23 yıl buyunca Avrupa başta olmak üzere, Amerika, Uzakdoğu ve Akdeniz ülkeleri olmak üzere birçok ülkeye gittim. Bunlara ziyaretim kültürel, tarihsel, sanatsal yerlerini dolaşmak ve doğasının güzelliğinde tatil yapmak amaçlıydı. 20 ülke ve 45’ten fazla şehir gezmiş biri olarak bugünkü yazımı yaşamak ve gitmek arasındaki farkı anlatmak için ayırdım.
Yurt dışında yaşamak: Gitmeden önce neler yapılmalı?
Yurt dışına gitmek ve yurt dışında yaşamak. Bu ikisi kesinlikle birbirinden çok farklı iki durum. Yurt dışına gitmek, bir seyahat, tatil, iş görüşmesi, iş toplantısı, eğitim, konferans/seminer gibi bilgilendirme vb. için olabilir. Ancak yurtdışında yaşamak bunların hepsini birden kapsar ki o nedenle çoğunlukla geçici değil, uzun süreli ve kalıcı olabilir. Yurt dışında yaşamak, beraberinde birçok problem de getirir ki; bunları halletmek çoğunlukla sana kalmıştır.
İş için gidilen bir toplantının transfer, konaklama, yani yeme/içme/kalma ihtiyaçları işyeri tarafından ayarlanır ve sadece sana deklare edilir. Eğitim için gidildiğinde de yine aynı şekilde danışmanlık firmaları ya da eğitim için seçilen okul, yukarda belirtiğim temel gereksinimlerini karşılayacak şekilde tüm düzenlemeleri yapar. Daha ilk günden havalimanından alınıp, kalacağın yere getirilmenden başlamak üzere, tüm prosedür belirlenmiş ve halledilmiş olur.
Tatil ve seyahat için ise, çoğunlukla bir tur şirketiyle anlaşılır ve çoğunuzun da bildiği gibi sizin için yapılan programa dahil olup, nerede, nasıl, ne kadar kalacağınız, nerede yiyeceğiniz, nereye gideceğiniz; her şey önceden planlanmıştır. Siz uğraş vermezsiniz, şirket gerekli işleri, yükümlülüğü gereği üstlenir.
Yurt dışında yaşamak bunlardan apayrıdır
Seyahatinizin gerekliliklerini yerine getirmeniz, vize başvurusu, pasaport çıkartma, döviz alma zaten yapılacaklar listesinin en tepesindeler. Bunun dışında yabancı ülke topraklarına gider gitmez, bir bankada hesap açtırmanız, telefon kartı almanız, bir ev bulmanız, eşya tedarik etmeniz gerekir. Bunları zaten biliyor ve tahmin ediyor olabilirsiniz.
Yukarıda yazdıklarımın hepsi çok önemli ancak birkaç konunun üzerinde ayrıca durmak isterim. Çünkü bunlar bana kimse tarafından söylenmedi ve buraya geldiğimden beri bizim için (16 aydır) en zaruri işlerin başında geliyor.
Yurt dışına taşınmadan önce vekaletname vermek neden önemli?
Bunlardan ilki vekalatname vermek:
Siz yurt dışındayken miras, intikal eden dava, satışa çıkan bir gayrimenkul varsa muhakkak noterden bir akraba/yakına vekaletname çıkarın. Benim hiç böyle bir işim olmadığı halde üç kez ihtiyaç oldu. Mesela, hiç aklımda dahi olmayan, babamın akrabalarıyla ortak olduğu el kadar tarla için satışa izin verdiğime dair belge istendi.
Yurt dışında vekaletnameyi çıkarmak, noterden çıkarmak kadar kolay değil ancak bulunduğunuz bölgeye en yakın konsoloslukta yapılıyor. Eğer yaşadığınız şehir ya da kasabada konsolosluk yoksa kısa bir seyahat sizi bekliyor.
