Çoklu evren teorisi: Stephen Hawking’in ölmeden önceki son makalesi

İngiliz fizik profesörü Stephen Hawking’in hayatını kaybetmeden önce üzerinde çalıştığı son araştırması olan çoklu evren teorisi, yaşadığımız evrene benzer başka evrenler de olabileceği önermesinde bulunuyor.

Çoklu evren teorisi: Stephen Hawking ölmeden önceki son makalesi
Çoklu evren teorisi: Stephen Hawking’in ölmeden önceki son makalesi

Çoklu evren teorisi: Stephen Hawking’in ölmeden önceki son makalesi

Çoklu evren teorisi

‘Kozmik enflasyon ve kozmik çoklu evren’ teorilerine yeni bir önerme getiren makale, evrenin nasıl oluştuğuna dair bir teori geliştiriyor.


Leuven Katolik Üniversitesi’nde görevli Belçikalı Fizikçi Thomas Hertog ile çalışan Hawking’in makalesi, İngiliz fizikçinin ölümünden 10 gün önce High-Energy Physics adlı bilim dergisine verildi ve Çarşamba günü yayımlandı.

Bilim insanlarının teorisi, Einstein’ın evrenin yaklaşık 14 milyar yıl önce oluştuğunu anlattığı ama nasıl oluştuğuna dair verilerin eksik olduğu araştırmayı geliştirdi.

Guardian’ın haberine göre son zamanlarında Hawking’le yeni teori üstünde çalışmak için Cambridge’e giden Hertog, “Aramızda asla bunun, onun son makalesi olabileceğini konuşmamıştık. Ama bunun yolculuğumuzun sonu olabileceği hissediyordum, hiç bir zaman ona söylemedim” dedi.

Modern fizik, evrenin nasıl oluştuğuna dair birden fazla teori öne sürüyor. Bunların başında gelen teori, Big Bang (Büyük Patlama) sonrası hızlı genişleme evresi ‘kozmik enflasyon’ ile yeni evrenlerin oluştuğunu ve bu evrenlerin de uzayda dağıldığı önermesinde bulunuyor.

Hertog ve Hawking’in yeni makalesi ise bu teoriyi bir adım öteye taşıyor ve uzayın farklı fizik kanunlarının geçerli olduğu ‘cep evrenleriyle dolu olduğu’ teorisi yerine, bu alternatif evrenlerin birbirinden çok da farklı olmayabileceğini ortaya koyuyor.

Hertog, “Eski teoriye göre çok çeşitli evrenler vardı, bazıları boş, bazıları cisimlerle dolu, bazıları çok hızlı genişleyen bazıları kısa ömürlü. Çok büyük farklar vardı” diyor ve yeni teorinin de çoklu evreni ‘hepsi birbirine benzeyen ve idaresi daha kolay evren takımına’ indirgediğini söylüyor.

Yeni yayımlanan makaledeki teori, Hawking ile ABD’li fizikçi James Hartle’ın 1980’li yıllarda yayımlanan makalesini, sicim kuramında kullanılan daha güçlü, modern matematik teknikleriyle güncellenmiş olarak sunuyor.

Hawking’in Cambridge Üniversitesi’nden meslektaşı Malcolm Perry, “Stephen bu makalenin en gurur duyduğu çalışma alanı olduğunu söylerdi” diyor.

Araştırma ayrıca, paralel evrenlerin olduğuna dair kanıt bulunabilmesi için de astronomların yoluna ışık tutuyor.

Ancak bu makale Hawking’in ölümünden sonra kendi adıyla yayımlanan tek makalesi olmayacak. Perry, Harvard Üniversitesi’nden Andrew Strominger ve Hawking ile birlikte kara delikler üzerine yayımlanmayı bekleyen iki makale daha yazdı.

