24 Kasım Öğretmenler Günü’ydü. 24 Kasım’da bir vali, bir öğretmene fırça attı. Ve 24 Kasım’da öğretmenler, meslektaşlarına fırça atan bir valiyi alkışladılar.
Öncelikle belirtelim ki; Söz konusu tarih, yer ve mekanda fırça yiyen söz konusu kişinin öğretmen olup olmaması, söz konusu davranışın bir öğretmen yönelik yapılmış olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Kaldı ki, vali beyin ifadelerinde doğrudan bir öğretmenin kastedildiği açıktır. Ve yine kaldı ki, böylesi bir tepeden bakış, ötekileştirme, sahip-köle ilişkisi ve buyurganlık kimse tarafından hiç kimseye yönelik olmaz. Olmamalı.
Konya’da Selçuklu Kongre Merkezinde gerçekleştirilen 24 Kasım Öğretmenler Günü programına katılan Vali, konuşma yaparken ayak ayak üstüne atan bir öğretmene “sen öğretmen misin birader” diye başladığı ifadeleriyle bir öğretmeni aşağılayarak rencide ettiği herkesin malumu.
Söz konusu toplantıda konuşma yapmak için kürsüye çıkan Vali , bir öğretmenin ayak ayak üstüne attığını fark etmiş ve “Sen öğretmen misin birader? O zaman öğretmen gibi otur da görelim. Bu kadar güzel bir günde, güzel duygularla karşınıza geliyorum, güzel bir hareketle karşılaşmıyorum. Valinin karşısında ayak dikip oturmak, bana değil eğitim camiasına saygısızlıktır” biçimdeki davranışı muhtemeldir ki, çoğunluk tarafından oldukça olumsuz ve sevimsiz bulunmuştur.
Ama biliyorsunuz bu tür davranışlar bu coğrafyada normal. Normal dediysek olağan yani. Çünkü kültürümüzde var. Toplumsal kültürel dokumuzun DNA’sında kodlanmış olan üst-ast ilişkisindeki kabulleniş, bir şekilde böylesi bir davranışı reddetmek ve karşı durmak şöyle dursun onaylayan kişilerin varlığı ile bir kez daha pekişmiş olsa gerektir.
Bu durum Osmanlıda da böyleydi. Cumhuriyet döneminde de yıkılamadı ve aşılamadı bu berbat gelenek. Son yıllarda ise daha da artarak ve katlanarak yeni bir ivme kazandı.
Bu memlekette devleti yönetenler, devlet gücünü kullanma ayrıcalığı olanlar ve bir de “güçlü olanlar” altında gördüklerine hakaret eder, küçümser, rencide eder, döver ve hatta 1980 döneminde olduğu gibi dışkı dahi yedirirler. Kendilerinden üstün gördüklerine ise el pençe divanda dururlar.
Vali bey, attığı fırçadan sonra, törene katılan öğretmenlere dönerek “Arkadaşlar haksızsam haksız olduğumu söyleyin” demiş.
Salondakiler ne yapmış dersiniz?…
Alkışlayarak destek vermişler…
Özetle;
24 Kasım öğretmenler günüydü.
24 Kasımda öğretmenler meslektaşlarını aşağılayan, rencide eden bir valiyi alkışlayarak onurlandırdılar.
