dr. İlhan Gölbaşı, aort damarında genişleme veya anevrizma bulunan kişilerin yaşam tarzında değişikler yapıp bazı kurallara uyarak, periyodik takiplerini de düzenli olarak yaptırarak hayati komplikasyonların gelişme riskini önemli ölçüde azaltabileceğini hatırlatıyor. Gölbaşı, bu kuralları şöyle sıralıyor:
- Tansiyon kontrolü: Yüksek tansiyon mutlaka normal düzeylere çekilmesi gerekmektedir.
- Beslenmeye dikkat edinilmeli, obeziteden kaçınılması gerekir. Anevrizmaya neden olan faktörlerin başında damar sertliği (Ateroskleroz) gelişir. Bundan dolayı kolesterolden zengin yağlı ve tuzlu gıdalardan uzak durulmalıdır.
- Sigara kullanılmamalıdır, Sigara kullanan bireylerde kullanmayanlara göre genişleme hızı ortalama 2-4 misli artış göstermektedir. Bu oran kronik akciğer hastalığı gelişenlerde daha fazla artış göstermektedir.
- Düzenli yürüyüşler yapılmalı, yarışmalı sporlardan uzak durulmalıdır. Nefesini tutarak yapılan ağırlık kaldırma gibi eylemler veya sportif faaliyetlerden kaçınılmalıdır. Sportif faaliyetler esnasında düzenli olarak nefes alıp nefes verme işlemi yapılmalıdır.
- Kabızlık önleyici beslenme ve tedbirler alınmalıdır
- Periyodik takipleri düzenli olarak yapılmalıdır. Aort çapı 3.5-4 cm arasında saptanan hastaların yıllık, 4-5 cm arasında ise 6 aylık takipleri yapılmalıdır. Abdominal aort anevrizmalarında ultrason ile çıkan aort anevrizmalarında ise EKO ile takipleri yapılabilir. Artış saptanan olgularda kesin değerlendirme için tomografi en doğru sonucu verir.