Belçikalı fizikçi Hertog, Hawking ile ortak kaleme aldığı makalenin kozmoloji teorisinde bir adım attığını ve fizikçilerin bu teoriyi test edebileceğini söylüyor.

Hertog, gözlemlerin ve teoriyle ilgili yapılacak başka çalışmaların Big Bang (Büyük Patlama) modellerinin de test edilebilmesine olanak sağlayacağını ifade ediyor.

İngiliz kuramcı Hawking, uzay bilimi kara delikler ve kuantum fiziğiyle ilgili çalışmalarıyla biliniyordu.

14 Mart 2018’de hayatını kaybeden Hawking uzayla ilgili görüşlerini şöyle dile getirmişti:

“Yeryüzündeki yaşamın, aniden çıkabilecek bir nükleer savaş, genetiği değiştirilmiş bir virüs gibi felaketler ve giderek artan başka tehlikelerle yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğuna inanıyorum. İnsanoğlunun uzaya gitmediği sürece bir geleceği olduğunu sanmıyorum. Bu yüzden, insanların uzaya ilgi duymasını teşvik etmek istiyorum.”

Stephen Hawking kimdir?

Stephen Hawking kimdir?

Stephen Hawking, motor nöron hastalığını (ALS Amyotrofik Lateral Skleroz) yenip çağının en saygın ve başarılı bilim insanlarından oldu.

Güçlü ve renkli espri anlayışıyla bir bilim elçisiydi ve çalışmalarına halkın rahat erişebilmesi için uğraştı.

Zamanın Kısa Tarihi: Büyük Patlamadan Karadeliklere adlı kitabı en çok satanlar listesine girdi ama kaç kişinin kitabı sonuna kadar okuyabildiği ise belirsiz.

Çok sayıda televizyon programına katılan Hawking, sentezlenen sesinin de birçok kayıtta kullanılmasına izin verdi.

Stephen William Hawking, 8 Ocak 1942’de Oxford’da doğdu. Biyolog olan babası, annesiyle birlikte Almanya’da bombardımanlardan kaçıp Londra’ya taşınmıştı.

Oxford Üniversitesi’ni birincilikle bitirip Cambridge Üniversitesi’nde kozmoloji (evren bilimi) doktorası yaptı.

Gençliğinde at biniyor, kürek sporuyla ilgileniyordu. Ama Cambridge’teyken motor nöron hastalığı teşhisi kondu ve vücudunun işlevini neredeyse tamamen yitirdi.

2 yıl ömrü kaldı dendi

stephen hawkingin hayatı

Doktorlar, 1964 yılında ilk eşi Jane ile evlenme hazırlığı yapan Hawking’in iki ya da üç yıl ömrü kaldığını söylüyordu.

Ama rahatsızlığı beklenenden daha yavaş ilerledi. Çiftin üç çocukları oldu. Geçirdiği soluk borusu ameliyatı nedeniyle sesini de yalnızca ses birleştirici cihazla kullanabilmesine rağmen 1988’de evren bilimi rehberi olan Zamanın Kısa Tarihi: Büyük Patlamadan Karadeliklere kitabını yazdı.

Kitap, 10 milyondan fazla kopya sattı ama Hawking, bunun ‘hiç bitmeyen en popüler kitap’ olduğunun farkındaydı.

Hawking, kara deliklerin kuantum fiziğinin izin verdiği ölçüde dalgalanmasıyla yarattığı enerji parçacıklarının etkileşip birbirlerini yok etmesiyle ilgili yaptığı ve ‘Hawking Radyasyonu’ olarak bilinen teoriyi keşfetti.

İngiliz bilim insanı çözümleri hesaplama veya deney yapmadan görselleştirme yeteneğiyle biliniyordu.

Belki de en ilgi çekici olan, evrenin belirlenen yasalara göre geliştiğini söylediği ‘Her şeyin teorisi’ydi.

“Bu yasaların tamamı bize evrenin nasıl doğduğuna ilişkin sorulara yanıt verebilir” dedi Hawking.