Öncelikle internetten randevu alınması ve randevu saatinden önce gidilmesi gerekli. Pandemi nedeniyle, sizin de bildiğiniz üzere randevu araları açıldı ve eskiye nazaran daha az kişiye hizmet verilebiliyor. Online sisteme geçildiği için çıkarttığınız vekaletname anında, Türkiye’nin herhangi bir noterinden alınabiliyor. Eskiden elden alınıp, postayla gönderiliyormuş ki, haftalarca sürdüğü oluyormuş evrakın anavatana gitmesi. Şimdi bu işlerin yapılması çok kolaylaşmış ancak tavsiyem siz yine de memleketteyken halledin bu işlerinizi. Acil bir durum olduğunda içiniz rahat eder, vekaletname verdiğiniz için sizin yerinize birilerinin uğraşacağını bilirsiniz.
Sağlık konusu
Diğer bir konu da sağlık ile ilgili. Sağlık ile ilgili tüm kontrollerinizi yaptırıp gidin. Özellikle diş ile ilgili her türü tetkik ve tedavilerinizi vatanımızda halledin. Diş röntgenlerinizi çektirip yanınıza alın. Epeydir ertelediğiniz, ‘idare eder’ dediğiniz, ‘zaten ağrımıyor ki’ diye göz ardı ettiğiniz her türü diş tedavilerinizi, köprü, kanal tedavisi, dolgu… vb. her ne varsa hepsini yaptırıp öyle gidin. Bunu söylememin ve üzerinde bu kadar çok duruyor olmamın iki sebebi var:
İlki, Türk doktorları muhteşem
Birincisi; diş hekimleri bizim Türkiye’deki hekimler kadar tecrübeli ve bilgili değiller. Bizim hekimlerimiz bir bakışta neyi nasıl yapacaklarını anlayıp size hemen bir tedavi planı çıkarır ve olabilecek en kısa zamanda da bunu bitirir değil mi? Heh burada öyle olmuyor işte. Diş ile ilgili kanısı ve ne yapacağına zamanla karar veriyor ve bunu yaparken de çok yavaşlar.
İkincisi ise, bir diş hekiminden yakın zamanda bir randevu almak hayal. Arkadaşımın dişi iltihaplandı, ağızının içi, dili, hatta yüzü şişti. Kızcağız ancak 5 hafta sonraya randevu bulabildi. Bu sürede derdini anlatıp, randevusunu öne almakla ile ilgili yaptığı tüm girişimler boşa gitti. 25 gün sonra bir kişi dişçiye gelmekten vazgeçtiği için, randevusunu iptal ettiğinden dolayı, onun yerine gidebildi. Yani ‘siz canınız acıdı, yemek yiyemiyorsunuz’ diye kimse size acıyıp, “Araya sıkıştırayım, yazık o da iyileşsin.” diyen yok. Gözünü seveyim bizim Türk diş hekimlerinin.
Üçüncüsü ise, birçoğunuza bu en önemli gelebilir, bir dolgu 200 dolar civarında yapılıyor. Köprü, implant vb. siz hayal edin. Bir servet ödemek istemiyorsanız, en iyisi memlekette yaptırın her türlü işleminizi hem de güvenilir eller yapsın tedavinizi.
Sağlık ertelemeye gelmez!
Ertelediğiniz, yaptırmadığınız kan, ultrason, röntgen vb. check-up taramalarınızı yaptırın öyle gidin derim. Kronik hasta iseniz ve düzenli kullandığınız ilaçlarınız varsa, ilaçlarınızı yanınızda götürün. Bunun için stok yapın, bolca alın yanınıza. Çünkü sağlık sigortanız yapılana dek, sağlık sistemine bağlanana dek bu ihtiyaçlara ihtiyacınız olabilir. Yurt dışında birçok ilacı eczaneye girip alamıyorsunuz, reçetesiz verilmiyor ve satılmıyor.
Bazen sisteme bağlanmak için 6 ay beklendiği oluyormuş. Sisteme girdikten sonra aile hekiminizi seçiyorsunuz, eğer bulunduğunuz bölgedeki hekimde yer var ise sizi kabul ediyor. İki hafta içinde size olumlu ya da olumsuz dönüş yapıyor. Eğer olumsuz dönüş yaparsa, başka bir aile hekimine gidip, yazılıyorsunuz. Aynı bekleyiş onda da devam ediyor. Bazı Türk arkadaşlarım evlerinden epeyce uzakta aile hekimlerini bulabildiler.
