Çocuklarda obezite sorununu önlemek için 543210 kuralı

Çocuklarda obezite sorununu önlemek için 543210 kuralı nedir? Çocukluk ve ergenlik çağında obezite, insidansı ve prevalansı tüm dünyada giderek artmakta olan önemli bir halk sağlığı sorunu. Ancak bu sorunun temelinde genetik miras ve ebeveynlerin hataları yatıyor.

Çocuklarda obezite sorununu önlemek için 543210 kuralı
Çocuklarda obezite sorununu önlemek için 543210 kuralı

Aile içindeki beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam çocukları obeziteyle birlikte kalp sorunlarına, diyabete ve kansere götürüyor. Ergenlik döneminin bitmesiyle birlikte obezite için cerrahi seçenekler ön plana çıkıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Obezite Tanı ve Tedavi Merkezi’nden Obezite ve Diyabet Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Murat Çağ; çocukluk çağında başlayan obezite tehlikesi ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.

Çocukluk çağı obezitesi erişkin obezitesi olarak devam etmekle beraber, ileriki yaşamlarında çocukların pek çok hastalığa yakalanmasına sebep olmaktadır. Çocukluk döneminde görülen obezite önlenebilir olması nedeniyle dikkat edilmesi gereken bir sağlık problemidir. Çocukların obezite salgınına yakalanmaması için anne ve babanın genetik yapısı; bu genetik bozukluğu çocuklarına geçirip geçirmedikleri çok önemlidir. Çocukların obezite sorununu yaşamaması ebeveynlerin beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzlarına bağlıdır.


Hamilelik dönemi çocuk obezitesi açısından kritik

Hamilelik döneminde annenin gereğinden fazla kilo alması çocuğunun da ileride diyabet olma riskini 4 kat artırmaktadır. Bu nedenle gebelikte gereğinden fazla kilo alan annelerin şeker hastalığı tanı testi yaptırmaları önemlidir. Bu testin yapılmaması durumunda doğacak çocuğun diyabetik olma olasılığı kaçınılmaz olabilir. Annelerin hamile kalmadan önceki beslenme süreci bebeklerin tüm hayatını etkilemektedir. Sağlıklı beslenen annelerin ürettiği ‘anne sütü’ bebeğin obez olup olmayacağını, enfeksiyona maruz kalıp kalmayacağını, fiziksel ve beyinsel gelişimini belirlemektedir.

Anne sütünün önemi

Bebeklerin doğumdan hemen sonra anne sütüne ihtiyacı vardır ve anne sütü bir bebek için yeterlidir. Annelerin, emzirme sürecinde çocuklarının verdiği sinyalleri iyi dinlemesi gerekmektedir. Bebekler, karınlarının doyduğunu, ağızları ile söylemese bile rahat uyumalarıyla, mutluluğuyla söylemektedir. Bebekler acıktığını belli etmiyorsa gereğinden fazla beslemeye gerek yoktur.

Eski dönemlerde erişkin yaşlardaki diyabet hastalığının sebebinin erişkin dönemde yapılan beslenme hatalarından kaynaklandığı sanılmaktaydı. Oysa çocukluk ve yetişkinlik zamanında diyabetin ve bununla bağlantılı olarak gelen obezitenin sebebi bebeklik döneminde gereğinden fazla beslenilmesidir. 5 yaşına kadar yüksek kilolu olmak çocukların değil, ebeveynlerin yaptığı beslenme hatalarından kaynaklanmaktadır.

Fazla kilo varsa dikkat

Günümüz koşullarında annelerin çalışma hayatına erken dönmesi nedeniyle bebekler anne sütünü daha az oranda almaktadır. Aileler çalıştıkları süre içerisinde yeni doğan çocuklarını anneanne ya da babaannelerine emanet etmektedir.