“Evren nereye gidiyor, bir sonu olacak mı? Eğer olacaksa nasıl sona erecek? Eğer bu soruların yanıtlarını bulursak, Tanrı’nın zihnini de anlamış oluruz.”


Popüler kültürün parçası

Stephen Hawking çoklu evren teorisi üzerine araştırmalar yapıyordu

Hawking popüler kültürün de parçasıydı. The Simpsons çizgi filminde Homer karakteriyle yan yana resmedilmiş, BBC’nin komedi dizisi Red Dwarf’ta kendini oynamış, Uzay Yolu II: Yeni Nesil (Star Trek: New Generation) filminde hologramı yer almıştı.

Pink Floyd rock grubu da, 1994 tarihli The Division Bell adlı albümlerindeki Keep Talking şarkılarında Hawking’in mekanik sesini kullandı.

Stephen Hawking, Cambridge Üniversitesi’nde matematik profesörü olarak çalışmaya devam etti, 2011 yılında Ceviz Kabuğundaki Evren (The Universe in a Nutshell) kitabını yayımladı.

İngiliz kuramcı, hastalığının kendisine bazı faydaları olduğuna inanıyordu, rahatsızlanmadan önceki hayatından ‘sıkıldığını’ söylemişti.

Hastalığı nedeniyle birilerinin bakımına muhtaçtı. Kendisine 20 yıldan uzun bir süre bakan eşine duyduğu saygıyı her fırsatta dile getiriyordu. Eşini, 1995’te evlendiği bir hemşire için terk etmesi yakınları ve arkadaşları için şaşırtıcı olmuştu.

Hawking, 2000 yılından sonra Cambridge’teki Addenbrooke Hastanesi’ni çeşitli rahatsızlıkları nedeniyle sık ziyaret etmeye başladı. Hawking’in yıllarca sözlü ve fiziksel olarak istismar edildiği iddiaları üzerine polis, çevresindeki bazı kişileri sorguladı.

Elektrikli tekerlekli sandalyesini çoğu zaman dikkatsizce kullandığı bilinen Hawking, vücudundaki yaraların fiziksel istismardan kaynaklanmadığını söylüyordu. İddialarla ilgili herhangi bir işlem yapılmadı.

İngiliz profesör, 2007 yılında özel geliştirilen bir uçağın içinde yer çekimi olmayan ortamı deneyim eden ilk felçli kişi oldu. Hawking bunu, uzay seyahatine ilgiyi artırmak için yaptığını söyledi.

Hawking uzayla ilgili görüşlerini şöyle dile getirmişti:

“Yeryüzündeki yaşamın, aniden çıkabilecek bir nükleer savaş, genetiği değiştirilmiş bir virüs gibi felaketler ve giderek artan başka tehlikelerle yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğuna inanıyorum. İnsanoğlunun uzaya gitmediği sürece bir geleceği olduğunu sanmıyorum. Bu yüzden, insanların uzaya ilgi duymasını teşvik etmek istiyorum.”

Hawking'i beyaz perde de Her Şeyin Teorisi filmindeki rolüyle Eddie Redmayne oynadı.
Hawking’i beyaz perde de Her Şeyin Teorisi filmindeki rolüyle Eddie Redmayne oynadı.

Hawking’in hayatı ilk eşi Jane Hawking’in tanıklıkları ve yaşadıklarına dayandırılan bir filmle beyaz perdeye taşındı. The Theory of Everything (Her Şeyin Teorisi) adlı film 2014 yılında vizyona girdi.

Hawking, kendisini oynayan Eddie Redmayne ile role hazırlık sürecinde bir araya geldi.

Discovery Channel’daki bir programda Hawking, başka bir yerlerde bir hayat olduğunu düşünmenin mantıklı olduğunu söyledi, uzaylıların da yeryüzünü istila edip kaynaklarını ele geçirdikten sonra terk edebileceği uyarısını yaptı.