İvedilikli olarak sağlık sigortası yaptırın
Yurt dışına çıkınca ilk yapılması gereken işlerin başında, bence sağlık sigortası için başvurmak geliyor. Çünkü sağlık hizmetleri buralarda çok çok pahalı. Bir tanıdığımızın arkadaşı, Kanada‘ya geldikten kısa bir süre sonra rahatsızlanmış, ateşi çıkmış, acile götürmüşler, 1000 dolar ödemişler sadece bir serum takılmış. Yapılan işlem ateşini, tansiyonu ölçmek ve serum takmak sadece. İlaç bile verilmemiş. Düşünün bir ameliyat filan olsanız ne ödeyeceğinizi…
Biz o yüzden, yurtdışına çıkmadan önce eşimin safra kesesi ameliyatı olması gerekiyordu onu yaptırıp geldik. İyi ki de yaptırmışız, bu fiyatları görünce, olacağı varsa bile olmaz insan…
Türkiye’nin sağlık sisteminin çok güzel işlediğini ve sistemin tüm birimlerinin çok iyi çalıştığını buraya gelince bir kez daha anlıyorsunuz.
Bu arada, Türkler, memlekete gitmeden önce tüm doktorlarından hastanelerinden randevularını önceden alıp, öyle vatana gidiyorlar. Sürecek tedavi için kendilerine zaman yaratıyorlar bu sayede. Hem kaliteli hizmet, hem çabukluk, hem ucuzluk bir araya gelince, çoğunluk bu şekilde bir tercih yapıyor. Size de tavsiyem bu şekilde yapmanız yönünde olacaktır.
Yurt dışına çıkarken yanınıza almanız gereken evraklar
Yurtdışında yaşamak için ülkeden ayrılmadan önce bazı evrakları yanınızda götürmeniz gerekmekte. Bunları yanınızda götürmeniz sizin hayatınızı kolaylaştıracağı gibi, hem de birçok kapıyı açmanıza yardım edecek.
Çocuğunuz varsa okula kayıt ettirecekseniz, anaokulu da dahil olmak üzere hepsi çocuğunuzun aşı karnesini görmek istiyorlar. Bu karne olmadan kayıt yaptırmanız imkansız. Doktorunuzdan maille ve rica minnet tanıdıklarla hastaneden almak çok zor olabiliyor, o yüzden iyisi mi siz gelmeden önce aşı karnesini çıkarttırıp yanınıza alın.
Eminim ki, Türkiye’de sayısız eğitime katılmış, kursa gitmiş ve sertifikalı programlar almışsınızdır. Bunları burada kullanmak istiyorsanız, gideceğiniz ülkenin diline çevirtip, noterden tasdik ettirin. Kimse sizin Türkçe sertifikanızla ilgilenmiyor, biliniz.
Başka bir öneri şöyle verebilirim: Zamanında gittiğiniz kurumlar halen duruyorsa size İngilizce olarak da aynı belgeyi vermelerini isteyin. Bu sayede iş ararken eliniz güçlenir.
Pasaport süresi
Yurt dışında yaşamaya veya uzun süreli kalmaya gidiyorsanız, pasaport sürenizin uzun olup olmadığını kontrol edin. Ne kadar uzun süreli pasaportunuz varsa o kadar iyi. Pandemi döneminde olduğumuzdan pasaport sürenizi uzatmak eskiye nazaran daha zor ve masraflı. Birçok kişi yazın tatilde ülkeye döndüğünde bunu halledebileceğini düşünüyordu ancak gidemeyince yurtdışından halletmeye çalışmak epey güç oldu.
Bunlar benim yaşadıklarım ve gözlemlemelerim sonucu oluşmuş öneriler. Eminim ki birkaç yıl sonra başka bir şeyler eklenebilir ya da teknoloji çok ilerler, bazıları sorun olmaktan çıkabilir. Bununla birlikte verdiğim öneriler çok hayati ve değerli, diliyorum ki, sizin de işinize yarasın ve katkı olsun…
Bu yazı dizisinin sonu… Bir sonraki yazımda “Umuda dair” ne varsa onu işleyeceğim. Sevgiler ve sağlıcakla kalın…
- Yurt dışı izlenimleri – Bölüm 1
- Yurt dışı izlenimleri – Bölüm 2
- Yurt dışı izlenimleri – Bölüm 3
- Yurt dışı izlenimleri – Bölüm 4