Metrobüste verem bulaşır mı? Belirtileri neler?

Metrobüs, otobüs ve uçak gibi toplu taşıma araçları salgın hastalıklara davetiye çıkarıyor! Verem (tüberküloz) nasıl bulaşır? Belirtileri neler? 

Metrobüste verem bulaşır mı? Belirtileri neler?

Medical Park Gebze Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Serdar Kalemci, verem yani tüberküloz mikrobu konusunda önemli bilgiler verdi.

Tüberküloz yani halk arasında bilinen adıyla verem, kendisini fark ettirmeden sinsice ilerler. Tüberküloz mikrobu kişinin en zayıf anını kollar. Hastalık 1 ay sonra da ortaya çıkabilir, 10 yıl sonra da… Mikrop, vücut direncinizin düşmesini uzun süre bile bekleyebilir. Medical Park Gebze Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Serdar Kalemci, veremin nasıl bulaştığını anlattı.


Hapşırma ve öksürük ile bulaşabilir

Tüberküloz mikrobu, güneş görmeyen ortamlarda havada uzun süre canlı kalabilir. Güneşten gelen ultraviyole ışınları tüberküloz mikrobunu kısa sürede öldürür. Bu nedenle insanların kalabalık olarak yaşadığı, havalanması yetersiz, güneş girmeyen ortamlar bulaşma için en riskli ortamlardır.

Metrobüs, otobüs, uçak gibi kalabalık taşıma araçları riskli yerlerdir. Ülkemizde ‘ince hastalık’ adıyla da bilinen verem, grip gibi solunum yoluyla kolayca bulaşabilir. Mikrop sadece damlacık enfeksiyonuyla geçer, bunun dışında kişinin kullandığı havlu, çatal, bıçak, ya da yiyeceklerle geçmez. Hasta olan kişi normal konuşurken, öksürürken ve ya hapşırdığında ortama yayılan damlacıklar, solunum yoluyla karşı taraftaki kişinin vücuduna bulaşır.

Kimler risk altında?

Mikrop kişinin vücut direnci düşükse organlara zarar vermeye başlar. Organ nakli olanlar, kanser, böbrek, karaciğer, kalp hastaları, diyabetliler, KOAH ve astım gibi rahatsızlıkları olan hastalar risk grubunu oluşturur. Kötü beslenme, obezite, sigara ve uyku bozuklukları da bağışıklığı zayıflatır. Tüberküloz mikrobu bu anları kollayarak kısa sürede vücuda bulaşır.

Ancak verem basiliyle karşılaşanların yüzde 30’unda tüberküloz mikrobu akciğerlere kadar ulaşmayı başarır. Bu hastaların da yalnızca yüzde 10’unun yaşamlarının bir döneminde verem hastası olma ihtimali vardır. Buna göre bir verem hastası ile temas edenlerin verem hastalığına yakalanma riski, grip gibi hastalıklarla karşılaştırıldığında çok düşüktür. Buna karşılık özellikle çocukların, yaşlıların, vücut direncini düşüren başka hastalığı olanların veya vücut direncini düşüren ilaçlar kullanan kişilerin özellikle dikkatli olması gereklidir.


Boyunda ele gelen kitle belirti olabilir!

Verem en sık akciğerde tutulum yapar ve o organa ait bulgularla karşımıza çıkar. Veremin en sık görülen belirtileri 3 haftadan uzun süren öksürük, balgamda kan görülmesi, ateş, gece terlemesi, yorgunluk, halsizlik, kilo kaybı, iştahsızlıkdır. Hastaların hiç bir şikâyeti de olmayabilir. Verem sadece akciğerlerde değil tüm organlarda hastalık yapabileceği için o organa ait bulgu verebilir. Örneğin boyunda ele gelen tek, büyük, sert bir nodül tüberkülozu düşündürebilir. İştahsızlık yakınması da gastrointestinal sistem tüberkülozu ile ilişkili olabilir.

İş arkadaşınızda varsa tehlike var!

Hastalık gelişme riskinin en yüksek olduğu dönem ilk iki yıldır. Bulaş açısından en riskli kişiler hastayla uzun süre aynı ortamda bulunan, aynı evde yaşayan aile bireyleri ve yakın çalışma arkadaşlarıdır. Hasta kişi tedavisinin başladığı ilk 2 hafta evde maske ile dolaşmalıdır. Sonrasında maske çıkarılabilir.

Evde beraber yaşadığı kişilerin mutlaka hastalık açısından kontrolleri yapılmalıdır. Tüberküloz mikrobunu kesin olarak öldürmek ve bir daha çoğalarak hastalık yapmasını engellemek için başlangıçta en az 4 ilacın kullanılması gerekir. Yapılan balgam kontrollerinin sonuçlarına göre 2 veya 3 ay sonra ilaç sayısı azaltılacaktır.

Tedavisi en az 6 ay sürüyor

Tüberküloz mikrobu diğer mikroplara kıyasla çok daha yavaş çoğaldığı için ilaçların uzun süre ve düzenli kullanılması önemlidir. Toplam tedavi süresi en az 6 aydır. Bu süre içinde, Verem Savaşı Dispanserlerinde balgam ve akciğer filmi kontrolleri yapılır. Hasta ilaçlarını düzenli kullanmazsa, mikroplar ilaçlara karşı direnç geliştirir.

Dirençli tüberküloz dediğimiz bu hastalık tipinde ise tedavi çok daha zordur; çok sayıda ilacın 18-24 ay kullanılması gerekir. Bu nedenle ilaçların sağlık personeli veya sorumlu bir kişi tarafından hastaya içirilmesi en etkili tedavi yöntemidir. Böylece hastaların ilaçların aksatmadan düzenli alması sağlanmış olur.


Ülkemizde tüberküloz tedavisinde kullanılan tüm ilaçlar yıllardan beri Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanmakta ve hastalara Verem Savaşı Dispanserleri aracılığıyla ücretsiz verilmektedir.

Depresyondan koruyan 6 egzersiz önerisi


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.