Zatürre (pnömoni) nedir? Nasıl bulaşır? Belirtileri neler?

Son dönemde çokça ismini duyduğumuz pnömoni, diğer adıyla zatürre hastalığında günde bir paket sigara içenlerde risk 4 kat artıyor!

Zatürre (pnömoni) nedir? Nasıl bulaşır? Belirtileri neler?

Halk arasında “zatürre” olarak bilinen pnömoni, mikroorganizmaların neden olduğu akciğer dokusunun iltihabı olarak tanımlanıyor. Dünyada tüm ölüm nedenlerinde 6. sırada yer alırken, enfeksiyonlara bağlı gelişen ölümlerde de ilk sıraya yükseliyor. Bunun en önemli nedeni, pnömokok mikrobunun antibiyotiklere karşı direnç göstermesi ve bu yüzden tedaviden başarısız sonuçlar alınabilmesi.

Antibiyotik kullanımı, istirahat etmek ve bol su içmek, zatürrenin temel tedavisini oluşturuyor. Erken tanı konulduğunda tedavi edilebilen hastalıklar arasında yer alsa da, özellikle çocuklarda, 65 yaş ve üzerindeki kişilerde, kronik hastalığı olanlarda ve hamilelerde ölümcül olabiliyor.


Öyle ki günümüzde antibiyotik tedavisine rağmen her 100 kişiden 10’u hayatını kaybederken, KOAH, astım, kalp ve damar hastalıkları ile diyabet gibi kronik hastalığı olanlarda bu oran yüzde 25’lere yükselebiliyor. Bu nedenle zatürre mikrobundan korunmak özellikle risk grubundaki kişilerde yaşamsal öneme sahip.

Acıbadem Altunizade Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu zatürreye karşı alınması gereken önlemleri anlattı, önemli uyarılarda bulundu.

Genellikle solunum yoluyla bulaşıyor

Zatürre mikrobu genellikle solunum yoluyla bulaşıyor. Hasta kişinin öksürmesi ya da hapşırması nedeniyle havaya yayılan mikroplar saatlerce o ortamda asılı kalıyor. Bu mikropların solunması hastalığın kolayca bulaşmasına yol açıyor. Kalabalık mekanlar ile toplu taşıma araçlarında bulunmak, hastayla temas etmek ve bardak ya da havlu gibi özel eşyalarını kullanmak riski artırıyor. Bunların yanı sıra klimalar ve kirli su sistemleri de hastalığın bulaşmasına neden olabiliyor.

Bu 3 önemli belirtiye dikkat!

Öksürük, balgam çıkarma ve yüksek ateş zatürrenin en önemli 3 belirtisi. Hastalık ilerlerse bu belirtilere göğüs ağrısı, nefes darlığı, bilinç kaybı, bulantı – kusma, sık nefes alıp verme, kas – eklem ağrıları ile halsizlik gibi belirtiler de eşlik edebiliyor. Ağır zatürre durumlarında ise ciddi nefes darlığı, düşük tansiyon, bilinç bulanıklığı ile deri ve mukozanın mavi renk alması gibi sorunlar da gelişebiliyor.

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu özellikle 3 haftayı geçen öksürüğe balgam çıkarma ve yüksek ateş de eşlik ediyorsa zaman kaybetmeden bir hekime başvurmak gerektiğine işaret ederek, “Yapılan detaylı muayene, tahliller ve akciğer filmi ile tanı kolaylıkla konabiliyor.” diyor.

Kapalı mekanlardan uzak durun

Zatürre mikrobu solunum yoluyla kolaylıkla bulaşabildiği için risk grubundaysanız kapalı mekanlardan mümkün olduğunca kaçının. Eğer mutlaka bulunmanız gerekiyorsa maske takmayı ihmal etmeyin.

Ellerinizi sık sık yıkayın

Özellikle toplu taşıma gibi kalabalık ortamlarda bulunduktan ve tokalaştıktan sonra, yemeklerden önce ellerinizi mutlaka sabunla yıkayın. Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu yıkama süresini kısa tutmamanız gerektiği uyarısında bulunarak, “Bu durumda mikroplar yeterince temizlenemiyor ve hastalık yayılmaya devam ediyor. Mikroplardan arındırmak için ellerinizin her bölgesini (bilekler, avuç içleri, parmaklar, parmak araları, el sırtı ve tırnak içleri) sabunla en az 15’er saniye ovmayı ihmal etmeyin” diyor.

Uykusuz kalmayın

Güçlü bir bağışıklık sistemi için, günde 7-9 saat uyumaya özen gösterin. Hafta sonları da dahil olmak üzere uyku düzeninizi bozmayın ve alkol, kafein ile geç saatlerde yemek yemek gibi uyku kalitenizi olumsuz etkileyecek olan etkenlerden de kaçının.


