Bugün için yaşa, yarın için hayal kur, dünden öğren!

Hayatımızı; şimdiki zamanda geçmişi, geçmişte geleceği düşünerek sürdürüyoruz. Tüm bunları yaparken bir türlü olduğumuz anı yaşayamıyoruz. Örneğin; çok güldüğümüz bir anda “çok güldüm, başıma bir şey gelecek” diyoruz.

Anı neden yaşayamıyoruz?

Bir konsere gidiyoruz; önümüzdeki arkamızdaki yanımızdaki insanların elinden cep telefonu düşürmediğini görüyoruz. Ya hikaye paylaşıyorlar, ya canlı yayın yapıyorlar, ya yer bildirimi yapıyorlar ya da video çekiyorlar. Bunu yaparken çevresindeki insanları da son derece rahatsız ediyorlar. Bütün bir konser boyunca önünüzdeki ya da yanınızdaki insanın elinden cep telefonu düşürmediğini düşünsenize?

Maalesef böyle bir düzenin içerisinde hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Stres atıp eğlenmek için konsere gelen insanlar bu tip davranışlardan demoralize olarak gergin ayrılabiliyorlar. Çevrede rahatsız olan insanların dışında bir de kendinizi o kişiler olarak düşünebiliyor musunuz? Düşünün konsere gidiyorsunuz ve konser boyunca elinizden telefon düşmüyor. O anı yaşayamıyorsunuz. Zaten cep telefonu videosundan seyredecek olsanız muhtemelen konsere gidiyor olmazsınız…


Bırakalım sonrayı, o ana bakalım sadece, o anı yaşayalım

Aslına bakarsanız bu durum yalnızca konserlerde ortaya çıkmıyor. Genel olarak birçok olayda bu şekilde davranıyoruz. Kendimizi bu konuda geliştiriyor olmamız şart. Mutluyken mutlu olmayı, üzgünken üzgün olmayı yaşam tarzı haline getirmeliyiz. Hep “ama ya sonrası” diyoruz. Bırakalım sonrayı, o ana bakalım sadece, o anı yaşayalım. Çünkü o an bir daha gelmeyecek!

Üzülmemiz gereken nokta; teknolojiye bu kadar bağımlı olarak, hayatımızın her alanında onsuz yapamıyor olmamız. Cep telefonumuzu bir gün evde unuttuğumuzda dünyamız başımıza yıkılıyor mesela. Ya da asansöre binen herkesin elinde telefon görüyoruz, servis kullananlar yol boyunca telefon ile uğraşıyorlar.


Biz teknoloji ile yaşıyor ve gelişiyor olsak da, teknolojiyi hayatımızdan çıkarmamız, kendimiz için ayıracağımız önemli dakikalarımız olmalı. Örneğin; gitmiş olduğunuz o konserin aynısı bir daha geri gelmeyecek, sohbet etmek isteyeceğiniz insanı istediğiniz her an yanınızda bulamayacaksınız, küçük bir günaydın, mutlu bir gülümseme cep telefonumuzda baktıklarımızdan kimi zaman daha da önemli hale gelecek.

Tıpkı Japon atasözünde söylendiği gibi;


Bugün için yaşa, yarın için hayal kur, dünden öğren…

Hayatımızda yeni kapılar açacak 6 öneri