Bazı ailelerde ‘gürbüz çocuk sağlıklıdır’ algısı hakim olduğu için anneanne ve babaanneler, ek besine yeni geçen bebekleri gereğinden fazla beslemektedir. Eğer çocukların kolları ‘boğum boğum’sa, ‘karnı yastık’ gibiyse buna dikkat etmek gerekmektedir. Çünkü bu, ileride yaşanacak kalp krizine, Tip 2 diyabete ve kansere zemin hazırlayabilmektedir.

Çocukların ilerdeki yıllarda yaşayacağı rahatsızlıkların zemini 7 yaşa kadar hazırlanmaktadır. Bir çocuk 7 yaşına kadar 120 persentilin veya 40 Vücut Kitle İndeksi’nin üzerindeyse, Tip 2 diyabet olma olasılığı normal çocuklara göre 5 kat; kalp krizi geçirme olasılığı ise 3 kat fazladır. Ne yazık ki anne ve babaların yaptığı hataların bedelini çocuklar ileride hasta olarak ödemektedir.

Çocuklarda 543210 beslenme kuralı

Çocukluk çağında beslenme obezitenin önlenmesi açısından çok önemlidir. 5 yaş ve sonrasında çocuklarda “543210 kuralı”nı uygulamak gerekir. Bu kural günde en az 5 tür sebze- meyve, en az 4 tür süt ile süt ürünü, en az 3 bardak su, en az 2 saat hareket, 1 saatten fazla televizyon izlememek, 0 şekerli ve gazlı içecek anlamına gelmektedir. Ancak bu kurala ebeveynler de uymalıdır. Bir anne baba normal kilosunda değilse, çocuğun da normal kilosunda olması beklenmemelidir.

Obezite psikolojiyi de olumsuz etkiliyor

ABD’de en çok karşılaşılan intihar vakaları, şişman çocukların arkadaşları tarafından dışlanması sebebiyle gerçekleşmektedir. Ergenlik döneminde fazla kilolu ya da obez olmak çocukların sadece fiziksel olarak değil, psikolojik olarak da sağlıksız olmaya iter. Özellikle ergenlik dönemlerinde akran zorbalığı, akranlar tarafından dışlanmak fiziksel yapının farklı olmasından kaynaklanır. Ve şişman bir çocuk asla mutlu olmamaktadır. Bu nedenle son yıllarda özellikle 13 ile 16 yaş grubunda obezite cerrahisi geçiren çocuk sayısı hem dünyada hem Türkiye’de artmaktadır.

Küçüklerin obezite tedavisine uyumu daha kolay

13-16 yaş arasında geçirilen obezite cerrahisinin yetişkinlerinkinden farkı yoktur. Bu yaş grubunun cerrahiye ve sonrasında gelecek beslenme alışkanlığına uyum sağlamaları daha kolay olmaktadır. Önemli olan obezite cerrahının bu yaş grubuna obezitenin geleceğini etkileyecek bir hastalık olduğunu, bu hastalığın tedavi yöntemini doğru biçimde anlatmaktır. Bu gruptaki çocuklar obezite cerrahisi öncesi ve sonrasında psikolojik açıdan da değerlendirilmelidir.

Sofraya çocuklarla oturun


Çocukları obeziteden korumak için ebeveynlerin davranış biçimleri çok önemlidir. Çocukların takım sporu yapması ki sosyallik de en az fizik kadar önemlidir, gerekmektedir. Ebeveynler, çocuklarını hareketsiz bir yaşamdan uzak tutmalıdır. Anne, baba ve çocuklar aynı masada yemek yemelidir. Yemek sofraları, sohbet sofraları olmalıdır. Yemek sofrasında sadece yemek yenmemeli; sohbet de edilmelidir. Kilolu anne ve babalar bazen çocuklarına “Fazla” yeme demektedir ki, bu davranış biçimi yanlıştır. Çocuklar, anne ve babaların küçük modelidir.

Çocuklar için 7 sağlıklı beslenme önerisi


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.