Hawking, bir yazısında tüm hayatı boyunca motor nöron rahatsızlığından mustarip olmasına rağmen, bu hastalığın kendisini çekici bir aileye sahip olmak ve başarıya ulaşmaktan alı koyamadığını dile getirdi ve umuda dair şunları söyledi:

“Bu da umudu kaybetmemeniz gerektiğini gösteriyor…”

Stephen Hawking’in geleceğe dair uyarıları

Hawking sıklıkla kendi araştırma alanından çıkarak, önümüzdeki dönemlerde insanlığı bekleyen zorluklar ve varoluşsal tehditlere de dikkat çekti.

Bu konulardaki açıklamaları basının manşetlerinde yer alırken bazen de tartışma yarattı.

İşte onlardan bazıları…

Başka gezegenlere yerleşmek

Stephen Hawking tüm yumurtaları aynı sepete koymayı doğru bulmayan bir kişi. Bu örnekteki sepet ise Dünya oluyor.

Hawking on yıllardır insanlığın diğer gezegenlere kalıcı olarak yerleşmek için harekete geçmesi gerektiğini söylüyordu.

Bu açıklamaları sıklıkla manşetlerde yer aldı.

Hawking’e göre insanlığı Dünya’dan silecek olaylardan kaçmak mümkün değil. Bu olaylar arasında göktaşı çarpması gibi kozmik olayların yanı sıra yapay zeka, iklim değişikliği, genetiği değiştirilmiş virüsler veya nükleer savaş gibi olaylar da olabilir.

2016’da BBC’ye konuşan Hawking, “Dünyada bir yıl içinde bir felaketin gerçekleşme ihtimali çok düşüktür. Ama bu ihtimal geniş bir zaman diliminde artar ve bin, 10 bin yıl gibi zaman dilimlerinde neredeyse kesin hale gelir.” demişti.

İnsanlığın o süre zarfında evrene yayılabileceğine güvenen Hawking, yine de önümüzdeki 100 yıl için insanları uyarmıştı:

“Önümüzdeki yüz yıl boyunca uzayda kendine yeterli koloniler kuracak teknolojiye erişemeyeceğiz, bu yüzden bu süreçte çok dikkatli olmamız lazım”.

Robotların dünyaya hükmetmesi

Stephen Hawking yapay zekanın yarattığı fırsatların farkında olsa da tehditlerine karşı da uyarılarda bulunuyordu.

Hawking 2014’te BBC’ye konuştuğunda “yapay zekanın tam olarak gelişmesi insanlığın sonunu getirebilir” demişti.

Yapay zeka robotlar artık çocukları yüz ve sesten tanımaya başlayacak

Yapay Zeka insanlığın sonu mu?

Yapay zeka çalışmalarıyla ilgili en büyük soru işaretlerinden biri ‘yapay zekanın insanlığın sonunu getirebileceği’ sorunu.

İnsanın üstün bir zeka yaratırsa kendi yıkımının mimarı olabileceği riski tartışılıyor.

Hawking bu sebeple yapay zeka çalışmalarınını faydalarını anlatmakla birlikte çoğu zaman temkinli yaklaşıyor.

Ünlü fizikçi, yapay zekanın faydalarının yanı sıra çok güçlü otonom silahlar ya da baskı kurmada yeni yöntemler getirme tehlikelerinin olabileceğini söylüyor.


Hawking: “Aklımız yapay zeka ile güçlendirildiğinde neleri başarabileceğimizi bilemiyoruz. Belki bu yeni teknolojik devrimin araçlarıyla sanayileşme sonucu doğal yaşama verilen bazı zararları telafi edebiliriz. Ancak eminim sonuç olarak hastalık ve açlığı yok etmeyi hedefleyeceğiz.” demişti.

Paralel yaşam: paralel evren ve eşizler


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.