Bol bol su için

Zatürreden korunmanın bir başka önemli yolu da, her gün bol bol su içmek. Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu, ağız ve buruna ulaşan mikropların, bu bölgeler kuru ise daha rahat yerleştiklerine dikkat çekerek, “Burun ve ağız bölgesinin nemli kalması için sadece yaz aylarında değil, sonbahar ve kış aylarında da bol su içmek çok önemli. Bu nedenle her gün 2 – 2.5 litre su içmeyi asla ihmal etmeyin” diyor.

Beslenmenize dikkat edin

Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen gösterin. Bunun için süt ve süt ürünleri, protein kaynakları (et, yumurta ve baklagil gibi), mevsim sebze ile meyveleri ve karbonhidrat kaynaklarını (tahıllar) sofranızdan eksik etmeyin. Kahvaltı başta olmak üzere öğünlerinizi aksatmamanız da çok önemli.

Eksik beslenmenin yanı sıra katkılı besin kullanımı da enfeksiyonlara zemin hazırlayabiliyor. Gıdaların dayanıklılığını artırmak için kullanılan katkıların bazılarının antibiyotik etkili olması, bağırsaktaki yararlı mikropları öldürebiliyor ve dışarıdan gelen zararlıların hastalık yapmasına neden olabiliyor.

Sigara içmeyin, içilen ortamlarda bulunmayın

Sigara gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmanız da çok önemli. Çünkü sigara hava yollarının yapısını bozarak mikropların bu bölgeye yerleşmelerine imkan tanıyor. Sigara içindeki zararlılar, hava yolunun içini döşeyen ve hava yolunu enfeksiyonlara karşı koruma sağlayan zarı aşındırıyor. Mikroplar aşınan bu zara kolayca tutunup kana karışıyor. Günde 10-20 sigara içen kişilerde zatürre 2.3 kat, 1 paket içenlerde ise 4 kat fazla oluyor.

Grip aşısı olun

Zatürreden korunmak için en etkili yöntemlerden biri de, grip aşısı yaptırmak. Çünkü grip zatürreye çevirebiliyor veya hastalığın oluşumuna zemin hazırlayabiliyor. Özellikle çok sayıda kişiyle temas edenlerin, 65 yaş ve üzeri kişilerin, hamilelerin, KOAH ve astım gibi kronik akciğer hastalıkları olanların, diyabet hastalarının, kalp ve damar hastalarının her yıl Ekim – Kasım aylarında grip aşısı yaptırmaları öneriliyor.

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu, toplumda grip aşıları hakkında doğru sanılan birçok yanlış bilgi olduğuna dikkat çekerek, “Örneğin aşının koruyucu etkisi 2 haftada oluştuğu için bu süreçte grip olunduğunda aşıdan kaynaklandığı düşünülüyor. Oysa sanılanın aksine aşı cansız virüs içerdiği için grip yapmıyor.” diyor.

Zatürre aşısı yaptırın

Pnömokok zatürreye en sık neden olan mikroptur. KOAH ve astım hastaları, kronik hastalıkları olanlar (böbrek, karaciğer, diyabet), kalp ve damar hastaları, bağışıklık yetmezliği ve bağışıklık sistemini baskılayan tedavi görenler ile 65 yaş ve üzeri hastaların zatürreye en sık neden olan pnömokok mikrobuna karşı aşılanmaları öneriliyor. Yaşam boyunca bir veya iki kez yapılması çoğu kez yeterli oluyor.

Klimalara dikkat!

Klimalı ortamda bulunuyorsanız eğer doğrudan esintinin altında olmamaya özen gösterin. Çünkü klimaların filtre sistemlerinde uygun nem ve ısıda üreyen “lefionelle pnömonisine” maruz kalabilirsiniz. Toplumdaki bilinen adıyla lejyoner hastalığı özellikle risk altındaki kişilerde ölümcül olabiliyor.

Soğuk havada atkı kullanın

Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu hastalıklardan korunmak için mutlaka burnunuzdan nefes almanız gerektiğini hatırlatarak, “Çünkü soğuk havayı doğrudan ciğerlere çekmek sorun oluşturuyor. Soğuk hava burun, boğaz ve hava yolu iç zarının soğumasına kan akımının bozulmasına, zarın çatlamasına, zar üstündeki koruyucu tüylerin işlev bozukluğuna neden oluyor.


Burun solunumu yapısı gereği havayı ısıtıp nemlendiriyor. Burun solunumu, daha sıcak havayı solumamızı sağlayıp enfeksiyon riskini azaltıyor. Soğuk havada temiz bir atkıyla ağız ve burnu kapamak havanın biraz ısınmasını sağlayacağı için yararlı olabiliyor.” diyor.

Pnömokok nedir? Belirtileri neler? Aşısı ne zaman yapılmalı?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.